Nerelerdeyim ben blog? Neresinden koptum da hayatin, bir parcam burada, bir parcam uzak bir ulkede, diger parcalarim ise gereksiz insanlarin elinde duruyor? Dagildigimi hissediyorum son zamanlarda. Hani "insan beserdir; sasar" sozundeki gibiyim. Insanligimin tum alt ve ust seviyelerini uygulayip; fiziksel bir dalga olusturuyorum duygularimda.
Kalbim yok artik. Bundan eminim; cunku farkettim ki gecen yazdan sonra artik kimseyi sevemiyorum, arkadas/dost/sevgili hic farketmiyor. Insanlara guvenim zaten dalgali haldeydi. Son zamanlardaki yaptigim bir kac salak davranistan sonra farkettim neresinde oldugunun parcalarimin... Kalbim kimde kaldi bilmiyorum; ama ruhum normal hayati yasamak icin cirpirniyor. Duygusuz, hissiyatsiz, dusunmeden, zamanla yetinerek...
Cevremdeki insanlara zarar veriyorum. Ya da vermiyorum; sadece onlarin istedigi eski Arif olmadigim icin, yerlerinden bana cemkiriyorlar. Kim hakli tartisilir. Herkes kendine cevirmemi istiyor kasigi. Oysaki ben kasigimi da bir yerde biraktim...
27 Kasim - 6 Aralik arasinda vizelerim var. Tam 13 ders aliyorum. Vize haftasi 5-6 gun olarak geciyor. O gunler icinde o kadar dersten basarili olmam lazim. Bunlarin hepsi gecen seneki Amerika macerasinin kotu bir sonucu. Iki kotu sonucundan biri... Yine de iyi ki gitmisim diyorum. Yazin da basarili olamayinca; hayat daha da kotu cikmaya basliyor karsima. Isim zor. Makine muhendisligi okuyorum. Tip kadar etkili...
Hayatimda ilk kez banka hesabimda bu kadar az para kaldigi bir durumla karsilastim gecen gunlerde. Evimin masrafi cok oluyor bu sene ve ben de sanirim fazla tuketiyorum yiyecekleri. Annemgil her zaman hazir bana para gondermek icin. Ama neden onlari skstirayim ki? Devletten aldigim kredi yine de imdadima yetisiyor. Mutluyum; ama nasil geri odeyecegim konusunda suphelere giriyorum... Allah buyuktur.
Gecen cuma IAESTE sinavina girdim ve basarili bir sonuc bekliyorum. Sanirim 1-2 gun icinde sonuclari aciklanir. Aslinda o programla, yurt disina staj yapmaya gitmek gibi bir niyetim yok; cunku okulumu bitirmek istiyorum artik. Yine de iyi bir ulke cikarsa neden gitmeyeyim ki?
Ayin 11'inde evime gidiyorum. 2 ay oldu sanirim evdekileri gormeyeli. Cok ozledim diyemem; ama buralardan gidip degisiklik yasamak icin bence cok iyi olacak. Sanirim Carsamba-Persembe ya da Cuma gunu de donus yaparim gelecek hafta. Kitaplarimi goturmem lazim. Ders calismam lazim; ama evde ders calisabilecek miyim bilmiyorum. Allah'im sen bana yardimci ol ne olur?
Bazen cok zorlaniyorum her konuda. Fazla yuk varmis gibi ustumde. Hani boyle baskalarindan kaynaklanan degil; icsel olarak bir yuk var ustumde. 22 yasimda bu kadar cok seyle mesgul olmak bana cok geliyor. Hele evden cikmayi universiteyle ogrenmis biri icin hic de kolay degil. Eh zor seyleri severim ya da aci cekmeyi seviyorum; ama mutlu olmak icin de cok neden aramama gerek kalmiyor cogu zaman.
Sessizlik icinde kalmak istiyorum bir sure. Boylece daha cok kendime kalirim. Bir baskasina gitmesindense bir parcamin...
8 Kasım 2010 Pazartesi
4 Kasım 2010 Perşembe
Internetsiz daha mi iyi ne?
31-10-2010'un blog kaydi.
Bugun internetimin olmayisinin 4. gunune giriyorum. Okudugunuz uzere, internetim olmasa da blogumda yayinlamak uzere yazdigim gunluk tadindaki, tadindan yenmez, yazilarimi internet agi yakaladigim ilk firsatta yayinlamayi planladim. Ve okudugunuza gore yayinlanmis demektir. Bunlar senin icin bloguuuuum!!!
Internetimin olmayisinin ilk gununde lanet saciyordum resmen kendime; cunku ben boyle internetsiz kalmamistim. Yani kendimi kisitladigim ve hic girmedigim gunlerim olmustu tabikii; ama o zamanlar soyle bir hissiyat vardi: Nasilsa internet bir klik otede; istedigim zaman kullanabilirim, maillerime bakabilirim ya da yeni sarkilar indirebilirim bilgisayarcigima… Simdi ise bu hissiyat yok! Hissiyatin h’si bile yok! Olmezsin birkac gun internetsiz kalirsan, dendigini duyar gibiyim. Duydum da zaten epeyce. Goruldugu uzere, bu satirlari 3 gunluk internetsiz ve hala hayatta olan bir bunye yazmis bulunmakta.
Iyi ki yok internet. -Bu sozu soyleyecegimi adim gibi biliyordum.- Biliyordum; cunku internet benim normal yasamimin ustune bir ortu cekip; kendini uste cikartiyordu adeta! Yahu buyuk bir hevesle aldigim romanlarimi okuyamamistim. Bu kadar olur! Nerede o Ramazan ayinin huzurunu yasayan Arif, kitap delisi olan Arif! Tabii ne zaman internet uctu; o aksam aldim henuz sayfasi acilmamis “ask” romanimi elime...
Tutku… Lisa Valdez’in yazari oldugu bu guzel ask romani, bundan once okudugum ask romaninda, Asla Unutulmaz, konu alindigi turden bir ask hikayesi anlatilmakta. Yine boyle kraliyet ailesi ve turevinde seylerin hakim surdugu, eskide yasanan bir ask masali…
Ve tabiiki ben yine bir ask romaninin esiri olmanin verdigi ustun huzur ve mutlulukla, 2-3 gun once aldigim kararlari, kendimi sevme calismalari gibi, daha iyi gerceklestirmeyi hedeflemis bulunmaktayim.
Gecen gun odami duzelttim. Masamin uzerindeki bazi esyalara farkli sekiller verdim. Ve epeyce birikmis Toefl odevlerimi yaptim. Ingilizce ile tekrar bu kadar cok butunlesecegimi ummazdim. Yani aklimda vardi elbette bir gun tekrar ciddi anlamda calismalar yapacagim konusu… Simdi epeyce ciddi seyler yaptigimi hissediyorum. Okudugum bir paragraftaki bilmedigim cogu “teorik/akademik/yasamdaki herhangi bir konuyu iceren” kelimeleri umursamadan, o parcayla ilgili bir suru soru cevaplayabiliyorum! Ve isin ilginc tarafi ya da kotu tarafi mi demeliyim, bilemedim simdi, benim karsima hep o turden paraglar, listening ve writing konulari cikiyor ve cikacak da; daha da kotusu ben karsima gelen her bir kelimeyi ezberlemeliyim, basarili olabilmek icin...
Kader, acaba diyorum benimle ilgili planlar yaparken yaninda cerez olarak limon ve turevi bir sey mi yemekte idin? Cunku bu yuz eksitici, eglenceli gibi gozuken; ama sıkıcı olan yasamimi baska turlu olusturmus olamazsin!
Kendimi daha cok seviyorum. Duzenli olunca, gereksiz insanlari ya da gereksiz insancil konusmalari hayatimdan uzaklastirinca; diger bir degisle, insanliga ait seyleri uzak tutunca hayatimin daha iyi oldugunu dusunuyorum. Mutluyum su gunlerde. Internet gelince bu sefer daha bilincli yaklasirim duruma… En azindan guzelim Ramazan ayindan sonraki ani cokus ve internete yapisma durumu olmaz! Sen uzak tut yarebbim(!).
Hizli not: Bu gece saatleri geri almaliyim! Bu demek oluyor ki artik daha fazla gece olacak ve daha cok evde zaman gecirecegim. Oley!
Kendimi gazlamaliyim!
28-10-2010'nun blog kaydi.
Ne kadar dengesiz yasamaktayim son 1-2 aydir. Ramazan ayinda yaptigim seyleri mumla ariyorum resmen. O zamanlar boyle surekli kitap okurdum, vampire efsaneleriydi konu. Aslinda simdi da kitap okuyabilirim. Beni tutan ne? Sanki ders calisiyorum haril haril… Oysaki alakasi yok. Bilgisayara yapismis durumdayim. Vizelerime 1 ay var. Ve zaman artik daha hizli gecmeye basladi. 13-14 tane dersten sorumluyum. Vize haftam nasil gececek hic bilmiyorum.
Uzuldugum seyler var. Ramazan ayindaki tutumumu korumayi cok isterdim. Her konuda hem de. Yapamiyorum. Nedenini biliyorum; ama cozum uretemiyorum bu konuya. Yavas yavas yok olmaya basliyorum; bir yandan da kisiligi yerine oturmus birinin gelismek oldugu hissiyatini yasiyorum. Beni uzen hallerimden yakiniyorum su siralar bir de. Alinganligim, olaylari abartisim, dengesiz davranislarim… Bunlar beni yoran seyler. Bunlarin ustune gittikce daha da belirgin hale geliyorlar gibi hissediyorum. Yoruldugum kisim burada basliyor iste. Kendi hallerine biraksam bu sefer de salmis oluyorum her seyi. Ki bu da benim daha sorumsuz bir halde yasamama neden oluyor. Ikisinin arasini bulamiyorum.
Aslinda asil sorunun, benim kendimi her sekilde kabullenmeyisimle alakali. Bunun cok farkindayim. Basarili ve mutlu insanlar kendilerini oldugu gibi kabullenen, cevresini degistirmeye calismayan, kendini bir seylere zorlamayan kisilermis… Bunun da farkina vardim. Baslangictaki sorunum bu.
Ikinci olarak, gozumun hep yukseklerde olmasina dayanamiyorum. Kendim her guzel seye sahipmisim gibi karsimdaki varliklarin, insan ve esya, da mukemmel olmasini istiyorum. Ana kaynak olarak da belli bir duzgunlukteki dusuncelerimi destek olarak aliyorum kendime. Mukemmel olma istegi ve baskalarinin da mukemmel olmasini istemek gibi bir sorunum daha var.
Cok duygusalim; ama boyle sevgili gibi insan iliskilerinden ziyade, daha cok diger konularda belli ediyor bu halim kendini. Bir seylere kolayca kirilip; kendi kabuguma cekiliyorum mesela genelde. Bir seye takili kaldigim zaman, normal islerime ayak uyduramiyorum. Mantikli ve gercekci dusunemiyorum mesela.
Surekli bir kendime karsi isyanlarda oldugum zamanlar da oluyor. Yaptigim bir seyi begenmedigim, salaklik olarak tanimladigim seyler de oluyor. Bazen oyle zaman oluyor ki kendimi desteklemiyorum bile attigim adimlarda.
Kisacasi, genel sorunlarimin cogu kendimi begenmememden kaynaklaniyor. Bunu cozebilsem, cok basarili, mutlu ve huzurlu olacagimdan eminim; cunku daha once bunu basardim.
Hayatimin en mutlu anlarini Amerika’da gecirdim ben. O 3 aylik zaman diliminde, zayiflamis, fit bir hale gelmistim. Ve kendimi cok begeniyordum mesela. Harikayim dedigim zamanlardi o zamanlar. Simdi verdigim kilolalari geri almis durumdayim. Haliyle aradaki farki ve o farkin yaratabildiklerini gordukten sonar boyle kendime karsi bir isteksizlik, umutsuzluk ve kendinden sogumu durumu olusuyor ben de. Ramazan ayina kadar, gecen seneden beri, duse kalka bu dusunceyle yasadim ben. Ramazanin ayinin huzurundan olacak ki, kendimi duzenli ve huzurlu hissettim o sure zarfinda. Ne zaman Ramazan bitti; o zaman ben de bittim…
Sorunlarima cozum olarak ne yapabilirim bilmiyorum. Kendimi sevmem, gazlamam, kotu dusunceleri uzak tutmam lazim zihnimden… Bence projelerimden ziyade, bunun ustune gitmeliyim. Zaten projelerimdeki seyleri yavas yavas gerceklestirebilirim mutlu olursam eger…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)