Yoruldum ağlamaktan. Ağlarken vücudumun anlamsız titremelerinden, kendime acımalarımdan, masumiyetimdeki saçma sapan hallerimden... Hepsi yükmüş gibi geliyor bana artık. Elimden bir şey gelmiyor hayatımı düzene sokmak için. Sanki büyük bir yarım eksikmiş gibi geliyor her sefer. Her attığım adımda dönüp arkama bakmaktan vazgeçmek istiyorum artık...
"Tamam, artık her şey yolunda" deyip, bir anda önemli bir şeyin eksik olduğunu hissettin mi daha önce? Hiç içinden "ben bu filmi onunla izlemeliydim" dedin mi? Ellerini ateşlerin içinde tutup; yine de buz gibi soğuk olduklarını hissettin mi? Gülümsemeni 5 dakikadan fazla tutabildin mi yüzünde? Sanki koca bir yalanı yaşıyormuşum gibi hissediyorum; yalnız, savunmasız, amaçsız bu dünyada... Yoruldum ben, anlıyor musun?..
Her pazartesi başladığım diyetler sanki 5 saniye içinde ayları geçirtmişçesine pes ettiriyor beni kendinden. Aynaya baktığımda gördüğüm kişinin ben olmadığına inanmak istiyorum, biliyor musun? Evin dışına çıkmak istemiyorum uzunca bir süredir. Dışarda geçirdiğim her saniye "acaba uzaktan bana koşarak gelir mi" diye hayal kurmakla geçiyor. Çok yoruyor bunlar beni, anlayabiliyor musun?
Senden sonra, eskisinden de çok düşünür oldum. Attığım her adımın saçma sapan ihtimallerini düşünür oldum. İnsanların selam verişlerine aptal anlamlar yüklemeye başladım senden sonra. Sanki beynimin içinde koca bir ordu savaş veriyormuş gibi hissediyorum. Kurtulmak istiyorum hepsinden. Hiçbir şeyi düşünmeden yaşayabileceğim bir dünyaya gitmek istiyorum. Yanıma sadece beni yaşamaya itecek bir kişiyi götürmek istiyorum. Uzak kalmak istiyorum hepsinden, hissebiliyor musun ne çektiğimi?
Seni sevmiyorum artık. Sana aşık değilim. Sen benim o kısa zaman zarfında bir ömürlük istediğim şeylerin özetini veren kişiydin sadece. Sen buydun, git artık benden uzağa! Senin her sessiz kelimen benim çığlık şeklindeki cümlelerime dönüşüyor. Hiç mi görmüyorsun çektiğim acıyı? Hiç mi farketmiyorsun, yüzüme yerleştirdiğim aptal gülümsenin aslında bana ait olmadığını? Bu kadar mi sevdin beni? Bu kadar basit miydi senin için? Sen haketmiyorsun benim tek bir damla gözyaşımı. Hiçbir zaman haketmedin aslında. Seni, sen yapan benim masum duygularımdı. En masum halimle yaklaşmıştım sana ben.Oysaki sen bunu hakeden en son kişiydin...
Şimdi, bendeki sana ait acıları al ve senin nefesinin karıştığı bir havayı çekmeyeceğim kadar uzağa git!
2 Ağustos 2011 Salı
29 Temmuz 2011 Cuma
Zaman geç(-m)iyor.
Ah olmuyor! Yapamıyorum! İnanamıyorum kendime kesinlikle! Ben hiç bu kadar kendime olan saygımı ve sevgimi yitirmemiştim. Aslında yitirmiştim, daha rezil duruma düşmüştüm; ama yükselişe geçtiğimden beri böyle olmamıştı hiç. Resmen kendime verdiğim sözü tutamadım. Ve mutlu olmak için yemek yedim. Yemek yeme kısmını geçiyorum yine de. Nasıl olur da aynı hatalardan birini tekrar yaparım, nasıl!!!
Bugün yapmamam gereken bir şeyi yaptım. Yine iyi tuttum kendimi, öyle düşünüyorum her şeye rağmen; ama yine de yapmamalıydım. Bundan sonra tekrarlanmamasını umuyorum kendim için...
Hava biraz daha sıcaktı bugün sanki. Öyle hissettim öğleden sonra. Ders çalışmayı bırak, çalışmaya çalışmak bile yorucu oluyor bu havada. 2 hafta sonra yaz okulu finalleri var. Offff bence de!
Geçen Cuma doğum günümdü. 23 oldum. 21'imi özlüyorum çok. Her şeyiyle özlüyorum. Kelimelerim yetmez bütün ömrüm boyunca anlatmaya çalışsam da... Ece isminde bir bayan arkadaşım bana pasta kesti sağolsun. Geçen doğum günümde de başka bir bayan arkadaşım, Seda, benzeri bir şey yapmıştı. Eksik olmasınlar hayatımdan...
Ramazan için güzel planlarım var. İnşallah gerçekleştirebilirim. Doğru beslenme ile kilo bile verebileceğimi düşünüyorum. Bakalım artık.
Bütün yaz, yazı geçtim, son 2 yılım, yalnızlığımın doruklarını yaşatıyor bana. Arkadaş konusunda çok bolluk içindeyim. Şükrediyorum halime; ama gönül ne istemekte diye sorarlar adama... Sormalılar en azından.
Aptal ve duyguları olgunlaşmamış insanları görmek istemiyorum çevremde artık. Hayattan iyice soğutuyorlar beni.
Evet, yoruldum Blog. Beni hakladın yine. Nasıl da anladın yorulduğumu yazdıklarımdan. Eksik olma hayatımdan hiç! ♥
Bugün yapmamam gereken bir şeyi yaptım. Yine iyi tuttum kendimi, öyle düşünüyorum her şeye rağmen; ama yine de yapmamalıydım. Bundan sonra tekrarlanmamasını umuyorum kendim için...
Hava biraz daha sıcaktı bugün sanki. Öyle hissettim öğleden sonra. Ders çalışmayı bırak, çalışmaya çalışmak bile yorucu oluyor bu havada. 2 hafta sonra yaz okulu finalleri var. Offff bence de!
Geçen Cuma doğum günümdü. 23 oldum. 21'imi özlüyorum çok. Her şeyiyle özlüyorum. Kelimelerim yetmez bütün ömrüm boyunca anlatmaya çalışsam da... Ece isminde bir bayan arkadaşım bana pasta kesti sağolsun. Geçen doğum günümde de başka bir bayan arkadaşım, Seda, benzeri bir şey yapmıştı. Eksik olmasınlar hayatımdan...
Ramazan için güzel planlarım var. İnşallah gerçekleştirebilirim. Doğru beslenme ile kilo bile verebileceğimi düşünüyorum. Bakalım artık.
Bütün yaz, yazı geçtim, son 2 yılım, yalnızlığımın doruklarını yaşatıyor bana. Arkadaş konusunda çok bolluk içindeyim. Şükrediyorum halime; ama gönül ne istemekte diye sorarlar adama... Sormalılar en azından.
Aptal ve duyguları olgunlaşmamış insanları görmek istemiyorum çevremde artık. Hayattan iyice soğutuyorlar beni.
Evet, yoruldum Blog. Beni hakladın yine. Nasıl da anladın yorulduğumu yazdıklarımdan. Eksik olma hayatımdan hiç! ♥
23 Temmuz 2011 Cumartesi
Hoşgeldin
Yüksek bir olasılık değildi seninle burada karşılaşmamız. Biraz daha zorlasak belki aynı apartmanda bile kalabilirmişiz demek ki. Şunu bilmelisin yine de, gözlerim her yerde seni arıyordu tam iki senedir. Nerelerdeydin diye sormaya çekindim seni gördüğümde. Cesaretim yoktu belki de. Belki de korktum yine benden kaçıp gidersin diye...
Sen yokken çok şey oldu diyemem. Ben, senin bende yarattığın boşluğu doldurmaya çalıştım sürekli. Neler neler denedim bilsen... Ama söyleyemem. Belki yine kaçar gidersin. Şunu bil yine de, çok korktum sen yokken. O kadar korktum ki bir daha kimseyi sevemeyeceğimi düşünmeye başladım. Çoğu zaman anlamsız ağlama nöbetlerine girdim yokluğunda. Hani nasıl derler, en sevdiği oyuncağı alınmış bir çocuk masumiyetindeydi döktüğüm gözyaşlarım. Hiçbiri seni geri getirmedi bana...
Çok özlemişim seni. Bunu daha uzaktan sesini duyduğumda anladım. Tekrar hayata dönmüş gibiydim adeta. Gerçekten, neredeydin? Hangi birinde kaldın? Sormadığım kişi kalmadı sanki. En alakam olmayan insanda bile aradım bazen seni... Yoktun. Sanki paramparça olmuştun da her bir parçan rüzgarla birlikte farklı şehirlere savrulmuştu.
Buradasın. Yine aynı şekilde çırpınıyorsun. Aynı masumlukta, aynı heyecanda, aynı ritimde. Ah! Cidden neredeydin? Hiç mi düşünmedin ne yapar ne eder bu çocuk diye? Hiç mi vicdanın sızlamadı? Çok yalnızdım sensiz, çok korunaksız, çok yabaniydim her şeye karşı. Yine de dönüşüne karşı olan mutlulugumu hiçbir kelime ifade edemez. İyi ki geldin, kalbim, iyi ki burasın. İyi ki yine sol tarafımda atmaya devam ediyorsun. İyi ki benimlesin...
Seni gerçekten çok özlemiştim ben.
Hoşgeldin...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)