22 Ocak 2011 Cumartesi

Hayat, nasilsin?

Hayatimin belli zamanlari, hatta bu, her ay muhakkak yasadigim, duygulardan biri butun benligimi sariyor. Cok ilginc bir sekilde kendimi, sozlerinden alamadigim ask sarkilarini acarken buluyorum. Simdi de o anlarimdan birindeyim. Genelde bu ruh haline, sinavlarimin tam ortasinda burunurdum. Sanirim ben de dunyanin yasadigi degisim gibi bir kayma donemine girdim.

Boyle 1.5 sene once yasadigim, unutulmaz, duygulardan birkaci geldi aklima. Her sefer oldugu gibi. Her kendimi yalniz hissettigimde, her "neden Amerika'dan dondum" dedigimde, her etrafimdakilerde gordugum bakislardan sonra...

Neden duygusal seylerin agirligi cok onceden, yani erken yaslarda anlamak zorunda kaliyorum ben? Yani gercekten sevmenin, dogru duzgun anlasamadigin bir dili konusan biriyle cogu seyini paylasmis olmanin, ondan once ve ondan sonra, onun gibi birine rastlamamis olmanin ve olamayacak olmanin agirligini ve tecrubesini yasamak zorunda kaliyorum ki ben?

Herkesin derdi farkli biliyorum. Belki disardan bakilinca, onemli bir derdim yok gibi duruyor. Zengin birinin sagligi olmadan, sahip oldugu servetin ne faydasi olur o kisiye? Benimki de o hesap... Sukrediyorum her konuda, halime, sahip olduklarima. Yalniz, butun duzenimi altust eden bazi seylerin eksikligi, benim butun hayatimi etkilerken, nasil sessiz kalip, diger sahip olduklarimi yuceltebilirim ben? Icinde ruh olmayan beden, ne kadar uzulebilir, ac kalmis bir insana?

Amy Pearson - Ready to Fly

I open my eyes the world seems a different place,
The colours are brighter and the air is sweet to taste.
see it's like I woke up from a nightmare that tied me down,
I was smothered and trapped inside a sleep way underground

Its time I learned to fall,
To say the word goodbye.
To feel the sunlight on my face,
Maybe that means...

I'm ready to fly,

I wanna breathe in and breathe out and be who I am,
Let go of fear wanna feel alive.
I'm ready to fly,
The more that you hold me back you set me free,
You help my heart decide..
Maybe I'm, maybe I'm ready to fly.

Where is your faith, where is your love for me?
Why do you fight the things I imagine in my dreams?
See the poison is strong, an addiction is tough to break.
But love is the hardest thing I have ever had to shake.

Seviyorum bu sarkiyi. Ve sozleri, klibi, her seyi benim 1.5 sene onceki halimi anlatiyor...

Final haftasi bitti Persembe gunu. Telefon numarami degistirdim. Arkadas iliskilerimi inceledim. Evimde 4 bayan arkadasimi misafir ettim ki ilk ciddi misafir agirlayasimdi. Toefl kursumun son 2 gununden birini gecirdim bugun; yarin da son gununu gecirecegim. Ah bir de Fransizca kursuna yazildim. 4-5 kisi olursa acilacagini soylediler. Insallah acilir. Cok istiyorum Fransizca'yi ben. Ve Pazartesi Ankara'dayim kismetse. Annemle babami, annemin yemeklerini, kaldigim o kucuk masum ilceyi ozledim. Sonra Istanbul'a gecerim belki. Hayirlisi...

Not: Bugun Eyvah Eyvah 2 filmine gitmeyi cok istedim. Tanidigim tanimadigim bir suru kisiye teklif ettim sinema icin. Cogu evet deyip; daha sonra isleri ciktigini belirtip, iptal ettiler. Kismet degilmis demek ki. Ancak Istanbul'a gittigimde izleyebilirim o filmi. Yetisebilirsem tabiki sinemalardan kalkmadan...

17 Ocak 2011 Pazartesi

OF! OOOOF!

AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!!!

Yeter! Gercekten yeter!

OF! Su bir taraflarimi yirtarak cikarabilecegim sesleri kimin yuzune dogru soyleyecegimi sasirdim artik! Bu nedir ya? Bu dersler, bu notlar... bu insanlarin sinav haftasi tuhaflasmasi... Gercekten 'çan egrisi' denen seyden nefret ediyorum. Universite arkadaslarimi tuhaf hallere sokmasindan oturu, nefret ediyorum, sinir oluyorum! But olsaydi keske bolumde. Can egrisi disindaki her bir halt olsaydi da bu kadar ugrasilmasa idi. Ogrenciler de hocalar da gariplesmeseler idi, keske...

Yine yaz okuluna kaldim blog. Yani demek ki 2 yaz gecirmem lazim bolumumu tamamlayabilmem icin. 1'ini gectim; digeri de 2011 yazinda oluyor. Yine dogumgunumu burada kutlayacagim. Acaba 2010'daki gibi guzel arkadaslarim yanimda olurlar mi ki?.. Neyse, onu gectim. Benim bu ders calisamama durumuma ne diyebilirsin blog?

Ev arkadasim tasindi. Onun hakkinda nette herhangi bir sey yazmiyorum; ama beni cok zora soktu bircok konuda. Hakkimi helal etmedim acikcasi. Annemle benim de epeyce bedduamizi aldi gider ayak. Su ve elektrik faturalarini da odeseydim, onunla birlikte olan, rahatlayacagim...

Yalniz yasiyorum evimde. Evimi temizledim sinavlardan vakit kaldikca. Piril piril, mis gibi oldu evim ve odam. Daha buyuk bir odadayim simdi...

Yine de garip bir haldeyim. "Yeter" diye bagirasim var; ama kime bilmiyorum... Su Persembe gunu de gecse son sinavla birlikte... Epeyce rahat edecegim. Insallah daha fazla ders birakmam yaz okuluna. Moralimi bozmuyor bu durumlar; ama yine de kotu hissediyorum su anda.

Not: Kafam karisik. Ve benim kafam karisikken genelde hata yapmaya meyilli bir bunye cikiyor ortaya ya, hadi hayirlisi...

Not 2: Sinavin bittigi gun, arkadaslik iliskilerime 2011 guncellemesi getirecegim. 2009 basinda da getirmistim bir guncelleme. Epeyce arkadasim dedigim insanin gercek yuzunu farkedip; hayatimdan cikarmistim. Bakalim 2011 de neler olacak...

7 Ocak 2011 Cuma

2011'in ilk Cumasi...

Bu kadar ders bana cok agir geliyor. Cok zorlaniyorum; ama dersleri anlamak konusunda degil, konsantrasyonumu saglayip calismak konusunda... Bir Cuma gunu daha geldi ve Pazartesiden itibaren 2 haftalik final haftasina giriyorum. Allah'im bana yardimci ol, lutfen.