1 Eylül 2010 Çarşamba

Kitap Yorumu: Mary Balogh - Asla Unutulmaz

Ask romanlarina ne kadar ilgilisiniz bilemem; ama ben gibi Alacakaranlik serisini bir cirpida okuyup; ustune bu guzel ask romanini okursaniz, siz de ask romanlari konusunda epeyce ilgili olabilirsiniz. Bu tabi baska konulara da bagli oluyor. Sevgiliniz yoksa, ben gibi, daha da etkilenebiliyorsunuz kitaptan...

Cok hos ve herkesin hayal edebilecegi, gerceklesmesi muhtemel bir ask hikayesiydi, Asla Unutulmaz. Hani derler ya keske icimdeki mukemmel yanı gorebilecek biri ciksa karsima. Benim duygularimi anlasa, ben de onunkileri anlasam. Ve bir butun olsak her seye ragmen. Her anlamda bir butun olsak. Sadece gozlerimiz degil ve kalbimiz degil; bedenimiz de karsindakini istese. Oyle sevsek... Mutlu olsak. Ayni bu sekildeydi bu guzel ask romaninin oykusu de. Elinizden dusuremeyeceginiz bir kitap. Oyleki 1 gunde bitirmeye hedeflenmeden de bitirebilirsiniz kitabi. Hos, ben gunlere yayarak okumayi tercih ediyorum.

Kitabinin konusunun gectigi zamanlar da o zamanin asklari icin uygun olmus. Daha cok Ingiltere'nin kraliyet sistemine dayanan bir yonetim seklindeyken, varlikli insanlarin arasinda gecen bir oyku olmus. Hayattan kucuk seyleri yakalayabilecek insanlari ele almis Mary Balogh...

Kitabin cikis tarihinden bahsetmek gerekirse, 2006 yilinda yazilmis kitap oldugunu; ancak Turkiye'ye cevirileriyle birlikte 2009 yilinda ugradigini soyleyebiliriz. Kitap daha sonra, yine ayni yazar tarafindan, kitapta adi gecen bazi kahramanlarin yasadiklari asklari da anlatacak sekilde, "Simply" serisi altinda, uzatilmistir. Ne yazik ki diger serinin kitaplari henuz Turkce'ye cevrilmemis olacak ki ben ulasamadim. Hos, diger serinin kitaplari, Asla Unutulmaz'daki ana karakterlere bagli kalmadigi icin bana fazla cekici gelmiyor; ama Mary Balogh'un ask romanlari konusundaki basarisiyla o kitaplar da gayet surukleyici olarak okunabilirdi... Bu bilgilere yazarin sitesindeki kitap yorumlarini cevirerek ulasmis bulunmaktayim. Ulkemizde Simply serisiyle ilgilenen yok gibi duruyor.

Asla Unutulmaz'i rafa kaldirip; onceleri satin aldigim; ama okumayi bitiremedigim Cerrah isimli kitaba tekrar basliyorum.

31 Ağustos 2010 Salı

Ben kalpsiz degilim ki

Bugun biraz duygusalim. Bilmiyorum sanirim 2-3 gundur okudugum ask romanindan etkilendim cok fazla bir sekilde. Eskiden oldugu gibi sevgiye dair bulusmalari hayal etmekle mesgul beynim. Hatta gecen seneki seylere kadar ulasmis oldu hayal ettigim kisiler...

Icimden bir sey boyle, sabahtan aksama kadar bilgisayar basinda dur, birilerini ara, vaktini internette curut vb. kotu diye tanimladigim direktifler verse de, "seytandir o seytan" deyip; kitabima gomuluyorum ya da butun gun bitmek bilmeyen uykularima devam ediyorum...

Bugun farkli bir dozajda hissettim duygularimin boslugunu. Ya da kalbimin mi diyeyim?.. Bazi seylere cok uzak kaldim diye mi acaba? Hani boyle bir surekli ugrasin icinde olmadigim icin ya da cok sessiz, sakin ve huzurlu kaldigim icin mi? Bugun patlak vermesi mi gerekiyordu?.. Ben hic vermesin diye ugrasiyorum burada.

Dun gece bilgisayarimdaki yabanci sarkilari, albumlerine gore duzenledim. Her birine bir programla otomatik olarak Itunes uzerinden album kapagi ve her bir sarkiya ise sarki sozlerini yukledim. Sonra da hepsini muzikteki tek mutluluk kaynagim olan Ipod Touch'ima attim. Simdi dinlerken sarki sozlerini de gorebiliyorum. Turkce sarkilara sira gelmisti ki icimden bir ses cogunu dinlemedigimi, bir kismini dinledigimde daha da karamsar oldugumu soyledi. Ve de, icindeki sese guvenen genc erkek olarak, tum Turkce sarkilari sildim. Evet, hem de hic acimadim. Zuhal Olcay'dan Sertab Erener'e kadar tum Turkce seslendiren sanatcilarin sarkilarini sildim. Artik telif hakki gibi bir seyden de sorumlu tutulamam hem... SUCSUZUM!

Ilk projemin degerlendirmesini yapamadim halen; cunku bilgisayarimi duzenlemekle mesgulum. Cok tembel hissediyorum bu konuda kendimi. Sanirim 1-2 gun icinde toplanirim. Umarim. Ask romani bitene kadar boyle mi kalirim dersin blog? Umarim kalmam.

En guzeli ya da huzur vereni ne biliyor musun blog? Herkes ve her sey gittikten sonra, senle ben kaliyoruz geriye. Sadece ikimiz. Benim ellerim oldugu surece, Google seni destekledigi surece, mutluyuz biz.

Benimle kal...

29 Ağustos 2010 Pazar

Vampir serisi okudun, bitti.

Sanirim son kitapti diye bu sefer yavasca okudum, Alacakaranlik serisinin 4. kitabini. Artik hayatimda Alacakaranlik, vampirler, kurt adamlar, yari vampirler, Jacob, Edward, Bella ve diger karakterler yok. Ciktilar, gibi...

Ben 3. filmi hala izleyememis olmanin verdigi uzuntuyle, 4. filmi heyecanla bekliyorum. 5. kitabi da bekliyorum; ama yaniliyor da olabilirim. Sonucta 4. kitap 2008 yilinda yazilmis. Stephenie belki hamiledir. Harry Potter'i takip ettigim zamanlarda, 3. ya da 4. kitaptan sonra 'yeter bu sacmalik' deyip kopmama ragmen, yazarinin bir ara hamile olmasini bilmeye kadar takiplerdeydim... Ozetle, 4. kitap bekledigim tum heyecani, duyguyu vs. tum Alacakaranlik ile ilgili beklentilerimi karsilamis oldu. Gecmis olsun diyor, vatana millete hayirli olsun diyorum! *Alkiiis*

Sirada Mary Balogh'un Asla Unutulmaz diye bir ask romani var. Taze kapagi acilmamis bir kitap. Yarindan itibaren beni bekliyor. Hayatimda hic 1 ay icinde bu kadar fazla kitap delisi olmamistim. Seviyorum kendimi. Saka bir yana kitaplarin bana bu 1-2 ay icinde sagladigi huzuru, hicbir sey saglamadi. Bir cok seyden beni uzak tutmasiyla birlikte, kitaplara ve okumaya olan sevgimi de artirdi...

1-2 gune ilk projemin degerlendirmesini yapip; yeni bir projeye gecmeyi dusunuyorum. Bu projem daha cok ilk projem gibi ruhsal sagligimdan ziyade, bedensel sagligima dayanacak. Planlarim o yonde.

dipnot: Ramazan ile birlikte uyku duzenim altust olmus durumda. Sanirim 2 haftadir her gece sahura kadar kitap okudum. Uykusuz kaldim. Vampir oldum adeta. Kan istiyorum.