Bir süredir İstanbul'dayım. Arkadaşlarımla buluşmak bana tekrar normale dönme gücü verdi. Bu taraflara doğru gelip biraz daha rahat düşünmeyi umut ediyordum. Geldim, düşünebiliyorum; ama rahat mıyım emin değilim. Hala içimde üzüntüsünü yaşıyorum bazı şeylerin. En başta kendime kızıyorum. Sonunu bildiğin şeylere neden adım atıyorsun, diyorum. Sonra başkalarına kızıyorum, neden beni sevdikleri ve ümitlendirdikleri için. Geçenlerde 24 yaşıma girdim. Düşünce yaşımın duygusal yaşımla birlikte çok daha ilerilerde olduğunu düşünüyorum şu anda. Sevgiyle yapılabileceklerin neler olabileceğini düşünüyorum. Şu sıralar tekrar umutla dolmak istiyorum. Hayallerimi daha güzel bir şekilde kurmak gibi bir niyetim var. Birilerini hayatıma almak istiyorum; ama kendi düzensizliğimle başkalarını da üzmek istemiyorum. Onun yerine kendim üzülüyorum. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Tekrar üzülmek istemiyorum. Yoğun bir sevgi görüp sonra anlamsızca arkadaş sevgisine muhtaç kalmak istemiyorum. Bunu kimseye yaşatmadım çünkü ben. Çünkü, ben, vedalardan nefret eden, verilen emeklere kıyamayan, saçma sapan şeylerden dolayı soğumayan biriyim. Ben kendimden eminken başlıyorum bir ilişkiye. Acaba onunla olur mu diye başlamıyorum mesela. Ne istediğimi ve istemediğimi biliyorum. Ne verebileceğimi de biliyorum ve içimde de tutmuyorum bunu. Belki de tutmadığım için kaybediyorum. Şu sıralar 1-2 arkadaşım çoktan ümitsizlik yolunda pes etmiş durumdalar. Anlık heveslerle hayatlarına devam etmeyi düşünüyorlar. Ben neden başaramıyorum? Benim neden içimde böyle bir istek yok? Nedir ki beklediğim acaba?
Sevgide gurur olmaz diye öğrettiler bana. Gurur yapmadım hiç. "Ben ona söylemeyeyim, bilmesin, o koşsun hep, ben yorulmayayım" demedim hiç. Demiş olsaydım belki farklı olurdu. Sanırım her ilişkide bir şey öğreniyorum. Kimin için acaba bütün bu hazırlıklar?
Birinde iradeyi öğrendim, birinde ne istediğimi öğrendim, birinde aşık olmayı öğrendim... sonuncusunda gurur yapmamayı öğrendim. Ben öğrendim öğrenmesine de, onlar ne oldu acaba? Ben üzüldüm üzülmesine de onlar ne oldu acaba?
Çok açık ki bir ilişki sonunda iki taraf da üzülmüyor. Bir kişi üzülüyor. Hepsinde üzülen ben oldum. Üzülen ben olmasaydım şu anda en azından bir tanesi devam ederdi. Ben kıyamadıkça biz diye tanımladığım şeylere, başkaları kıydılar gurursuzca, iradesizce, aşksızca.
Şimdi birine daha çok güvenmek istiyorum ya aslında beceremeyeceğimden korkuyorum. Çünkü her gelen bir şeyler alıp gitti benden. Tükendim, derler ya, o hesap benimkisi de. Tükendim. Çok bir şey varmış gibi duruyor elimde sanırım. Oysaki her birine kendimi gösterdim en açık şekliyle. Ben tamamlanacağım günü bekliyorum şimdi. O zamana kadar da kapatıyorum kapılarımı. Yine. Son zamanlarda çok ihtiyacım olduğunu hissettiğim şeyin aslında var olmadığını görünce tekrar, vazgeçişlerime bürünmeye karar verdim. Geçen seneki Ekim ayına gidiyorum tekrar. Sanırım Sonbahar benim için solmak demek. Ondan bu kapanışlarım.
Daha ne kadar küsebilirim, bilmiyorum. Bir daha ne zaman inanırım sevginin gücüne, bilmiyorum. İnandığım şeylerin boşa çıkıyor oluşu beni paramparça ediyor. Seven, gerçekten seven, insanın yapabileceklerini çok iyi biliyorum. Pes edip, kolayca vazgeçmeyi seçenlere bu lafım. Ben hiç birinde vazgeçmedim. Hepsinde uğraştım kaybolmamak için, kaybetmemek için. Ben hepsinde koştum, hepsinde üstüne gittim herkesin, hepsi ayrı ayrı görmüştür gözyaşlarımı. Ben ağlıyorsam biri için, onu çok sevdiğimden ağlıyorumdur. Beni üzdüğü için değil. Her şey kelimeleri ağızdan çıkarmak demek değildir. Ben uğraştım kaybetmemek için, onlar ne kadar uğraştı diye düşünüyorum? Kim yorgundu, kim kolay vazgeçti, kim yitirdi o sevgisini?.. Sevginin yok olduğu bir yerde duramadım hiç ben. Giden oldum; ama kimse sormadı neden gidiyorsun diye, kimse dur gitme demedi. Çünkü gitmem istenendi zaten. Kalmamı isteseydiler, bunu söylerdiler en azından. "Sen fırsat vermedin ki" deyip bir bahane yaratmazdılar. Hep yorulan taraf oluyorum. Nedir acaba benim görevim bir ilişkide? Görevsiz bir şekilde kalacağım bir ilişki olmayacak sanırım.
Teşekkür ederim. Dördüncü kez beni hayata küstürdüğünüz için teşekkür ederim. Beni sevdiğinizi söyleyip sonradan bunu sadece kelimelerde bıraktığınız için teşekkür ederim. Hayallerimi, umutlarımı, inançlarımı yarıda bıraktığınız için teşekkür ederim. Yine çekiliyorum kendi hayatıma. Yine uzaklaşıyorum her şeyden...