8 Eylül 2010 Çarşamba

Kalabalik Sehir, Istanbul ve Ben

 
4 gundur Istanbul'dayim. Son 1 ayimdan farkli olarak, daha fazla kalabaliga karistim, kardeslerimi ve akrabalarimi gordum. Yegenimi gordum. Istanbul'da yasayan insanlari gordum. Denizi gordum uzaktan. Insanlara dayali bir cok seyi gordum ozetle. Degisiklik oldu, iyi geldi, mutluyum. Yarin bayram ve Avrupa yakasina gecip anne tarafima ait akrabalari ziyarete gidecekmisiz. Daha da degisiklik olacak yani. Bu da guzel olacak.

Insan eger sıkılmak istiyorsa, Ankara'nin merkezinde de olsa, Istanbul'da da olsa, Isparta'da kendi hayatiyla bogusuyor da olsa sıkılabiliyor. Diger bir degisle, sıkılıyorum. Bu hani yapacak bir sey olmadigi icin meydana gelen bir sıkkınlik degil. Diger turlusu. Artik farkli bir boyuta gectim, boyle hicbir seyden zevk almama durumunu coktan geride biraktim. Bir seylerden zevk almak icin ugrasiyorum su siralar; ama basarisizligim ve elime yuzume bulastirisim beni daha da kopartiyor hayattan. Bazi seylerin eksikligini kapatmaya calisisim; beni huzurlu bir duruma sokuyor olsa da; aslinda bir yandan da icten ice daha cok uzuyor. Ne kadar basarili oldugum tartisilir o konuda.

Hani artik bir sey de beklemiyorum bir yerden/birinden. Kendimden beklemeye basladim bazi seyleri. Yine de sogutuyor her sey beni kendisinden. Suraya bunlari yazmak beni biraz da olsa rahatlatiyor; cunku daha genel bakabiliyorum gecen gunlerime, biraz daha rahat dusunmemi sagliyor bu durum. Yoksa deli miyim geleyim buraya her yedigim halti yazayim? Degilim.

Dusunuyorum da beni bu duruma iten nedenlerin basinda geliyor, kalabalik  insanlarin arasina karisiyor olmam, baskalarinin mutlulugunu gorup kendi yalnizligima uzulmem ve gordugum bir kac yuzde hep hayal ettiklerimi goruyor olmam... Ve moralimin bozuldugu ya da ona benzer bir durum oldugunda hep bu hali aliyorum ben. Eski yazilarima da soyle bir baktim ve hep ayni benzer satirlari yazmisim buraya, ayni nedenlerden oturu. Cozum belli. Zamaninda o cozumu de uyguladim. Insanlardan mumkun oldugunca uzak kalmaya calistim, asosyal olmaya calistim. O yuzden kopuk yasadim bir sure cevremden. Tam o anda basariya ulasmisken, Amerika'ya gidip, birini sevmek gibi bir sey yaptim ve sok ustune sok olarak geri dondum. Boyle kaynar bir suyu, dondurucu bir gucle etkilemis gibi bir durumdaydim ve su anda duzelmeye calissam da ya da basarmis olsam da meydana gelen hasarin etkisini goruyorum attigim her adimda. O yuzden verdigim savasi kimse anlamiyor. Ve ben bu sekilde devam ediyorum hayata. Yaribucuk, eksik, karamsar, guvensiz...

Son gunlerde projelerimle de ilgilenemedim, kitap bile okuyamadim hic. Degisik ortam ve hizli yasamdan etkilendigimi bahane ediyorum. Bugun Ramazan ayi da bitiyor ve projelerime, ozellikle yemekle ilgili olana, daha fazla yuklenebilirim. Bu tip yamalarla kapatmaya calisiyorum yaralarimi. Aslinda direkt kalpten islem yapsam kesin cozum olur ki yamaya bile gerek kalmaz; ama iste...

Ilk firsatta kendime yeni romanlar almaliyim. Bayramdan sonra son hazirliklarimi yapip universiteme donuyorum. Kucuk ablamin nikahi icin masraf yapan ailemi bu duruma fazla sokmak istemesem de yeni ve egitimim icin bir kac masrafa adim atiyorum.

Bazen cidden neden yasadigimi dusunmuyor degilim. Neden, ne icin, kim icin?..

Iyi bayramlar herkese, sana da blog...

4 Eylül 2010 Cumartesi

Farkli olsaydi biraz?

Proje 2 ile ilgili ne uyguladigimi not dusmek istiyorum bloguma. Yalniz, diyebilecegim tek sey, uyku ile ilgili seyleri denemis; ama basaramamis olusumdur. Ne yazik ki. Aslinda hemen bir cozum beklemem yanlis gibi. Bu arada Proje 1 ile ilgili de bazi seyleri devam ettiremedim, Proje 2'ye yuklenince. Ah karisti kafam!

Aklimdayken, After Life isimli bir film izledim. Guzeldi, begendim. Daha cok Justin Long'un performansini begendim. Kesinlik duygusal alanda cok iyi rolu var. Kitabimi okuyamadim. Yeni muzikler kesfediyorum arada.


Bir de kucuk ablam ve Eylul sonunda nikahlanacagi yeni enistem geldiler. Yarin onlarla Istanbul'a geciyorum sanirim. 1 hafta orada kalirim gibi duruyor. Bayramdan sonra da geri donerim diye planliyorum. Sonraki haftasonu zaten Isparta yollarindayim. Ondan sonraki haftasonu tekrar Istanbul; cunku kucuk ablamin nikahi var.


Goruldugu uzere su siralar mesgul gibi gozuken, kendi icinde sakin, yiginla programi olan; ama lanet kicini kipirtadasi gelmeyen biriyim. Icimde bir yerlerden bahsedemiyorum bile. Nasilsa unutan da unutulan da ben oluyorum her sefer. 


Blog! Seni de sikmak istemiyorum. Ikimizden biri biraz dengeli, mutlu, huzurlu ve normal kalmali.


dipnot: Here Bjork vardi bir zamanlarin Izlanda icin Eurovision'a katilani. Onun albumunu buldum az once. Hareketli Ingilizce sarkilarla dolu ici disi. Bende Eurovision'da soyledigi sarki da vardi aslinda. Ve silmistim o sarkiyi zamaninda bilgisayarimdan bir nedenden oturu. Yine de bu sanatcinin ben de ayri bir yeri var. O yere sahip olmasini saglayanlarin kalmasini isterdim yanimda sanirim. Neyse Arif. Uzulme cok.

2 Eylül 2010 Perşembe

Proje 2

Oh yea! Yeni bir proje ve bu projenin en az %80'ini uygulamaya hevesli, versiyon atlamis bir Arif. Ilk projemin amacina cok guzel bir sekilde ulastigini belirtmek istiyorum. Ozellikle internet konusundaki basarima kendim bile cok fazla bir sekilde sasirmis bulunmaktayim. Su anda Facebook hesabim acik, MSN icin de arada bir girip ciktigimi soylersem, sanirim eskiye nazaran bu iki seyi ne kadar ciddiye aldigimi dusunursek, su anki kullanim surelerime bakilirsa, gayet basari sagladigimi soyleyebilirim. Gunluk internet kullanimindan bahsetmiyorum bile. Gayet ihtiyac dogrultusunda kullaniliyor.

Kitap okumak mi? Ya o tamam olum. Diyorum; cunku eski Arif, kalin olsa da, ders kitaplari disinda cok nadir kitap okur idi. 1 ayda 1 kitap bitirmeyi birakin, 2 ayda bile bitirmez idi. Su anda sanirim, son 1-2 aya bakilirsa, ayda 3-4 en fazla 5 kitap bitirdigi gorulmektedir. Okul baslayinca bu sayi azalabilir diye dusunuyorum; ama cok hos bir fikrim geldi! O da her hafta 1 kitap bitirmeye calisip; kendime yeni bir roman almak icin vucudumu kitapcilara goturmek istedigimdir.

Ingilizce calismak. Himm hala deniyorum; diger konulardaki gibi asiri bir basari gosteremedim; cunku ben normalde de Ingilizce ile icli disli bulunmaktayim. Haliyle Asiri bir degisim gecirmedim; ama istedigim calisma duzeyine de ulastigimi dusunmuyorum. O yuzden hala devam ediyorum o konuda calismaya. Zaten okula donunce arkadaslarimla baslamayi dusundugum bir TOEFL calisma kursu bulunmakta. Bakalim.

Sevgi konusunda kendimi zorladigimi goruyorum; ama, saka bir yana, ben sanirim sevemiyorum kimseyi artik; cunku kimse mutlu etme cabasina girmiyor benim icin. Sadece onlarla ilgileneyim ve onlari mutlu edeyim dusuncesindeler. Yani yanlis anlasilmasin, demek istedigim, karsimdaki insanlarin cidden benimle ilgilendigini hissedemiyorum, bu ask anlamindaki sevmek konusundaki, sevmek oluyor. Yoksa benimle ilgilenen, guzel arkadaslarim var benim. Mutluyum o konuda da.

Makine muhendisligi 4 senede biter mi konusu icin ozel bir sey yapmadim; ama kafamda surekli universitedeki 1. yilimdaki halim var, ve dondugumde o halimle doneme baslamaya hazirliyorum kendimi. Sanirim o halim yeteri kadar bu konudaki basarima yeter.

Ilk projemin degerlendirmesi bu sekilde. Ve goruyorum ki %80'lik bir basari saglamisim, en az. Simdi ise Proje 2'den bahsetmek istiyorum. *Isiklar! Muzik! Sahneyi girelim...*

Iste Proje 2'de yapilacaklar:
  • Uyku duzeni geri getirilecek! Tam 1 senedir, abartmiyorum, uyku duzenim bozuk, yetersiz ve duzenli yasantima uzak. Bu konuda calismayi dusunuyorum onumuzdeki 1 ay boyunca.
  • Kilolar veriliyor hemmen! Amerika'dan dondugumde tam 78 kilo idim. Boyumun oyle uzadigini dusunmuyorum. Yani 1 yilda 22 yasina gelmis bir gencin 5cm birden uzamaz heralde. Ve su andaki fazla kilolarim asiri gozume carpiyor ve mezuniyet resmimde zayif bir Arif olarak poz vermeyi hedefledim su andan itibaren kendime!
  • Ingilizce konusu devam ediyor, etmeli! Onceki projemden yetersiz olarak dusundugum bu mevzuyu bu projede de ele almaya devam ediyorum...
~~~~~~~~~~~~~~*~~~~~~~~~~~~~

Dun gecen 11:30'da yatagima gittim, uyumaya calistim. Tam 3'e kadar sanki vucudumun yarisi uyudu yarisi uyanik kaldi gibi hissettim. Sonra sahur icin bir seyler hazirladim evdekilere ve kendime. Sahurdan sonra geri yattim. Sanirim 7'ye dogru uyudum gibi oldu. 10'da kalktim, geri yattim, 1'de kalktim geri yattim. 3:30'da tamamiyle dinc bir sekilde kalktim. Hos, uyusuk gibi hissetmiyor degildim. Ve artik yeter dedim. Ve cozum olarak da yarin gece saat 11'e kadar uyanik kalmaya karar verdim. Gunlerdir sahur ve kitap okumak icin uyanik kaldigimdan epeyce bozulmus sistemim...

Kilo vermeyi istiyorum. Baska biri icin degil. Kendim icin. Biraz iri yapili olabilirim, o yuzden kilomu gostermiyorum pek; ama gozume batan vucut hatlarim olmakta o yuzden artik dur demenin zamani geldi, sagligim icin. Bu konuda kendime patatesi, ekmegi ve pirinci yasaklama karari aldim. Ya da asiri azaltmaya gidiyorum. Daha sulu meyve ve sebzeler yemeye karar verdim.

Hayirli olsun diyorum. Haydi bakalim.