26 Şubat 2011 Cumartesi

Parlez-vous français?

 
Universitedeyken yapmam gerekenlerin bir listesini tutmak icin gec kaldim mi diye dusunuyorum su anda... Insan dusunuyor, universiteden mezun olunca ne edecek bu bunye diye?.. Yani calisma hayatina baslayanlara bakiyorum da... Surekli, ne yazik ki, bir para kazanma derdi, bir hayatini kurtarma derdi, borc, mutsuzluk vs. yiginla sey var hemen hemen herkesin hayatinda. Sosyal faaliyetler olarak adlandirilabilecek seyler cogu is hayatina sahip insanin, yasaminda yer edinmiyor. Ben ne olacagim mezun olunca? Bu da gecemin meraklandiran bir sorusu olarak beynimde yer edindi simdi bak. Neyse...

Ben yine de, cok sukur, epeyce dolu bir universite yasamina sahibim. Yani gordugum ulkeler, sehirler; tanistigim insanlar, kulturler; derslerdeki kendime ve cevreme gosterdigim basarilar... Bunlar yeterli, kismen, bir universite ogrencisi icin. Ingilizce'mi epeyce gelistirdim bu 4 sene icinde. Sira neye geldi?.. Fransizca'ya...

1-2 senedir dilimde. Bir turlu ogrenmek isteyip; ogrenemedigim bir dil oldu. Artik, yarindan itibaren Fransizca kursuna gidiyorum.

Bircok insandan Fransizca ile ilgili kotu seyler duydum. Yok efendim, etkisini kaybetmis, yok efendim zormus, yok oylemis boyleymis... Yahu ne onemi var? Benim biri Fransizca konustugu zaman icim gidiyor yahu! Ciddi anlamda bana kibar bir sekilde kufur etse, tesekkur eder cekilirim kenara, o derece hosuma gidiyor. Ve ben de bu dili kendime yakistiriyorum ve ogrenmek istiyorum o yuzden. Elimden geldigince cabalayacagim bu dil konusunda. Hele ki Paris'de gecirdigim 3 gunun ardindan, daha da etkilenir oldum Fransizca'dan.

Toefl kursumu aldigim yerde %80 indirim hakkim oldugu icin, ucuza ogrenecegim. 3-4 kisilik bir sinifta, Kanadali bir hoca tarafindan, Ingilizce olarak anlatilacak dersler. Aslinda aklimda haftaici de Isparta Halkegitim seysine ait kursa gitmek var. Ki gidecegim gibi duruyor. Orada da Turkce olarak ogrenirsem, bu dilde cok rahat bir sekilde A1 ve A2'yi ogrenmis olurum. Bu arada derslerime de yogunlasmam lazim tabiki.

Ah unutmadan, diyetim gayet stabil bir sekilde devam etmekte. Disarda hicbir sey yemedim hala. Evde saglikli ve yeterli bir sekilde besleniyorum. Bekle beni 2011 yazi! Harika bir Arif geliyor... der ve yatagima simdilik fazla kilolarimla giderim.

Not: Yalniz yasiyorum hala. Insallah kimse gelmez yanima. Bir de kendimi ozel hissetmemi saglayan seyler oluyor su sirada etrafimda. Hosuma gitmiyor degil... Allah bozmasin huzurumu benim ve ailemin... Ve bu satirlari okuyanlarin... *hadi yine iyisiniz*

17 Şubat 2011 Perşembe

Neler neler oldu...

Ops! Hemen ozet geciyorum Blog sondan geriye dogru anlatiyorum, karismasin kafalar:

* Bugun hepsiburada.com'dan siparis verdigim tartimi aldim. Harika bir tarti. Cok hosuma gitti, iyi ki almisim. Insallah istedigim kiloya duserim.

* Bugun Eyvah Eyvah 2'yi izledim. Cok begendim cok! Ilkindan daha guzel olmus film. Bir kisminda zaten agladim. Cidden 1.5 senedir, duygularim cok yiprandi, yiprattim bos yere. Simdi de her dramatik anda agliyorum film izlerken.

* Bugun bir arkadasim, gecen gunlerde de baska bir arkadasim, aradan gecen 1 aydan sonra beni gorunce, zayifladigimi soylediler. Bu beni nasil mutlu etti bilemezsin.

* Bugun gecen donemden kalan bir ders notunu acikliga kavusturdum. Ve o dersten de gecmek icin gerekli formu doldurduk hocamla. Insallah en kisa zamanda isleme gecer de; o dersten gecerim. O dersten de gecince, epeyce rahatliyorum.

* Gecen gunlerde dikkat ettim de duzenli ve az besleniyorum. Aksam 6-7 arasinda aksam yemegimi yiyorum ve gece 12-3 arasinda bir saatte uyuyorum. O arada bir sey yemiyorum. Eger cok acikirsam bir meyve yiyorum, o kadar...


* Gerard Butler'in oynadigi, hosuma giden filmleri buldum. Yavas yavas izleyecegim.

* Fransizca icin kursa gidip konustum. Yeterli kisinin olmamasindan oturu, acamayabilirlermis. Mart ayinin basinda belli olacakmis. Hayallerimi yikin tabi. Hic sorun degil. Vardir kesin birileri. Onlar da Ingilizce ustunden anlatmasinlar Fransizca'yi. Turk hoca tutsalardi yahu...

* Isparta'ya gelince evime yerlestim. Tek daireye tasinmama gerek kalmadi. Ev sahibim oranin doldugunu soyledi. Simdi kaldigim yerde tekim. Insallah biri gelmez. Zira gelirse, benimle cok zor anlasir. Evimin temizligi ve duzeni konusunda cok hassasim.

* Kamil Koc ile geldim. Bu sefer nedense, otubusun icinde bile valiz vardi. Anlamiyorum bu ogrenciler, Ankara'yi Isparta'ya tasiyacak ne getiriyorlar acaba?.. Benim her zamanki valizim disinda bir sey yoktu. Gule gule gittim resmen.

* Evde tatil boyunca cok skldm. Simdi de ozluyorum hafiften.

Boyle iste. Su 6-7 gundur yasadigim en mutlu gunumu yasadim bugun. Allah bozmaz insallah. Amin.

10 Şubat 2011 Perşembe

Hasta oldum! Yaaaa!

Bir ara "Secret" isimli kitaplar vardi... Hala daha vardir sanirim. Ben o tur kitaplara tam anlamiyla inandigimi soyleyemem hicbir zaman. Yine de iclerindeki verilen mesajin, goremedigimiz ve bizim dunyamizin dengesini kuran o ilginc fizik kurallarina az da olsa inaniyorum. Dunyaya haykirdiginizda, istediginiz seyi elde edeceksiniz demiyorum tabiki; ama bunun etkisinin olmadigini da kabullenemiyorum...

Sanirim fiziksel 'etki/tepki' olayina tekrar kafa yormama, su siralar okumakta oldugum "Ye Dua Et Sev" isimli kitabin buyuk bir etkisi oldu. Henuz daha baslarindayim kitabin ki ben oyle eline kitabi alip 1 gunde bitire(-bile)n biri degilim. Yine de harika bir kitap oldugunu dusunuyorum en basindan beri... Nedenleri cok tabiki. En bastaki nedenlerden bir tanesinde kitapta dolasilan yerlerin bir kismini benim de dolasmis olmam, Italya gibi; diger yandan kitap yazarinin yasadiklarini da 'kismen' yasamis olmam, kitaba karsi butun ilgilerimi cekmektedir haliyle.

Elizabeth Gilbert'in kitabinda gecen, dunyaya ne istediginizi bildirin, tarzindaki ifadeler benim su siralar kabullendigim 1.5 yillik hatamin ustune harika bir cikolatali yas pasta kivaminda gelmektedir. Cunku artik hayata hukmetme ihtiyacimi bir sekilde karsilamaya calisiyorum. Maddi ve manevi olarak verdigim ugraslara baktikca bile daha cok imreniyorum kendime. Bir kismi henuz askida kalsa da; eminim ki guzel gunlerin tam boyle kapimin onunde zilime basmakta oldugunu hissediyorum. Buyuk konusmaktan hep cekinmisimdir; o yuzden de diyorum, Allah yuzumu kara cikarmasin....

2-3 gun once beni yakalayan soguk alginligina ne demeli? Hala daha burnum akiyor. Ve ben Cumartesi yola cikiyorum. Acaba bu gece ve yarin gun boyunca iyilesmis olur muyum? Oyle umuyorum; cunku bu burun akintisiyla ben ne otobus yolculugu cekebilirim ne de Isparta'daki evimle ilgilenebilirim gittigimde... Allah'im bir bildigin var, biliyorum. Yarin Cuma gunu. Lutfen saglik sihhat ver bana ki islerimi halledebileyim.

Yarin son gunum evde. Artik ne zaman firsat bulup; Seda Sayan'dan tut da butun evlendirme programlarini izlerim bilemiyorum. Yeni ders programimda Cuma gunu bosum yine! Bu cok sevindirici bir durum. Insallah program bu yonde bana fayda saglar da bazi planlarimi daha iyi gerceklestirebilirim...

Not: Benim burun akintim en az 1 hafta surer ortalama.

Not 2: Hey! Sana sesleniyorum! Bitti artik! Artik mutlu olma ve basarma sirasi bana gecti!

Not 3: Evet, lanet olsun ki 14 Subat'i takvimlerimden cikarmiyorum. Neden cikaracakmisim ki? Sevgilim yok diye mi? Planimda o gunu camide gecirmek var, aksamini yani. Kandil olmasindan oturu. Yine de baska planlar dahil edebilirim. Kafam karisik su siralar aksam planlari konusunda.

Not 4: Oh yea. Yarin Cuma!