10 Şubat 2011 Perşembe

Hasta oldum! Yaaaa!

Bir ara "Secret" isimli kitaplar vardi... Hala daha vardir sanirim. Ben o tur kitaplara tam anlamiyla inandigimi soyleyemem hicbir zaman. Yine de iclerindeki verilen mesajin, goremedigimiz ve bizim dunyamizin dengesini kuran o ilginc fizik kurallarina az da olsa inaniyorum. Dunyaya haykirdiginizda, istediginiz seyi elde edeceksiniz demiyorum tabiki; ama bunun etkisinin olmadigini da kabullenemiyorum...

Sanirim fiziksel 'etki/tepki' olayina tekrar kafa yormama, su siralar okumakta oldugum "Ye Dua Et Sev" isimli kitabin buyuk bir etkisi oldu. Henuz daha baslarindayim kitabin ki ben oyle eline kitabi alip 1 gunde bitire(-bile)n biri degilim. Yine de harika bir kitap oldugunu dusunuyorum en basindan beri... Nedenleri cok tabiki. En bastaki nedenlerden bir tanesinde kitapta dolasilan yerlerin bir kismini benim de dolasmis olmam, Italya gibi; diger yandan kitap yazarinin yasadiklarini da 'kismen' yasamis olmam, kitaba karsi butun ilgilerimi cekmektedir haliyle.

Elizabeth Gilbert'in kitabinda gecen, dunyaya ne istediginizi bildirin, tarzindaki ifadeler benim su siralar kabullendigim 1.5 yillik hatamin ustune harika bir cikolatali yas pasta kivaminda gelmektedir. Cunku artik hayata hukmetme ihtiyacimi bir sekilde karsilamaya calisiyorum. Maddi ve manevi olarak verdigim ugraslara baktikca bile daha cok imreniyorum kendime. Bir kismi henuz askida kalsa da; eminim ki guzel gunlerin tam boyle kapimin onunde zilime basmakta oldugunu hissediyorum. Buyuk konusmaktan hep cekinmisimdir; o yuzden de diyorum, Allah yuzumu kara cikarmasin....

2-3 gun once beni yakalayan soguk alginligina ne demeli? Hala daha burnum akiyor. Ve ben Cumartesi yola cikiyorum. Acaba bu gece ve yarin gun boyunca iyilesmis olur muyum? Oyle umuyorum; cunku bu burun akintisiyla ben ne otobus yolculugu cekebilirim ne de Isparta'daki evimle ilgilenebilirim gittigimde... Allah'im bir bildigin var, biliyorum. Yarin Cuma gunu. Lutfen saglik sihhat ver bana ki islerimi halledebileyim.

Yarin son gunum evde. Artik ne zaman firsat bulup; Seda Sayan'dan tut da butun evlendirme programlarini izlerim bilemiyorum. Yeni ders programimda Cuma gunu bosum yine! Bu cok sevindirici bir durum. Insallah program bu yonde bana fayda saglar da bazi planlarimi daha iyi gerceklestirebilirim...

Not: Benim burun akintim en az 1 hafta surer ortalama.

Not 2: Hey! Sana sesleniyorum! Bitti artik! Artik mutlu olma ve basarma sirasi bana gecti!

Not 3: Evet, lanet olsun ki 14 Subat'i takvimlerimden cikarmiyorum. Neden cikaracakmisim ki? Sevgilim yok diye mi? Planimda o gunu camide gecirmek var, aksamini yani. Kandil olmasindan oturu. Yine de baska planlar dahil edebilirim. Kafam karisik su siralar aksam planlari konusunda.

Not 4: Oh yea. Yarin Cuma!

6 Şubat 2011 Pazar

Gule gule "Eski" Guzel Hayat

Saat yine 9 oldu. Butun gun nasil gecti bilmiyorum. Ne yaptim kayda deger diye dusunuyorum. Bir sey yapmak zorunda degilmisim gibi hissedemiyorum. Surekli bir seylerle mesgul olmaya ihtiyacim varmis gibi geliyor. Bir taraftan surekli gecmisim aklimda beni rahatsiz ediyor surekli aklima gelip. Kotu anilarim oldugundan degil; daha cok yasadigim bazi guzel seylerin simdi olmayisi beni rahatsiz ediyor.

Kendimi bazen o kadar yukseklere cekebiliyorum ki... Cogu zaman hayranlikla izliyorum yaptiklarimi. Kendimle olan guven konusunda yarisiyorum adeta. Basarili oldugum noktalari benimseyebiliyorum butun benligimle. Kimi zaman da... neyse.

Liseden mezun oldugum zamanlar geldi aklima. Sirf ders calisarak gecen bir lise yasamindan geriye neler kalabilir diye dusundum simdi. Tabiki koca bir hic. Facebook'da birikmis lise arkadasliklarindan oteye gitmedi durum. Ya universite? Universitede de benzer durum oluyor, arkadaslik acisindan. Benzer... Ben su anda, Allah bozmasin, harika arkadaslara sahibim. Gecen sene dert yandigim durumlarin hicbiri yok su anda. Sukrediyorum bu duruma. Ki bu arkadaslarim mezuniyetten sonra da bagli kalinabilecek insanlar. Yine de dusununce universite mezuniyetinden sonra ne kalabilecegi konusunda, aklimda tek tuk degil yiginla sey olusuyor. O kadar fazla aniya sahibim ki universite hayatim boyunca yaptiklarim konusunda. Her bir dakikasi aklimin bir ucunda. Yasadigim bir cok konudaki tecrubeler, hayatimin bircok noktasinda bana isik olmakta ve olacagindan da eminim. Simdi beni rahatsiz eden bu dusunceler...

Yapim geregi gecmisime cok bagli biriyim. Kopamiyorum. Ve bu da mantikli adimlar atmami engelliyor. Uzunca bir suredir bunun duzelmesi konusunda savas veriyorum kendi icimde. Basariya ulasmadim diyemem. Cunku basardigim seyler oldu. Hala daha oluyor. Yine de sorun gecmisimi bana hatirlatan seyleri inatla gozumun onune koymamla alakali. O yuzden simdi bir cok seyi ortadan kaldirdim.

Son 2 gundur de yasadigim sorun konusundaki son taslari yerine oturtmaya calisiyorum. Zorluk cekiyorum kismen. Duzelecek diye umuyorum...

Yasadigim bir Subat donemi tatili daha bitmek uzere. Istanbul'a gecme planim vardi; ama bir cok sorundan dolayi iptal etmeye karar verdim. Inat ettigimde ve sinirlendigimde gozum hicbir seyi gormuyor. Gayet rahat bir sekilde silip, kirip, atiyorum her seyi... Fakat, her seye sinirlenen biri degilim, bir cok seye alinan biriyim; ama alinganliklarini nefrete donusturen biri degilim. Ben bir seye sinirlendiysem eger; gercekten sinirlenmisimdir ve %90'da hakli ciktigimi gorurum sinirlendigim sey de. Su siralar bu sorunlari yasadim hep. Erkenden Isparta'ya gecmeyi, yeni tasinacagim daireye yerlesmeyi, evimi temizlemeyi, yeni egitim-ogretim donemine basarili bir sekilde baslamayi istiyorum artik. Ankara'da butun gun evde oturarak, bilgisayar basinda zaman gecirerek, degerlendirebilecegim zamanimi gunluk islere ayirarak, kendimi cok kotu hissediyorum. Evet ailemleyim; ama ben yalnizligi seven biriyim ayni zamanda. Aileme duskunlugum yogundur; ama ben yalniz kalamadigim zamanlar kendimi duzensiz hissediyorum. Bu da bircok seyden zevk almami engelliyor.

Sanirim kilo verdim. Duzenli beslenerek. Spor yapmadan. Isparta'ya donunce bu konuda planlarim var. Onlari gerceklestirmek istiyorum en kisa zamanda. Okulumun son donemini, basarili bir sekilde gecirmek istiyorum ozetle...

Yine bir seyleri kapattim. Bir sure uzak kalmak istiyorum her seyden.
Hoscakal Blog, Merhaba Guzel Hayat!

4 Şubat 2011 Cuma

Merhaba Guzel Hayat

Inatla sevmeye calisiyorum artik hayati, insanlari... ozetle sevilmeye deger butun guzel seyleri. Ya da yine bir Cuma gunune mi geldi bu nese sacan Arif modulu? Neyse, uzumu ye, bagini sorma; derler hep... Su siralar cok aciksozlu olmaya basladim kendime karsi. Durustlugumu hemen belli eder oldum. Dunya mi bozuluyor? Yoksa ben mi cok hassaslasiyorum son zamanlarda? Neyse. Ozetle: Hayat! Seni seviyorum! Benimle bir seyler yasamak zorundasin! Cikalim bir sure seninle, ne dersin? Belki yurutebiliriz bazi seyleri. Kim bilir...

Blog! Kendimi 1.5 yildir kandirmaktaydim. Tembelligimin, acizligimin, kendime guvensizligimin, begenmedigim yonlerimin ya da kendimle yaristigim butun kotu yanlarimin sucunu, 2 haftada tanidigim, farkli renkteki bir insana atmaktaydim. Hicbir savas vermedim aciklarimi kapatmak icin, tembelligimi ya da her neyi bahane ettiysem o kisiyle ilgili olarak. Bu benim hatamdi. Koca bir donemimi ziyan ettim bu ihmalkarligimdan oturu.

Kisiligim nedeniyle, duygusal anlamdaki bir cok seyi, fazla anlam yukleyerek yasiyorum, kendi icimde ya da karsimdakine dogru. Hayat bana hala egilirken kirilmamayi ogretemedi. Ya da ben ogrenmek istemedim. Oysaki simdiye kadar coktan ogrenmis olmam lazimdi.

Inatla direniyorum her seye karsi. Inatla yasadigim dunyada ask denen seyin gercek olduguna inaniyorum. Inatla sevginin buyuk bir guc olduguna inaniyorum.

Ask, acaba insanlarin delirdigi zaman, baska bir delirenle yasadigi duygu mu? Bir keresinde normalden daha deli oldugumu biliyorum. 1 kere oldu zaten. Sanirim yuksek dozlara cok cikamiyor insanlar bu konuda. Kac kere daha cikabilirim limit ustune? 2. icin sansim var midir? Neyse.

Tum sorunlar zaten asik olduktan sonra ayrildiginizda basliyor. Kimileri kendini alkole veriyor, kimileri etrafina karsi nefret sacan biri oluyor, kimi 1.5 senesini ziyan ediyor... unutana kadar.

Ben bugun tamamiyle bunu kabullendim. Yani 1.5 senemi mahveden kisinin o kisi olmadiginin, kendimin oldugunun gercegini kabullendim.

Simdi ne yapiyorum? Tabiki bu kabullenisle, kendime olan guveni geri kazanmaya basladim. Hatta oyle ki, yaptigim duzenli beslenme ve diyetle, biraz kilo bile vermisim. *tabii tarti yalan soylemiyorsa...*

Bunlarin disinda, tatilim bilindik sekilde geciyor. Annem ve babamla birlikte bir tatil geciriyorum. Evde oldugunu belirtmekte fayda var. Cunku evde de tatil yapabilir insanlar. Tatilden kastim tabiki, dinlenmek, ders calismamak, TV izlemek, aile ile vakit gecirmek olarak kayitlara gecebilir.

Gunlerdir kitap okumak istiyorum; ama beceremiyorum. Bu gece de olmayacak gibi duruyor. Ya da 1 saat olur, tabi olmali bence de...

Ne kadar karar alip; bozdugumu bir ben, bir blogumu takip eden sevgili okuyucular *kac kisiler acaba*, bir de tabiki Allah cok iyi biliyor. Bir daha karar almamaya, karar vermistim. *cok sacma cumle kurmusum* Uzgunum; ama benim yapim dayanamiyor karar almamaya...

Yeni aldigim kararla, "el icinde aglamayan" olmaya calisiyorum. Bugunku, bundan sonrasi icin, aldigim bu karar disinda epeyce dusunce var aklimda, paylasmaya kiyamadigim. Sakli dursunlar simdilik.

Haftaya Istanbul'a gecmeliyim, oradan da Isparta'ya.
Simdi film arsivimden bir film bulup; izleyeyim, cay icerekten...

Sevgiler.