Zaman geçiyor sanki çok hızlı bir şekilde. Üzülüyorum, böylesine yalnız ve eksik gibi hissetmekle geçtiğinden dolayı. Çok şükür ailem var, az çok arkadaşlarım var; ama işte gece yastığa başımı koyduğumda beni bir süre uyutmayan düşüncelerim, hayallerim, tükenmeyen umutlarım da var.
Acıyorum kalbime. Yine iyi çekiyor kahrımı. Beynim de öyle. İkisi bile artık ortak bir noktada buluşmaya çalışmaktan pes etmiş durumdalar. Bense ısrarla devam ediyorum.
Bazı konularda çok git-gellerim olduğunu biliyorum, ama son gidişimde tamamen kurtulup da gidiyorum. En azından o huyum var. Tabii gidip gelirkenki eziyeti benle başkaları da yaşıyor. Bazen de tekrar dönmemeye yemin ediyorum. O zaman kendime verdiğim yemine tutunmaya çalışıyorum. Yoksa gidip yine dönerim, biliyorum kendimi. Bu sefer de bana dönülsün diye olan beklentim artıyor. Ne kadar safım değil mi? Oysa bekleyerek, beklentiye girerek de hep kendime ediyorum. Bunu beynim kabul etse, kalbim izin vermiyor durmasına. Çünkü bekleyerek ben yıpranıyorum, üzülüyorum. Sonra susuyorum.
Uzunca bir süredir düşünüyorum. Aklımda tamamen bırakıp gitmek var, uzak durmak var. Yolda, aynı şemsiyenin altına girmek zorunda kalsak bile, ıslanmayı tercih edecek kadar uzak duran biri olma düşüncesi var. Bu beni korkutuyor. Bırakıp gitmek, pes etmek, vazgeçmek... Onca şeye rağmen ısrarla umudumu korumaya çalışırken, ne kadar paramparça olduğumu görebiliyorum artık. Fotoğraflardaki bakışlarımı insanlar bile okur olmuş. Son 1 yıl içinde sürekli gidip geldim, bırakmaya çalıştım. Sanırım bu da kısmen ayrıldığım birine tekrar dönme durumumdaki bir paralellikte oldu. Ve artık sonlarına yaklaşırmış gibi hissediyorum. Artık tamamen uzaklaşacakmışım gibi bir his var içimde. Ya da yoğun bir istek. Böyle "haydi Arif, bırakabilirsin, neredeyse 30 oldun, artık sadece kendine dönük beklentilere girebilirsin" diyor gibi her şey. Bana "niye bu kadar takıyorsun" diyen de oldu. Herkesin ruhunun beslendiği bir şeyler var bu hayatta. Benimki de bu. Neden maddiyata dönük biri haline dönüşmemi bekler ki insanlar?
Kendime bir tarih vermek istemiyorum. Kısıtlamak da istemiyorum, ama cumartesi günü Ankara'ya arkadaşıma gidiyorum. Pazar dönerim diye plan yaptım. Ve Pazartesi dolunay varmış. Yani sanırım son şansım ya da kendime verdiğim son umut bu hafta sonu olacak. Yani ben de beklemiyorum aynı otobüs durağında fark etmeden yan yana durmayı ya da aynı mekanda kahve içiyor olmayı; ya da çarpışıp tanışmayı... Aramadan, sormadan, etmeden olmuyor. O yüzden eve döndüğümde ya her şeyden uzaklaşmış olacağım ya da daha umut dolu olacağım. Bu hafta sonu benim için birçok şeye son nokta koymak da olacak. Yoksa bana yazık oluyor sadece.
18 Şubat 2016 Perşembe
13 Şubat 2016 Cumartesi
Sevgililer Günü
Yine geldi o lanet gün! Doldurun kafeleri, sokakları, caddeleri... böyle el ele tutuşup öpüşün falan hatta. Sizi gidi pis sevgili çiftler!
Evet, doğru bildin Blog, yine sevgilim yok, yalnızım. N'apacaksın işte, beğenemiyorum(!) kimseyi, hep ondan.
Sevgililer günü çok ideal bir güne geliyor. Pazar günü her yer tıka basa dolar şimdi. Allah'tan bu hafta sonu gidemedim, ama önümüzdeki hafta sonu Ankara'da, merkezinde yani, yaşayan bir arkadaşımın yanına gideceğim bir aksilik olmazsa. Kendisinin yakın zamanda yaşadığı ayrılığı biraz olsun hafifletmek, İNSAN İÇİNE ÇIKMAK ve aklımda beni ve midemi mutlu edecek şeyler yapmak gibi planlarım var. Yani demem o ki bu hafta sonu dışarı çıkıp usanan herkes önümüzdeki hafta sonu evinde oturur. Böylece ben de kafamı dinleyebilirim kısmen.
Yarınki sevgililer gününü dolu geçirebilirdim aslında Blog, ama işte. Bilmiyorum, kısmet olmamış.Zaten kısmetsizim, biliyorsun.
Geçen gün Beypazarı'na gittik, oradaki hastanede, burada olmayan bir bölüm olduğu için. Geçtiğimiz haftayı hayatımdaki en agresif olabilecek bir şekilde geçirdiğimin farkındasın zaten. Doktor değişikliği güzel bir şey. İlacım normal insan boyutuna düştü çok şükür. Ve gördüğün üzere aşırı pozitifim.Şimdi beni öpebilirsin Blog.
Yarını dolu geçirmem için bir çözümün yok, değil mi? Hem bak her şeye çok açık bir ruh halindeyim. Tamam, peki. *üzgünsurat*
Evet, doğru bildin Blog, yine sevgilim yok, yalnızım. N'apacaksın işte, beğenemiyorum(!) kimseyi, hep ondan.
Sevgililer günü çok ideal bir güne geliyor. Pazar günü her yer tıka basa dolar şimdi. Allah'tan bu hafta sonu gidemedim, ama önümüzdeki hafta sonu Ankara'da, merkezinde yani, yaşayan bir arkadaşımın yanına gideceğim bir aksilik olmazsa. Kendisinin yakın zamanda yaşadığı ayrılığı biraz olsun hafifletmek, İNSAN İÇİNE ÇIKMAK ve aklımda beni ve midemi mutlu edecek şeyler yapmak gibi planlarım var. Yani demem o ki bu hafta sonu dışarı çıkıp usanan herkes önümüzdeki hafta sonu evinde oturur. Böylece ben de kafamı dinleyebilirim kısmen.
Yarınki sevgililer gününü dolu geçirebilirdim aslında Blog, ama işte. Bilmiyorum, kısmet olmamış.
Geçen gün Beypazarı'na gittik, oradaki hastanede, burada olmayan bir bölüm olduğu için. Geçtiğimiz haftayı hayatımdaki en agresif olabilecek bir şekilde geçirdiğimin farkındasın zaten. Doktor değişikliği güzel bir şey. İlacım normal insan boyutuna düştü çok şükür. Ve gördüğün üzere aşırı pozitifim.
11 Şubat 2016 Perşembe
Hızlı DNS Server Listesi (2016 - Şubat)
Türkiye içinde yaşıyorsanız, kullandığınız servis sağlayıcının otomatik olarak atadığı DNS adreslerinden bazen yorulup "yeter! Aaa!" diyor olabilirsiniz. Başlıca sebebimiz tabii ki hız. Daha hızlı DNS adresleri kullanıp daha pratik (!) sonuçlar alabilirsiniz internet gezintilerinizde. İşte sırf bu yüzden aşağıdaki sağlayıcıların vermiş olduğum DNS adresleri tam da işinize yarayacak cinsten. Listedeki 11 adet DNS server sağlayıcı, birçok açıdan değerlendirmeye tabi tutularak en yüksek hızdan en yavaş olana göre sıralanmıştır. Genelde Türkiye içerisinde Google DNS adresleri kullanılsa da Level 3 de gayet öne çıkan DNS sağlayıcılardan biri olmuştur.
Mümkün olduğunca bu listeyi güncel tutmaya çalışacağım. DNS adreslerinizi nasıl değiştirebileceğiniz konusunda detaylıca bilgiye girmeyeceğim. Zira bu sayfaya ulaşmış biri, eminim rahatlıkla nasıl DNS değiştirebileceğini de Google amcaya sorabilir.
Mümkün olduğunca bu listeyi güncel tutmaya çalışacağım. DNS adreslerinizi nasıl değiştirebileceğiniz konusunda detaylıca bilgiye girmeyeceğim. Zira bu sayfaya ulaşmış biri, eminim rahatlıkla nasıl DNS değiştirebileceğini de Google amcaya sorabilir.
Sağlayıcı
|
Birincil DNS Server
|
İkincil DNS Server
|
---|---|---|
Level 3 | 209.244.0.3 | 209.244.0.4 |
Verisign | 64.6.64.6 | 64.6.65.6 |
8.8.8.8 | 8.8.4.4 | |
DNS.WATCH | 84.200.69.80 | 84.200.70.40 |
Comodo Secure DNS | 8.26.56.26 | 8.20.247.20 |
OpenDNS Home | 208.67.222.222 | 208.67.220.220 |
DNS Advantage | 156.154.70.1 | 156.154.71.1 |
Norton Connect Safe | 199.85.126.10 | 199.85.127.10 |
GreenTeam DNS | 81.218.119.11 | 209.88.198.133 |
SafeDNS | 195.46.39.39 | 195.46.39.40 |
OpenNIC | 50.116.23.211 | 192.99.240.129 |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)