23 Mart 2011 Çarşamba

Cok geliyor bana! Yasamak bana cok geliyor! Aptal seylere takilmaktan biktim artik! Boktan parasini da alip defolmasini istiyorum her seyin. Yasamak istemiyorum artik tamam mi! Her kimsen hangi boksan bu yaziyi okuyan! Kicinla gulebilirsin bana! SIKIMDE DEGIL! Bu boktan ulkede de olmak istemiyorum, aptal sehirde de yasamak istemiyorum! Salak insanlar icin aglamak da istemiyorum! Siktirip gitmek istiyorum burdan! Hadi kovun beni, butun boktanligiyla hayatiniz size kalsin! Simdi siktirin gidin gozumun onunden de blogumdan da!

18 Mart 2011 Cuma

Hayat ile yarisim...

Gectigimiz, blogsuz gecen, 9 gun sonunda, hayat bana sunlari yazdirdi, Facebook profilimde gecmistim, buraya da not duseyim. Hosuma gitti cunku yazdiklarim:

"Ilk baslarda suya yazi yazmak gibiydi. Simdiyse yukari dogru cikan yuruyen merdivenle asagiya inmek gibi... Hani bakar-kor olur ya bazen insanlar, onlarla gelecege yolculuk etmek gibi aslinda her sey. Daha yorgun, daha degersiz. Yine de aptal bir gulumsemeyle uyaniyoruz yeni bir gune, daha umutlu, daha inandirilmis..."


"Aslinda daha fazlasi "hayat" denen sey. Hala soguksa elleriniz, huzuru mumla aramaya raziysaniz ve ariyorsaniz, ha bir de, bir kahve icip 5dk muhabbet etmeyi kendinize odul verilmis gibi dusunuyorsaniz "o" kisiden gelen; hala devam etmeyi bekleyen bir yoldasiniz demektir. Simdilik yalniz..."

"Hayat, 3. satir. Aslinda bu yasadimiz degil gercek olan. Biraz gerisinde yasiyoruz her seyin; mutlulugun, o aranilan huzurun, hatta kederin bile bir adim gerisindeyiz. Bosvermisligin bir adim ilerisindeyiz; ama o kesin. Sorulsa herkes yorgun. Kimileri zaten hep mutlu. Kimilerinin gozyaslari sebep aslinda o dogal afetlere... Ya soran kisinin nasil durumu? O kisi sanirim tam yolunda devam eden."

Ne konuda guzel geciyor hayatim?

Himm... Eh guzel, yani zayifliyorum. 2. yuruyusumu de bu aksam gerceklestirdim arkadasimla. O da olmasa, sanirim tek basima cikmazdim. Onun da zayiflamasi gerekiyor. Dikkate alsa dediklerimi aslinda cok iyi bir arkadas olabilirim bu konuda ona. Birlikte zayiflariz. Neyse, zayifliyorum ben. Sadece tartiya ciktigimda degil; kendi vucudumdaki zayiflamayi da hissedebiliyorum.

Ders calisamiyorum yine. Sebebim yok bu sefer. Her sey duzgun. Bu sefer tembelligimden calismiyorum kesinlikle.

Fransizca kursu cok guzel gidiyor. Ustune dusmem lazim daha cok.

Son 2 haftam, surekli kendime, neden hayatimda biri yok, diye sormakla gecti.

Cevremdeki arkadaslarimin varligi bile beni mutlu ediyor. Guzel arkadaslarim var. Allah nazardan korusun... 

 ~~ NOT ~~ 

* Kitap okumak istiyorum. Istemekle kalmasini istemiyorum aslinda.
* Yalnizim iste. Benden hoslandiklarini soyleyenler bile bir yere kadar geliyor. Oysaki net bir sey gorsem; ben koca bir adim atacagim.
* Blackberry bir adet telefon kullaniyorum. Normalde olsa hayatta Blackberry Internet Servislerine aylik 30 Lira gibi bir rakam odemem. Kaldi ki telefonlarina o kadar parayi vermem. Veremem ya da. Vodafone'un kampanyasini somurdum ben de. Mutluyum. Omrumde bunun da zevkini yasamis oluyorum.
* Onceden bir hevesle takip ettigim bloglara bakamiyorum bile. Internetteki girdigim forumlara giremiyorum. Canim istemiyor, isteksizim bir cok seyde. Oyle de boyle de geciyorsun be Hayat! Su siralar canimi acitmiyorsun da. Cok ozlettin bazi seyleri be...
* O kadar cok kelime var ki dilimin ucunda; gucum yok ifade etmeye. Klavyeye bakiyorum bazen; o da butun tuslariyla bana bakiyor. Amerika'dan almistin beni unuttun mu, der gibi.
* Goruyor musun blog? Icimdekileri boyle normal satirlardan siyirmis durumdayim. Adeta birer not edasinda gecistiriyorum... Ozur dilerim.
* Ben oyle anlasilmasi zor biri miyim be Blog? Zararim bir kendime oysaki...
* ..

27 Şubat 2011 Pazar

Gece ve Yalnizlik

Hic ders almiyorum. Yapamiyorum sanirim. Beceremiyorum boyle bircoklari gibi olabilmeyi. Safim iste bildigin. Yani erkegin saf olani nasil olurdu acaba dusunen herkese, "en" ile baslayan bircok sifatla birlikte ornek gosterilebilirim.

Gecen yazdigim bir cumleyi hatirliyorum, hayat bana hala ogretemedi bazi seyleri. Hala ders almadim. Bunu bir sey oldugundan ya da yakin zamanda basimdan bir sey gectiginden dolayi yazmiyorum. Bu saatlerde hep boyle olurum ben genelde. En icine kapanik, en masum, en saf, en yalniz ve en duygusal hallerime burunurum bu saatlerde. Yanimda biri olsa asik olurum kolay bir sekilde heralde bu halimdeyken. Cozemedim neden boyle oldugunu; ama tahminimce bircok insan gece saatlerinde bir yalnizlik cekiyor...

Tamam biliyorum, once okulumu bitirmem lazim, bir yere yerlesmem lazim, hayatimi 2-3 seneligine kalici bir hala getirmem lazim once. Neden ama? Neden erteleniyor bazi seyler? Neden ertelemek zorunda kaliyorum tam 9 senedir? Bazi seyler icin yurt disina mi gitmem gerekiyor benim? Neden? Vardir iyi bir yani tabiki bunun. Ben de onu cozmekle geciriyorum degerli vaktimi... Oysaki kapat isiklari yat, uyu; degil mi?..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~`

Bugun Fransizca kursumun ilk gunu idi. 3 ders saati nasil gecti anlamadim. Ogrendigimiz sadece alfabe idi. Ve cok pisman oldum, daha once boyle bir seyle ilgilenmedigim icin. Kanadali hocamiz bile benle arkadasima sasirdi, bu kadar istekli oldugumuzu gorunce. Derslerimizi Ingilizce almamizin faydasini goruyorum. Ingilizce aksani cok iyi olmasa da hocamizin, gayet ekstra Ingilizce pratik icin cok cok yeterli benim icin.

Fransizca kursundan sonra Erasmus sinavina girdim. Universitede 2 kez bu sinava girdim, ikisinde de kazandim ve ikincisinde Litvanya'ya gittim. Daha sonra Iaeste sinavina girdim ve daha iyi bir sonuc alarak onu da kazandim. Henuz staj icin yer belli degil, hos, oylesine girmistim zaten. Bugunki 3. Erasmus sinavina da oylesine girdim. Staj icin giriyorum, dedim bircok kisiye. Oysaki oylesine girdigim bir sinav. Sadece sonucu gorup, kendimi mutlu etmek amacim. Tabi ne kadar yuksek puan alirim tartisilir...

Yarin yine Fransizca kursum var. Sabah kalkip guzel bir kahvaltidan sonra alfabeyi calisip; gidecegim. Sonuna kadar katilacagim bir kurs olacak. 60 saatten 3 saati gitti bile. Geriye kaldi 57 saat.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir Cumartesi gecesi daha gecer ve Arif sahnelerden ayrilir, sessiz, sakin...