10 Eylül 2011 Cumartesi

Bu ve Şu Aralar: Ben

Farkettim ki en az bir 10 yaş ilerden yürüyor duygularım. Şöyle bir 33 yaşındaki kişiyle hemen hemen aynı mantıkla düşünüyorum bazı konularda. Yani şükrediyorum, en azından bazı konularda o şekildeyim. Tamamiyle o şekilde olsaydım sanırım ipleri koparmıştım hayatla olan...

Sağlığımla ilgili not düşeyim önce. Son 2 yıldaki en zayıf kiloma ulaştım Blog. Hem de yaptığım sadece az yemek, yağlı şeylerden kaçınmak. Çay ya da benzeri içeceklerde şeker kullanmıyorum. Kızartmalardan sayıyla yiyorum kı o da orta boy patates dilimi ise 3 adet felan oluyor. Aşırı yağlı, hamur işi vb. çoğu zararlı şeyden olabildiğince uzak duruyorum. Normal öğünlerimi de eğer yemek çeşidi çok ise, azaltıyorum ve hepsinden yemeye çalışıyorum. Ve çok mutluyum! Sağlıklı şekilde ekstra bir uğraş vermeden ayda 1-2 kilo zayıflamaktayım son 2 aydır. Okula döndüğümde yapacağım Dukan Diyetini hesaba katmıyorum bile henüz...

Sevmek sanırım bana haram. Onu anladım ben. O yüzden vazgeçmediğim 1-2 şey vardı onlardan da soğudum epeyce.

Okul hayatım Pazartesi ders kaydımla birlikte başlıyor. Hayırlısı olur inşallah bu sene her şey için. Hayırlısı ve en iyisi...

Çok güzel ve emin planlarım var geleceğime dair. Eh aşık olamayacağımı da hesaba katarsak, Allah izin verdiği sürece yılmam!

Şu sıralar maddi anlamda zorlandığımı düşünürsek uzun bir süre telefonumu yenilemeyeceğim; ama şu telefona öyle bir göz koydum ki bundan sonraki telefonum o olacakmış gibi hissediyorum. İnşallah: Blackberry Bold 9900 12 Eylül gibi Turkcell ile Turkiye satışları başlayacağı söyleniyor. Tahminimce kontratsız fiyatı Iphone 5, henüz çıkmadı; ama çıkıncaki halini hayal ettim, kadar olur eminim. BIS durumundan söz etmiyorum henüz. O telefonu BIS'siz de kullanırım ben! Benim olsun ondan bir tane. Lütfeeen! Aslında o kadar parayı bundan sonra vermeye niyetlendiğim ilk teknolojik cihaz Nikon D90 modelindeki profesyonel fotoğraf makinesi idi. Yine de kafam karışık durumda ve bütçem müsait olmadığı için sadece piyasayı incelemekteyim. İnşallah diyoruz ve geçiyoruz...

Getirdiğim kitapları bitiremeyeceğimden korkuyorum; ama yarın tüm günüm Avrupa yakasında geçeceği için, yine, Pazartesi'den itibaren o kitapları bitirmeye niyetliyim, Isparta'ya dönene kadar.

Bir de şu Leona Lewis, Glass Heart isimli albümünü çıkarsa. tadından yenmez şu sonbahar ayları! En sevdiğim 2. mevsim çünkü.

Şimdilik bu kadar.

Sevgiler...

Tatil Zamanı - Üçüncü Evre

İstanbul benim için hep ışıklarıyla büyüleyen bir şehirdi. Şimdi ise tarihini gezip gördüğüm, dünyadaki diğer gezdiğim şehirlere göre, en mükemmel şehir olarak saklı duruyor içimde. Hatırladığım en eski İstanbul'a geldiğim yaşım 7-8 yaşlarımdır. O zamandan beri her sene gelirim bu şehre; ama bir türlü gezememişimdir o herkesin gezdiği tarihi yerleri. Ta ki bu seferki gelişime kadar...

Gezilmesi gereken ana birkaç yeri gezdim geçtiğimiz bir hafta içinde. Gayet güzeldi ve çok eğlendim. Erasmus zamanlarımdaki gezmelerim geldi aklıma hep. Tüm gün yürüdüğüm, merakla "acaba nasıl bir yer orası" diye her köşesine baktığım zamanlarım geldi aklıma... Güzeldi.

Bu seferki gelişimde İstanbul'a karşı olan büyük bir umudumu kaybettim. Daha doğrusu bir gerçeğini gördüm buranın. Meğer aradığım mutluluğu bulurum diye hayal ettiğim tek şehir, içine aldığı her türlü insanla o kadar kirlenmiş ki temiz insanları yutması epey kolay olmus artık. Ve gördüm ki İstanbul, benim seneler önce hayalime giren mutluluk umudunu yine seneler önce o insanları yutarak çoktan tüketmiş. Ve anladım ki ben ömrüm boyunca başka baharlara atacakmışım. Hayatımdaki ertelemek zorunda olduğum en büyük mutluluğuma mezar olmuş aslında İstanbul. Sevindim bu duruma kısmen de olsa. Nasılsa artık anlaşılıyor ki ben yarım mutluluklarla yetinmek zorunda kalacağım bundan sonra. Yarım kalan şeyleri de sevmediğim için, maddi manevi düzenimi bozacak olan 'insani' şeylerin hiçbiri olmayacak hayatımda bundan sonra...

Tatilimin üçüncü evresine girdim. Bahsettiğim gibi Dukan Diyeti kitabını okudum ve mantıklı bulmamla birlikte Isparta'ya döner dönmez başlamaya karar verdim. Haftasonu Ankara semalarına dönülecek ki oradan da devremülk olayına girilecek. Ve Tatilimin dördüncü evresine gireceğim... Özetle önümüzdeki günlerde bunlar gerçekleşecek. Ah yarın karşıya geçiyorum tekrar. Haftaiçi de son kez geçeceğim gitmeden.

Tatil serisi yazımı bitirip, diğer hayatsal yorumlarımı belirten yazıma geçeceğim bir kahve ile...

1 Eylül 2011 Perşembe

Tatil Zamanı! - İkinci Evre

Geçen zaman için:

Üzülüyorum. Yani mutlu olabilecek miyim diye düşünüyorum uzun uzun bazı konularla ilgili olarak. Düşünürken karşıma güzel ve çirkin insanlar çıkıyor. Ben çirkinleri, güzellerden daha güzel sanıp, seçiyorum. Ve gerçek hallerini görünce, üzülüyorum. Pişman oluyorum bir saniyemi bile harcadığım için o çirkin insana. Daha da kötüsü, güzel insanları elemiş oluyorum. Sonra da mutsuzluğa gömülüyorum... Aslında hatam tamamiyle yalanlara kolayca kanmamla alakalı. Yalanlara, ve insanların bitmek bilmeyen doyumsuz, her iyiye sahip olma isteklerine... Neyse ki ve şükür ki Allah iyilerin yanında her zaman. Dualarım her zaman çirkin ve kötü insanların benden uzak; iyi ve güzel insanların da bana yakın olması yönünde... Ve bu durum açıklaması için yandaki resmi ilgili hayatıma girmiş çıkmış, kötü çirkinlere yolluyorum. Sizi sevmiyoğum.


Tatilimin ikinci haftasını yaşamaktayım. Cidden tatile ihtiyacım varmış. Ramazan harika bir şekilde geçti, özellikle Kadir gecesi. Güzeldi yani her şey. Şu anda Ankara semalarından uzaklardayım. Ve haftaya harika planlarım var İstanbul içinde. Bu hafta biraz böyle bayram havasını yaşamaktayım ailece.


Fransız diyetini keşfettim!!! Ablamdaki kitabı hemen okumalıyım! Isparta'ya döndüğümde başlamayı düşünüyorum o diyete. Özet geçeyim, protein ağırlıklı besleniyoruz, sürekli çalıştırıyoruz midemizi ve kilolarımızdan sağlıklı bir şekilde, çok yiyerek, kurtuluyoruz!


İstanbul'a doğru gelirken sene içinde yapmayı planladığım şeyleri düşündüm ve epeyce güzel şeyler ortaya çıkacakmış gibi hissediyorum. Hatta feci halde inanıyorum; ama çaktırmamaya çalışıyorum. Büyüsü bozulmasın.


Bayramı mübarek olsun bloguma özellikle bakanların, yanlışlıkla uğrayanların, birine bakıp hemen çıkacakların, bi' dur karpız kesceedik ifadesini hakedenlerin... Az şeker, her evde bir dilim baklava dışında sağlıklı bayramlar geçirelim. 


Sevgiler.