5 Ocak 2014 Pazar

Yine mi Yeni Yıl?

Öncelikle hoş geldin 2014. Sana gel diyen olmadı; ama galiba ben özellikle gelmeni isteyenlerdendim, 2013'ün verdiği kasvetli dünyadan kurtulmak isteyenler arasında... Geldin ve bugün 5. günün. Geriye kalan 360 gün için ne derece başarılı olabileceğimizden emin değilim. Yine de umutla bekleyebiliriz seni Blog'um ve ben.

Yazmadan önce eski yazılarımı okudum. Yani her seneye nasıl başladığıma dair yazdıklarımı okudum demeliyim.

Geçmişim biraz film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Yeni yıla başlarken dilediklerimin ne kadarını gerçekleştirebilmişim diye düşündürdü. Şimdi yepyeni bir yıl var önümde. Yine saçma sapan dilek listesi oluşturmayı düşünmüyorum. Ve korkuyorum 2014'den Blog. Son yıllarım hayatımın şekillenmesinde çok farklı etkilere sahip oldu. Amerika maceralarım, Erasmus serüvenim, Dukan diyetiyle geçen bir yılım ve depresyona girdiğim son yılım... Ve bu sene korktuğum her şeyle yüzleşmek zorunda kalacağımı biliyorum. Hem de her şeyle... Ne kadar cesaretim var, emin değilim. Yine de ayaklarım geri gitmiyor. Adımlarım biraz daha bilinçli geleceğe dair; ama korkularım içimde saklı Blog. 2013'de bırakmak istemediğim kişi/kişiler vardı; ama şu anda gördüğün üzere yine yalnızım birçok sebepten ötürü. Hiç gelemem dediğim bir şehirde hayatımı devam ettirmem gerekiyor. 2014'ün yarısı böyle geçecek. Sonraki yarısı için Allah büyüktür diyorum. Yani benim için her şey Haziran ve Temmuz aylarından sonra başlayacak. Ne şekilde yöneleceğim, ne yapacağım, neye üzülüp neye sevineceğim... İnşallah diyorum; ama bir yandan da başım yana düşüyor.

Ne derece başarılı olabilirim acaba birçok konuda bu sene... Çok merak ediyorum ve diğer her şeyde olduğu gibi yaşayıp göreceğim. Bu seneden beklediklerimi yazmak istemiyorum. Daha sonra okuyunca kıyaslama şansım olsun istemiyorum Blog. Ne gelecekse Allah'dan, ne olursa kabulüm. Her anlamda sağlıklı ve mutlu olayım... Gerisi yine detay olur. Emeklerim boşuna gitmesin bir de. En büyük dileklerimden biri de bu. 

Duygusal anlamda bir hayale girmiyorum artık. Ne olacağım bile belli değil. Bir de inancım kalmadı artık Blog. Benim seçtiklerim mi yoksa beni seçenler mi beni bu hale getirdi, anlayamıyorum; ama galiba en büyük gerçeğin bu olduğunu öğrendim önceki yıllardan: Bana sevgi yasak...

Birlikte 6. yılımıza girdik Blog. Bir sen bir de ailem kaldı her sene yanımda. Bana yetersiniz aslında. Allah'dan belamı mı istiyorum, değil mi? Belki de.

Şu sıralar yine sessizleşip kendi dünyama çekilesim var Blog. İyi değilim çünkü. Moralim bozuk, kötüyüm... Dün gece bir film izledim, uzun zamandır izlememe direnip. About Time idi. Güzeldi, beğendim. Filmin sonunda kendime sordum: Ben neden her saniyemi en mutlu olacak şekilde geçirmeyi beceremiyorum? Denesem bile çok kısa süreli oluyor. Sonra yine üzgün, suratı asık Arif oluyorum. Belki o kısa sürede de kendimi kandırıyorum. Bazen, yine de, gerçekten mutlu olup zamanımı çok iyi geçirdiğim de olmuyor değil. Başarıyorum da galiba. Tam olarak emin olamasam da bu durum için, genel anlamda beceremediğim bir durum olduğu gerçeği de yüzüme çarpıyor Blog. Neyse, hoş geldin tekrar 2014. Bu sene epey işimiz var seninle... Dileklerimi biliyorsun!

24 Aralık 2013 Salı

Güle Güle #2013

Ben bir daha ilişkilerden bahsetmeyeyim mümkünse. Nasıl bir şansım var bilmiyorum. Çözemedim arkadaş! Çözemiyorum da hala... Yalnız, anladığım çok iyi bir şey var şu son haftalarda. O da şu ki: ilgi gösterecek insan gösteriyor. Öyle 5 kere ayrılmaya gerek kalmıyor mesela, ya da savaşmak gerekmiyor sırf değer verdiğini görüp hissetmek için. Bende saflık... Bu netleşti yani. Ne kadar salakmışım! Ne kadar safmışım ki sırf iki gramlık duyguları kaybetmemek için kendi kendime yürütmüşüm bir ilişkiyi. Safmışım diyorum da emin değilim, belki karşımdakiler daha uyanıktır benden. Neyse ne. Şu anda yine bir geçmişime "keşke" bırakmış haldeyim ilişkiler konusunda. Ve aylar öncesinin bitmiş olayını şu anda dile, hatta kelimelerime getiriyorum. Değer mi? Tabii ki değmez, değmemeliydi de hiçbir zaman.

O'nu salla da, şu şarkı bana değişik bir hava katıyor. Böyle sanki bir Ağustos ayının son günleri, çok az sıcak bir şehirde, güneş batımında dolaşırmış hissi veriyor. Radyolarda çok çalmaya başladı tekrar. Ondan etkilendim. Şuraya ekleyeyim ben de:
 

Ya sanırım kilo aldım. Bilemiyorum. Yine de şu günlerde düzene sokmaya çalışıyorum kendimi. Başta ders çalışmamı... Bugün çok iyiydi mesela, Allah nazarlardan korusun. Bundan sonra da öyle olmayı hedefliyorum. Galiba yemek düzenim için de bir şeyler düşüneceğim. Yani, düşünmek zorundayım. Böyle gitmez. OFF!

Geçen gün bilgisayarıma indirdiğim dizilerimin olduğu klasörü yanlışlıkla kalıcı olarak sildim. Aferim bana, oldu tabii. Gerçi bir yandan da seviniyorum. Çünkü zorla takip ettiğim 3 dizinin yaklaşık 5'er bölümleri vardı. Böylece o dizileri de takipten bırakmış oldum. Zira tam olarak hangi bölümlerinde kaldığımı bilmediğim için, tekrar indiremezdim... Zaten Ocak ayında en sevdiğim dizilerden ikisi başlıyor. Girls ve Shameless. Onlar bana yaza kadar yeter Blog.

WhatsApp'deki online olma sürüm beni benden almaya devam ediyor; ama ders çalışma düzenimle birlikte o da azalışa geçti diye düşünmekteyim. Tabii geceleri olan devamlılık değişmiyor. Neden acaba...

Yaşlılığım iyi geçsin diye yaşamak istemiyorum Blog. Olabildiğince bugünümü mutlu etmem gerektiğini düşünüyorum; ama henüz beceremiyorum galiba. Ne yapmalıyım, ondan da emin değilim. Yine de şu "düzene girme" çalışmalarımın etkilerinin her konuda pozitif olacağına inanmaktayım. Yakın zamanda görebiliriz bunu Blog. Takipte kalalım.

Ha bir de, iyi ki varsın!

Dipnot: Belki bu 2013 yılımın son yazısı olabilir, emin değilim. Şimdiden mutlu yıllar Blog. Sayfanın en altındaki blogun aktif olan yıllarını da 2009 - 2014 olarak güncelleyeceğimden hiç şüphen olmasın. Sabırsızlıkla bekliyorum. Ve 2014... hayırlı olacağına inanıyorum. Lütfen. Amin.

Dipnot 2: 2013 ile ilgili diyeceğim çok şey hem var hem de yok. O yüzden susmayı tercih ediyorum. Hiç güzel geçmedi birçok anlamda. Depresyona soktu en azından beni en başta; ama 2014 için çalışıyorum senenin son günleri bile. Haydi bakalım!

15 Aralık 2013 Pazar

Uzaklar...


Merhaba Blog, nasılsın?

Sana da karlar yağdı mı Blog? Her yerini beyazlattı mı dünyanın? Temizlik, saflık, duruluk getirdi mi sana da? Yoksa soğuktan şikayet eden, evden çıkamadığı için depresifleşen biri mi oldun?.. Nasıl oldun? Benimlesin yine de, biliyorum.

Bu akşam bir arkadaşım bana psikiyatriste gittiğini söyledi. Ben her ne kadar ona, gitmelisin, desem de; o henüz gidebildi. Sonuçlarından memnun kalır diye umuyorum. Çünkü ben 3-4 aydır mutluyum. Yine de bir gariplik hissetmiyorum, değil. Özellikle şu son günlerde. Sanki buraya, Diyarbakır'a, geliş amacımı tam olarak benimseyememiş gibi hissediyorum kendimi. O yüzden bu akşamı, yine, kendime ayırdım. Düşünmek için, biraz daha olup bitenleri idrak edebilmek için, daha iyi nefes alabilmek için, eskilerin eski olduğunu kabul etmek için biraz da...

Negatif olan şeylerden bahsetmeliyim biraz. 2013 kitap okuma hedefimden toplamda 7 kitap uzaktayım Blog. Ve 15 gün var. Yetiştirmem imkansız. Buna üzülüyorum mesela, yine de aylardır kitap okuyamıyor olmama daha çok üzülmeliyim. Çünkü uzak kaldım kitaplarımdan. Hayatımdan birini çıkartınca açılan boşluğu doldurmak için çok çaba sarfettim. Ve başardım... Doldurmuş durumdayım. Artık bir boşluk yok. En azından kafam sakin. Öte yandan diyetime bir türlü rutin uyduramıyorum şu sıralar. Her sabahım, akşamımla bozuluyor. Devam ettiremiyorum. Ablamdayken böyle oluyor. İstanbul'da da böyleydi mesela. İştahım mı açılıyor nedir? Diyarbakır'ın eti güzel bu arada. Burada yediğim lahmacun sayısı, ömrüm oyunca yediğimin yarısı kadar olmuştur galiba. O derece çok yemekteyim. Güzel, ne yapabilirim??? 

Bu akşamı, yukarıdaki saydıklarım ve daha saymadıklarım/sayamadıklarım için düşünme zamanı ayırdım kendime. Düşünüyorum. Ve bakalım yarından itibaren ne kadar başarılı olabileceğim. Bunların dışında, telefoncuğumla çok mutluyum. Bir iPhone sahibi olabilmeyi feci şekilde istemiştim. Ve Ağustos'dan beri kullanıyorum. Aşırı aşırısı mutluyum. Çünkü beni bilgisayarımdan tamamen uzaklaştırdı. Oyun oynamayan ben, birkaç oyun yükleyeyim derken, bilmem kaç oyun yükledim. Bir de WhatsApp çevrem oldu Blog. Görmelisin. Geçen gün adeta sabahtan akşama kadar elimdeydi telefon. Hatta arkadaşlarımdan birkaçı sitemkar şekilde "hep online'sın Arif??!!" tiribine girdiler. Ne yapabilirim? Burada henüz arkadaş edinemedim... Yani edindim; ama başkasının arkadaşı gibi oldu. Sözde... Bilmiyorum, o durumlar karışık biraz Blog. Boş ver. Yine de telefoncuğumla daha az vakit geçirmeyi hedefledim artık. Sanırsın ki sevgilim var. Belki de vardır? Kim bilir...

Hedeflerime odaklanmalıyım Blog. Tek diyebileceğim bu...