3-4 gündür getirdiğim romanları okumaya başladım. Çünkü bilgisayarımın şarj cihazını getirmeyi unuttuğum için, nasıl yapabildiysem, zaman en iyi kitap okuyarak geçiyor. Ve biliyorum ve şu anda da görüyorum ki kitap okuduğum dönemlerde, ki bu aşk romanları olur genelde, daha rahat düşünebiliyorum. Kafam daha az meşgul oluyormuş gibi geliyor ve daha sakin olabiliyorum olaylara karşı.
Dün gece, 3 gün önce başladığım, Son Şarkı isimli romanı bitirdim. Başlarda çok ergen bir ilişkinin hikayesiymiş gibi gelse de, kitabın ortalarına doğru etkilendiğim birçok yerinin olduğunu söyleyebilirim. Öyle çok "kesinlikle okunması gereken bir roman" diyemem; ama okunursa bence güzel bir etki de bırakabilir okuyanda. Nicholas Sparks'ın okuduğum ilk romanı idi bu. Sanırım diğer romanlarını da bulmak için çaba harcayabilirim okula döndüğümde,
Normalde kitap okurken müzik dinleyen biri değilimdir; ama son okuduğum kitapla bana yine günlerdir sözünü ettiğim ve kulağımdan düşmeyen Göksel'in son albümü eşlik etti. Özellikle bir önceki yazımda paylaştığım şarkısının sözleri ve müziği gerçek anlamda çok etkileyici. Göksel'in albümü dışında bir de başımı yastığa koymadan 1 kez dinlediğim şu şarkı var:
Annemin yemekleriyle geçiyor şu günlerim. Ahım şahım bir geriye kilo alma durumum olmadı; ama yine de korkuyorum. O kadar emeğime ziyan olmaması için uğraşıyorum. Yulaf kepeğimi eksik etmiyorum. Hoş, bu soğuk havada kesinlikle yaktığımdan eminim. Bir de babamın odası buz gibi. Yakında onun da ofis eşyalarını alacakları için, internetten tamamen uzaklaşma durumum olacak bir süreliğine.
dipisnotus: Odamda beni bekleyen 3 tane roman var. Hepimize yeter.
dipisnotus 2: Özlem kelimesine "vurgu" yapıyorum.