Daha sessiz geçiyor içimde bir yerlerde hayat. Nefes alışverişlerimdeki değişiklik farkedilmeyecek gibi değil. Yine de bir sorun yok. Güzel hani her şey. Her şey, birkaç pürüz hariç, istediğim gibi. Eskiden olduğum gibi değilim. Daha da çok olmam gereken gibiyim. En güzel değişiklik de bu aslında hayatımda. Akşam yürüyüşlerimin güzel etkisini yaşıyorum çoğu zaman. Güzel arkadaşlarımın sıcak muhabbetlerinde buluyorum huzuru bazen. Cebimdeki parayı doğru düzgün tutamasam da 1 aydır, bazı istediğim şeyleri hala gerçekleştirememiş olsam da, güzel her şey...
2.5 seneyi geçeli çok oldu değil mi Blog? Neler kazandım, neler kaybettim bu zamanda... Geriye bakmamayı bile öğrendim son günlerde. İleriye dönük yaşamayı öğretti hayat. Daha kolay silmeyi, daha mantıklı değer vermeyi öğretti hayat. Daha bir yetişkin oldum son zamanlarda. Yine de içimdeki o birine güvenme duygusu o kadar çok şeyi bana özlettiriyor ki, yazmakla ifade edemem...
2010 ve 2011 yılları, henüz bitmemiş olsa bile, tamamen yalnız geçti çoğu konuda diyebilirim. 2009 yılının o bereketini, 2012 yılı için umut ediyorum kendime ve aileme. Bazı şeyleri yapabilmiş olmanın verdiği o gurur ve yine başarma isteği, dua ediyorum ki, ömrüm boyunca sürer.
Çoğu zaman buralarda ne işim olduğunu düşünüyorum. Hani yazıyorum, geçmişin olmuşlarına bir özet de ben ekliyorum blogumla. Peki sonra? İşte bu sorunun cevabını bulmak için yazıyorum her özetimi hayatıma dair... Hiçbir şeyimi paylaşmak istemiyorum aslında. Twitter hesabım hala kapalı. Facebook hesabımda bile birçok şeyi paylaşmaz oldum. Hiç istek yok içimde. Öylesine belli arkadaşlarımın içinde bulunduğu bir profile sahibim diyebilirim. Mutluyum da. Az ve öz, sade şeyleri seviyorum ben. Sade; ama içindeki renkleri ufakça belli eden şeyleri seviyorum.
Bugün 115 gün olarak belirlediğim Güçlendirme Evresine geçtim Dukan diyetimde. 11, 5 kg verdim bu diyet sayesinde. Ve sadece kilo vermedim; birçok şeyi verdim, kaybetmedim, verdim. O yüzden güzel bir başlangıç oldu 2012 yılı için. Hayattaki sorunların bitmeyeceğini gördüm ve güzelliklerden daha çok, sorunlarıma sahip olduğum için sevinmem gerektiğini anladım. Kendimi daha kötülerine hazırlıyorum şu anda, başıma gelebilecek daha kötülerine. Felaket senaryoları kurmuyorum elbette; ama yapabileceğim veyahut dayanabileceğim hale getirmeye çalışıyorum. İyisi hep gelir; ama kötüsü neler götürür bilemem...