23 Kasım 2010 Salı

Dile gelsen ya blog?..

Bazen mesaj bekliyorum telefonuma birileri gondersin diye. Hatta bazen telefonum gun icinde hic calmiyor. Bazen de gereksiz/gerekli cagri ve mesajlara maruz kaliyor telefonum. O zaman bile bir mesaj bekliyorum. Gercek, derin, etkileyici ve ozel bir mesaj.

Bazen o kadar cok yalniz kalmak istiyorum ki etrafimdakilere bagirip; defolmalarini isteyecek kadar siddetli oluyor, bagirdiklarimin kim olduklarini umursamadan ustelik. Bazen de sikayet ediyorum, isyan ediyorum adeta yalnizligima.

Kimi zaman yuzum surekli guluyor; bazen sanki bir yakinimi kaybetmis gibi oluyorum. Cogu zaman ise dusuncelere dalmis oluyorum ki bu halim dunyadan en kopmus halim oluyor.

Ve cogu zaman ise kendimi kandiriyorum. Iyi seylerle, yalan soyleyerek, en onemlisi erteleyerek...

Bir ara bunlarin hicbirine sahip degildim. O zamani cok iyi hatirliyorum; degismek icin bir cok seyi denemekteydim. Sonra deniz asiri bir ulkeye gittim. Ve degistim. Kotu yanlari olarak bunlari hediye etti hayat bana...

Bazen hic adil olmuyor degil mi? Hani iyi seyleri guzelce, ama kotu seyleri de zorla veriyor hayat. Boyle olmak zorunda sanirim. Bizim gorevimiz nedir peki? Iyileri gelince sevinip; kotuleri icin isyan etmek mi? Yoksa boyun egip; sessizce hayati yasamaya devam etmek mi? Ya da her birine sukretmek mi, en kutsal gorev olarak?..

Hepsini denedim, yasadim desem, ne derdin blog? Bildigini ben de biliyorum. Keske dilin olsa da benimle konussan, sana daha anlatmak istedigim koca bir omur var da burada dile getiremiyorum hepsini...

18 Kasım 2010 Perşembe

Mutlu olmak icin neden COOOOKKK!

Mutluyum. Bayramda ders calisamasam da, o kadar ders birikmis olsa da, maddi anlamda eskisi gibi olamasam da, gelecekle ilgili kendi basima kalsam da, Amerika'dan dondugum gibi zayif olamadigimi cevremdeki bazi grup insanlarin 'kotu' olarak degerlendirmesine maruz kalsam da... yiginla maddi/manevi sorunlarin olmasina ragmen mutluyum. Cunku ailem yanimda, ac-acikta degilim, dunyanin bircok ulkesini gormus biriyim, hayatimda bir kere olsun aski istedigim gibi yasamis biriyim, gayet iyi bir bolumde okuyorum, yabanci dilimin de iyi oldugunu dusunuyorum, hepsinden ote iyi bir kisilige sahip oldugumu dusunuyorum ve baskalarindan duyuyorum; bunlara ek olarak harika arkadaslarim var, nadir olsalar da, her seye ragmen nazimi ceken, iyi niyetli yanimi goren, arada bir guzel cumlelerini eksik etmeyen guzel arkadaslarim var etrafimda. Mutluyum, bunlara sahip oldugum icin, bir cok garip sacma seylerle karsilasmis olsam da hala daha inancimi korudugum icin mutluyum, yeteri kadar elimden geleni gosteremesem de...

Mutlu olmak icin cok fazla sebep var aslinda. Surekli bunlari dusunen bir bunye daha basarili, huzurlu, inancli ve hayata karsi pozitif olur. Kotu dusunenin akli da kotuye gider; eli de kotuye gider... Bu hic denemedigim bir seydi aslinda. Denedim diyemem; ama bundan sonra Polyanna edasinda degilde; olabildigince mantikli bir sekilde iyi seyleri getirmeliyim aklima. O zaman kendi teorimi dogrulamis olurum.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yarin Isparta yollarina dusuyorum yine. Icimdeki en kotu his su anda ders calisamamis olusum. Baska bir sey yok su anda. Eh olan olmus; diyorum. Donunce calisirim diyorum. Ne diyebilirim ki baska?

Cunku su anda kafami kurcalayan cok onemli seyler yok. Bu sakinligimi, daha rahat ve huzurlu dusunerek gecirmeliyim. Bir de onumuzdeki hafta ve vize haftasi bilgisayardan uzak kalmak istiyorum. Kafami mesgul ediyor!

Sen degil tabiki blogcum, senin yerin baska. Opuyorum seni B harfinden.

15 Kasım 2010 Pazartesi

Eger mezun olabilirsem...

Mezun olunca Arif ne yapacak:
Yuksek lisans yapabilir Turkiye’de, doktora ya da ona benzer bir sey. Bunun icin de Ales’den yuksek bir puan almasi lazim. Bununla birlikte ortalamasini da yuksek tutmasi gerekiyor. Dolayisiyla derslerine calisip, zamaninda bitirip, ustune notlarini da yuksek tutmasi gerekiyor.
Yurt disina cikabilir bir sekilde. Oylesine cikabilir, herhangi bir is yapacak sekilde. Bunda bir sorun yok. Yine sart olarak okulunu olabildigince erken bitirmesi gerekiyor.
                Yurt disina yuksek lisans yapmak icin cikabilir. Bunun icin okulunu yuksek notla ve zamaninda bitirmesi gerekiyor Arif’in. Toefl sinavindan yeterli puani almasi gerekiyor. Maddi yardim almak icin MEB’e basavurabilir Arif, yurt disindaki yuksek lisans programlari icin; ama boyle bir durumda Turkiye’ye donmesi gerekir. Bu durumda Arif’in Ales’e girmesi gerekiyor, Toefl’dan yuksek puan almasi gerekiyor, notlarini yuksek tutmasi ve okulunu zamaninda bitirmesi gerekiyor.
                Sonuc olarak Arif’in okulunu zamaninda bitirmesi ve Toefl sinavindan yuksek puan almasi gerekiyor her durumda. Daha sona notlarini yuksek tutmasi gerekiyor buna ek olarak. Ondan sonra da. Mezun olduktan sonra, Ales sinavi icin hazirlanabilir Arif. Hepsinin yaninda Arif Kpss’ye de calisabilir o donem icerisinde, UDS ve KPDS’ye de calisabilir ayrica.
                Arif’in ogretim elemani olmak gibi bir dusuncesi ve hayali var aslinda. Ya da yurt disindaki hayatina gore kendine gore bir is belirleyebilir.
                Zamaninda okulunu bitirmesi, Arif icin en ideali. Bu yuzden vize ve final sinavlarina cok iyi bir sekilde calismali Arif. Ilk donem daha zorlayici gozuktugu icin, her anini derslerine onem vererek gecirebilir. Bunlarin yaninda kitap okumak ve film izlemek gibi kendi capinda aktiviteler yapabilir. Diyet yapmak gibi bir durum da soz konusu olabilir. Her sey, en mukemmel olmaya yonelik sekilde yapilmali Arif icin.
                Dalgali sacli cocuga ek bilgiler. Basari elde edildigi zaman mutluluk veriyor. Uzaktan hayal etmekle degil… Bu yoldayken artik duygularini bir kenara birakmali Arif. Ne istedigini ve yapmasi gerekenleri biliyor artik. O yuzden zaman kaybetmenin bir anlami yok.
Tesekkurler…