Ops! Hemen ozet geciyorum Blog sondan geriye dogru anlatiyorum, karismasin kafalar:
* Bugun hepsiburada.com'dan siparis verdigim tartimi aldim. Harika bir tarti. Cok hosuma gitti, iyi ki almisim. Insallah istedigim kiloya duserim.
* Bugun Eyvah Eyvah 2'yi izledim. Cok begendim cok! Ilkindan daha guzel olmus film. Bir kisminda zaten agladim. Cidden 1.5 senedir, duygularim cok yiprandi, yiprattim bos yere. Simdi de her dramatik anda agliyorum film izlerken.
* Bugun bir arkadasim, gecen gunlerde de baska bir arkadasim, aradan gecen 1 aydan sonra beni gorunce, zayifladigimi soylediler. Bu beni nasil mutlu etti bilemezsin.
* Bugun gecen donemden kalan bir ders notunu acikliga kavusturdum. Ve o dersten de gecmek icin gerekli formu doldurduk hocamla. Insallah en kisa zamanda isleme gecer de; o dersten gecerim. O dersten de gecince, epeyce rahatliyorum.
* Gecen gunlerde dikkat ettim de duzenli ve az besleniyorum. Aksam 6-7 arasinda aksam yemegimi yiyorum ve gece 12-3 arasinda bir saatte uyuyorum. O arada bir sey yemiyorum. Eger cok acikirsam bir meyve yiyorum, o kadar...
* Gerard Butler'in oynadigi, hosuma giden filmleri buldum. Yavas yavas izleyecegim.
* Fransizca icin kursa gidip konustum. Yeterli kisinin olmamasindan oturu, acamayabilirlermis. Mart ayinin basinda belli olacakmis. Hayallerimi yikin tabi. Hic sorun degil. Vardir kesin birileri. Onlar da Ingilizce ustunden anlatmasinlar Fransizca'yi. Turk hoca tutsalardi yahu...
* Isparta'ya gelince evime yerlestim. Tek daireye tasinmama gerek kalmadi. Ev sahibim oranin doldugunu soyledi. Simdi kaldigim yerde tekim. Insallah biri gelmez. Zira gelirse, benimle cok zor anlasir. Evimin temizligi ve duzeni konusunda cok hassasim.
* Kamil Koc ile geldim. Bu sefer nedense, otubusun icinde bile valiz vardi. Anlamiyorum bu ogrenciler, Ankara'yi Isparta'ya tasiyacak ne getiriyorlar acaba?.. Benim her zamanki valizim disinda bir sey yoktu. Gule gule gittim resmen.
* Evde tatil boyunca cok skldm. Simdi de ozluyorum hafiften.
Boyle iste. Su 6-7 gundur yasadigim en mutlu gunumu yasadim bugun. Allah bozmaz insallah. Amin.
17 Şubat 2011 Perşembe
10 Şubat 2011 Perşembe
Hasta oldum! Yaaaa!
Bir ara "Secret" isimli kitaplar vardi... Hala daha vardir sanirim. Ben o tur kitaplara tam anlamiyla inandigimi soyleyemem hicbir zaman. Yine de iclerindeki verilen mesajin, goremedigimiz ve bizim dunyamizin dengesini kuran o ilginc fizik kurallarina az da olsa inaniyorum. Dunyaya haykirdiginizda, istediginiz seyi elde edeceksiniz demiyorum tabiki; ama bunun etkisinin olmadigini da kabullenemiyorum...
Sanirim fiziksel 'etki/tepki' olayina tekrar kafa yormama, su siralar okumakta oldugum "Ye Dua Et Sev" isimli kitabin buyuk bir etkisi oldu. Henuz daha baslarindayim kitabin ki ben oyle eline kitabi alip 1 gunde bitire(-bile)n biri degilim. Yine de harika bir kitap oldugunu dusunuyorum en basindan beri... Nedenleri cok tabiki. En bastaki nedenlerden bir tanesinde kitapta dolasilan yerlerin bir kismini benim de dolasmis olmam, Italya gibi; diger yandan kitap yazarinin yasadiklarini da 'kismen' yasamis olmam, kitaba karsi butun ilgilerimi cekmektedir haliyle.
Elizabeth Gilbert'in kitabinda gecen, dunyaya ne istediginizi bildirin, tarzindaki ifadeler benim su siralar kabullendigim 1.5 yillik hatamin ustune harika bir cikolatali yas pasta kivaminda gelmektedir. Cunku artik hayata hukmetme ihtiyacimi bir sekilde karsilamaya calisiyorum. Maddi ve manevi olarak verdigim ugraslara baktikca bile daha cok imreniyorum kendime. Bir kismihenuz askida kalsa da; eminim ki guzel gunlerin tam boyle kapimin onunde zilime basmakta oldugunu hissediyorum. Buyuk konusmaktan hep cekinmisimdir; o yuzden de diyorum, Allah yuzumu kara cikarmasin....
2-3 gun once beni yakalayan soguk alginligina ne demeli? Hala daha burnum akiyor. Ve ben Cumartesi yola cikiyorum. Acaba bu gece ve yarin gun boyunca iyilesmis olur muyum? Oyle umuyorum; cunku bu burun akintisiyla ben ne otobus yolculugu cekebilirim ne de Isparta'daki evimle ilgilenebilirim gittigimde... Allah'im bir bildigin var, biliyorum. Yarin Cuma gunu. Lutfen saglik sihhat ver bana ki islerimi halledebileyim.
Yarin son gunum evde. Artik ne zaman firsat bulup; Seda Sayan'dan tut da butun evlendirme programlarini izlerim bilemiyorum. Yeni ders programimda Cuma gunu bosum yine! Bu cok sevindirici bir durum. Insallah program bu yonde bana fayda saglar da bazi planlarimi daha iyi gerceklestirebilirim...
Not: Benim burun akintim en az 1 hafta surer ortalama.
Not 2: Hey! Sana sesleniyorum! Bitti artik! Artik mutlu olma ve basarma sirasi bana gecti!
Not 3: Evet, lanet olsun ki 14 Subat'i takvimlerimden cikarmiyorum. Neden cikaracakmisim ki? Sevgilim yok diye mi? Planimda o gunu camide gecirmek var, aksamini yani. Kandil olmasindan oturu. Yine de baska planlar dahil edebilirim. Kafam karisik su siralar aksam planlari konusunda.
Not 4: Oh yea. Yarin Cuma!
Sanirim fiziksel 'etki/tepki' olayina tekrar kafa yormama, su siralar okumakta oldugum "Ye Dua Et Sev" isimli kitabin buyuk bir etkisi oldu. Henuz daha baslarindayim kitabin ki ben oyle eline kitabi alip 1 gunde bitire(-bile)n biri degilim. Yine de harika bir kitap oldugunu dusunuyorum en basindan beri... Nedenleri cok tabiki. En bastaki nedenlerden bir tanesinde kitapta dolasilan yerlerin bir kismini benim de dolasmis olmam, Italya gibi; diger yandan kitap yazarinin yasadiklarini da 'kismen' yasamis olmam, kitaba karsi butun ilgilerimi cekmektedir haliyle.
Elizabeth Gilbert'in kitabinda gecen, dunyaya ne istediginizi bildirin, tarzindaki ifadeler benim su siralar kabullendigim 1.5 yillik hatamin ustune harika bir cikolatali yas pasta kivaminda gelmektedir. Cunku artik hayata hukmetme ihtiyacimi bir sekilde karsilamaya calisiyorum. Maddi ve manevi olarak verdigim ugraslara baktikca bile daha cok imreniyorum kendime. Bir kismi
2-3 gun once beni yakalayan soguk alginligina ne demeli? Hala daha burnum akiyor. Ve ben Cumartesi yola cikiyorum. Acaba bu gece ve yarin gun boyunca iyilesmis olur muyum? Oyle umuyorum; cunku bu burun akintisiyla ben ne otobus yolculugu cekebilirim ne de Isparta'daki evimle ilgilenebilirim gittigimde... Allah'im bir bildigin var, biliyorum. Yarin Cuma gunu. Lutfen saglik sihhat ver bana ki islerimi halledebileyim.
Yarin son gunum evde. Artik ne zaman firsat bulup; Seda Sayan'dan tut da butun evlendirme programlarini izlerim bilemiyorum. Yeni ders programimda Cuma gunu bosum yine! Bu cok sevindirici bir durum. Insallah program bu yonde bana fayda saglar da bazi planlarimi daha iyi gerceklestirebilirim...
Not: Benim burun akintim en az 1 hafta surer ortalama.
Not 2: Hey! Sana sesleniyorum! Bitti artik! Artik mutlu olma ve basarma sirasi bana gecti!
Not 3: Evet, lanet olsun ki 14 Subat'i takvimlerimden cikarmiyorum. Neden cikaracakmisim ki? Sevgilim yok diye mi? Planimda o gunu camide gecirmek var, aksamini yani. Kandil olmasindan oturu. Yine de baska planlar dahil edebilirim. Kafam karisik su siralar aksam planlari konusunda.
Not 4: Oh yea. Yarin Cuma!
6 Şubat 2011 Pazar
Gule gule "Eski" Guzel Hayat
Saat yine 9 oldu. Butun gun nasil gecti bilmiyorum. Ne yaptim kayda deger diye dusunuyorum. Bir sey yapmak zorunda degilmisim gibi hissedemiyorum. Surekli bir seylerle mesgul olmaya ihtiyacim varmis gibi geliyor. Bir taraftan surekli gecmisim aklimda beni rahatsiz ediyor surekli aklima gelip. Kotu anilarim oldugundan degil; daha cok yasadigim bazi guzel seylerin simdi olmayisi beni rahatsiz ediyor.
Kendimi bazen o kadar yukseklere cekebiliyorum ki... Cogu zaman hayranlikla izliyorum yaptiklarimi. Kendimle olan guven konusunda yarisiyorum adeta. Basarili oldugum noktalari benimseyebiliyorum butun benligimle. Kimi zaman da... neyse.
Liseden mezun oldugum zamanlar geldi aklima. Sirf ders calisarak gecen bir lise yasamindan geriye neler kalabilir diye dusundum simdi. Tabiki koca bir hic. Facebook'da birikmis lise arkadasliklarindan oteye gitmedi durum. Ya universite? Universitede de benzer durum oluyor, arkadaslik acisindan. Benzer... Ben su anda, Allah bozmasin, harika arkadaslara sahibim. Gecen sene dert yandigim durumlarin hicbiri yok su anda. Sukrediyorum bu duruma. Ki bu arkadaslarim mezuniyetten sonra da bagli kalinabilecek insanlar. Yine de dusununce universite mezuniyetinden sonra ne kalabilecegi konusunda, aklimda tek tuk degil yiginla sey olusuyor. O kadar fazla aniya sahibim ki universite hayatim boyunca yaptiklarim konusunda. Her bir dakikasi aklimin bir ucunda. Yasadigim bir cok konudaki tecrubeler, hayatimin bircok noktasinda bana isik olmakta ve olacagindan da eminim. Simdi beni rahatsiz eden bu dusunceler...
Yapim geregi gecmisime cok bagli biriyim. Kopamiyorum. Ve bu da mantikli adimlar atmami engelliyor. Uzunca bir suredir bunun duzelmesi konusunda savas veriyorum kendi icimde. Basariya ulasmadim diyemem. Cunku basardigim seyler oldu. Hala daha oluyor. Yine de sorun gecmisimi bana hatirlatan seyleri inatla gozumun onune koymamla alakali. O yuzden simdi bir cok seyi ortadan kaldirdim.
Son 2 gundur de yasadigim sorun konusundaki son taslari yerine oturtmaya calisiyorum. Zorluk cekiyorum kismen. Duzelecek diye umuyorum...
Yasadigim bir Subat donemi tatili daha bitmek uzere. Istanbul'a gecme planim vardi; ama bir cok sorundan dolayi iptal etmeye karar verdim. Inat ettigimde ve sinirlendigimde gozum hicbir seyi gormuyor. Gayet rahat bir sekilde silip, kirip, atiyorum her seyi... Fakat, her seye sinirlenen biri degilim, bir cok seye alinan biriyim; ama alinganliklarini nefrete donusturen biri degilim. Ben bir seye sinirlendiysem eger; gercekten sinirlenmisimdir ve %90'da hakli ciktigimi gorurum sinirlendigim sey de. Su siralar bu sorunlari yasadim hep. Erkenden Isparta'ya gecmeyi, yeni tasinacagim daireye yerlesmeyi, evimi temizlemeyi, yeni egitim-ogretim donemine basarili bir sekilde baslamayi istiyorum artik. Ankara'da butun gun evde oturarak, bilgisayar basinda zaman gecirerek, degerlendirebilecegim zamanimi gunluk islere ayirarak, kendimi cok kotu hissediyorum. Evet ailemleyim; ama ben yalnizligi seven biriyim ayni zamanda. Aileme duskunlugum yogundur; ama ben yalniz kalamadigim zamanlar kendimi duzensiz hissediyorum. Bu da bircok seyden zevk almami engelliyor.
Sanirim kilo verdim. Duzenli beslenerek. Spor yapmadan. Isparta'ya donunce bu konuda planlarim var. Onlari gerceklestirmek istiyorum en kisa zamanda. Okulumun son donemini, basarili bir sekilde gecirmek istiyorum ozetle...
Yine bir seyleri kapattim. Bir sure uzak kalmak istiyorum her seyden.
Hoscakal Blog, Merhaba Guzel Hayat!
Kendimi bazen o kadar yukseklere cekebiliyorum ki... Cogu zaman hayranlikla izliyorum yaptiklarimi. Kendimle olan guven konusunda yarisiyorum adeta. Basarili oldugum noktalari benimseyebiliyorum butun benligimle. Kimi zaman da... neyse.
Liseden mezun oldugum zamanlar geldi aklima. Sirf ders calisarak gecen bir lise yasamindan geriye neler kalabilir diye dusundum simdi. Tabiki koca bir hic. Facebook'da birikmis lise arkadasliklarindan oteye gitmedi durum. Ya universite? Universitede de benzer durum oluyor, arkadaslik acisindan. Benzer... Ben su anda, Allah bozmasin, harika arkadaslara sahibim. Gecen sene dert yandigim durumlarin hicbiri yok su anda. Sukrediyorum bu duruma. Ki bu arkadaslarim mezuniyetten sonra da bagli kalinabilecek insanlar. Yine de dusununce universite mezuniyetinden sonra ne kalabilecegi konusunda, aklimda tek tuk degil yiginla sey olusuyor. O kadar fazla aniya sahibim ki universite hayatim boyunca yaptiklarim konusunda. Her bir dakikasi aklimin bir ucunda. Yasadigim bir cok konudaki tecrubeler, hayatimin bircok noktasinda bana isik olmakta ve olacagindan da eminim. Simdi beni rahatsiz eden bu dusunceler...
Yapim geregi gecmisime cok bagli biriyim. Kopamiyorum. Ve bu da mantikli adimlar atmami engelliyor. Uzunca bir suredir bunun duzelmesi konusunda savas veriyorum kendi icimde. Basariya ulasmadim diyemem. Cunku basardigim seyler oldu. Hala daha oluyor. Yine de sorun gecmisimi bana hatirlatan seyleri inatla gozumun onune koymamla alakali. O yuzden simdi bir cok seyi ortadan kaldirdim.
Son 2 gundur de yasadigim sorun konusundaki son taslari yerine oturtmaya calisiyorum. Zorluk cekiyorum kismen. Duzelecek diye umuyorum...
Yasadigim bir Subat donemi tatili daha bitmek uzere. Istanbul'a gecme planim vardi; ama bir cok sorundan dolayi iptal etmeye karar verdim. Inat ettigimde ve sinirlendigimde gozum hicbir seyi gormuyor. Gayet rahat bir sekilde silip, kirip, atiyorum her seyi... Fakat, her seye sinirlenen biri degilim, bir cok seye alinan biriyim; ama alinganliklarini nefrete donusturen biri degilim. Ben bir seye sinirlendiysem eger; gercekten sinirlenmisimdir ve %90'da hakli ciktigimi gorurum sinirlendigim sey de. Su siralar bu sorunlari yasadim hep. Erkenden Isparta'ya gecmeyi, yeni tasinacagim daireye yerlesmeyi, evimi temizlemeyi, yeni egitim-ogretim donemine basarili bir sekilde baslamayi istiyorum artik. Ankara'da butun gun evde oturarak, bilgisayar basinda zaman gecirerek, degerlendirebilecegim zamanimi gunluk islere ayirarak, kendimi cok kotu hissediyorum. Evet ailemleyim; ama ben yalnizligi seven biriyim ayni zamanda. Aileme duskunlugum yogundur; ama ben yalniz kalamadigim zamanlar kendimi duzensiz hissediyorum. Bu da bircok seyden zevk almami engelliyor.
Sanirim kilo verdim. Duzenli beslenerek. Spor yapmadan. Isparta'ya donunce bu konuda planlarim var. Onlari gerceklestirmek istiyorum en kisa zamanda. Okulumun son donemini, basarili bir sekilde gecirmek istiyorum ozetle...
Yine bir seyleri kapattim. Bir sure uzak kalmak istiyorum her seyden.
Hoscakal Blog, Merhaba Guzel Hayat!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)