"Seni seviyorum" demekle, "seni" sevemezsiniz. Kolay degildir "seni" sevmek. Sevgi, karsidan karsiya gecmeye calisan yasli birine yardim etmek icin kendinizi hirpalayip; daha sonra da elde ettiginiz huzurun, yuzunuzdeki gulumsemesidir. Sevgi, "seni" icin gozyasi dokebilmektir; cunku gozyasi masumdur, temizdir, saftir. Sevgi de oyledir. Oyle olmalidir...
Sevgi iki dudak arasinda degildir. Sevgiyi bu sekilde anlayamaz kimse. Buldugunu sananlar, sahte olanini bulabilmislerdir ancak. Ve mahkumdur o kisiler omur boyu kandirilmaya, kendilerince ve baskalari tarafindan...
"Sana asigim" demekle, "sana" asik da olamazsiniz. Ask sevgi gibi degildir ki! Daha ustundur, daha baglayici bir adi vardir. Baska bir seydir "ask".. Tarifi mumkun degildir gercekten. Sahip olmasi da zor degildir oyle adi kadar... Zor olan kismi gerektirdiklerini yerine getirmektir. Ask, cok sey ister, "sen"den... "sen" yanlis bir sevgiyle basladiysa ask yolunda yurumeye, ne yazik ki ancak sevgide kalir "sen"in nefes alislari. Sen, "sen"i bir gul kadar basit goruyorsan, ne sen "seni" sevebilirsin; ne de o "sana" asik olur... Gul, guzel kokar, ozeldir; ama ask senin guzel kokmani saglar. Seni ozel yapar. Aradaki farki anlamamistir insanlar bugune kadar hic.
Insanlar... Onlardir her guzel duygunun katili! En buyuk suclusu onlardir. Onlar sevgiyi "seni seviyorum" kelimelerinde bitirir; aski "sana asigim" cumlesiyle yasadiklari gibi... Onlardir askin en nefret ettigi duyguyu cok iyi yasayan: bencildirler. Askin yanindan gecmemesi gereken seydir her bir sozu: yalan soylerler. Paylasmak nedir bilmez bile onlar, sevginin ne demek oldugunu bilemeyecek kadar kordurler: fedakarliklarini kaybetmislerdir...
Adem ile Havva'dir aski ve sevgiyi yasayan ilk ve son insanlar. Onlar insandan ustundur. Hatalari olmustur; ama degildir ki onlarin hatalari baskalarinin ilk hatasi... Onlar ilkleri yasamis en sansli insanlardir. Insan sifatini sonuna kadar hakeden 'ilk' insanlardir onlar... Onlardir safligi, masumlugu ve temizligi iclerinde barindiran...
O yuzden sevgi, huzura sahip oldugunuzda, yuzunuzdeki gulumsemedir artik sadece. Yani en masum seydir sahip olabileceginiz... Aşk... o coktan ölmüştür...
25 Ağustos 2010 Çarşamba
23 Ağustos 2010 Pazartesi
Even you're not a human, I love you!
An itibariyle, Alacakaranlik serisinin 3. kitabini, gecen cuma basladigim ve adi Tutulma olan, bitirmis olmanin verdigi buyuk mutluluk ve Edward - Bella - Jacob uclusunden oturu duydugum huzunle birlikte kitap okuma konusundaki amacimi ne kadar da basarili bir sekilde yerine getirdigimi belirmek istiyorum.
Daha once de belirtmistim ne kadar okuma-ozurlu oldugum konusunda; ama tabii ben yine abartiyorum o durumu da. Demek istedigim olmasi gereken ya da istedigim kadar okumadigim idi. Simdi ise, hayatimda yapmadigim sekilde, cok fazla okur oldum. Bunun gerceklesmesindeki en buyuk etkeni biliyorum: Internet'i eskisi gibi kullanmiyor olusum...
Bana kalirsa, Alacakaranlik serisindeki en iyi kitap 3. kitaptir. Belki ilk kitap acilisi yaptigi icin elde tutulur bir oncelige sahip olsa da, 3. kitaptaki olaylarin akisi, verilen duygular ve diger olaganustu hallerden oturu, daha one cikiyor Tutulma isimli ucuncu kitap. Filmi icin soyle bir interneti yoklayayim dedim; ama hala kamera cekimi versiyonu ortalikta dolanmakta. Aslinda ben sinemaya gidip izlemek istiyordum bu filmi. Hala daha gosterimde olmasina ragmen, benim bulundugum bu kucuk sehirde sinema salonunun olmayisi, en yakininin 2-3 saatlik uzaklikta bulunmasi, benim bu Ramazan doneminde gitmemi engelleyen faktorler olarak yer ediniyor ne yazik ki... Fragmanini izledim 3. filmin ve ilk iki filme gore daha basarili oldugunu dusunmekteyim. Haftaya kadar beklemeyi dusunuyorum, belki kaliteli bir surumu internette dolasir da ben de izlerim. Ya da Istanbul'a kacabilirsem, ki cok dusuk bir ihtimal, izleme sansim olur. Diger bir yandan 3. kitap en basarili olandi. 4. kitaba bu gece baslayabilirim. Ya da gecen gunlerde aldigim baska bir ask romanini da okuyarak Alacakaranlik serisine ara verebilirim kendimde. Henuz karar vermedim. Bu gece belli olur...
Kitapla yogunlasmis bu Arif'i daha cok sever oldum ben. Internetten olabildigince uzak duran, biraz muzigi ve epeyce romani hayatina sokmus Arif daha mutlu ve huzurlu bence. Bozulmamasi icin dua ediyorum. Ramazan ayinin da etkisi olduguna inaniyorum bir nebze.
Projeden pek bahsetmek istemesem de bu sefer, internet ve kitap konusunda 'tamamim' diyebilirim. Ingilizce konusunda adimlari atmis olsam da, yarin ya da bu aksamdan itibaren onu da digerlerinin seviyesine getirmeyi dusunuyorum. Sevgi konusu hala en sona sakli.
Allah bozmasin diyerek bu sefer gercekten kendimi sevdigimi dusundugumu buraya not etmek istiyorum. Bu arada ikinci ve ucuncu proje icin aklimda simdiden yer edinmis guzel planlar mevcut. Ramazan ayi sonunda, ilk projemi tamamlayip; digerlerine gececegime eminim.
Daha once de belirtmistim ne kadar okuma-ozurlu oldugum konusunda; ama tabii ben yine abartiyorum o durumu da. Demek istedigim olmasi gereken ya da istedigim kadar okumadigim idi. Simdi ise, hayatimda yapmadigim sekilde, cok fazla okur oldum. Bunun gerceklesmesindeki en buyuk etkeni biliyorum: Internet'i eskisi gibi kullanmiyor olusum...
Bana kalirsa, Alacakaranlik serisindeki en iyi kitap 3. kitaptir. Belki ilk kitap acilisi yaptigi icin elde tutulur bir oncelige sahip olsa da, 3. kitaptaki olaylarin akisi, verilen duygular ve diger olaganustu hallerden oturu, daha one cikiyor Tutulma isimli ucuncu kitap. Filmi icin soyle bir interneti yoklayayim dedim; ama hala kamera cekimi versiyonu ortalikta dolanmakta. Aslinda ben sinemaya gidip izlemek istiyordum bu filmi. Hala daha gosterimde olmasina ragmen, benim bulundugum bu kucuk sehirde sinema salonunun olmayisi, en yakininin 2-3 saatlik uzaklikta bulunmasi, benim bu Ramazan doneminde gitmemi engelleyen faktorler olarak yer ediniyor ne yazik ki... Fragmanini izledim 3. filmin ve ilk iki filme gore daha basarili oldugunu dusunmekteyim. Haftaya kadar beklemeyi dusunuyorum, belki kaliteli bir surumu internette dolasir da ben de izlerim. Ya da Istanbul'a kacabilirsem, ki cok dusuk bir ihtimal, izleme sansim olur. Diger bir yandan 3. kitap en basarili olandi. 4. kitaba bu gece baslayabilirim. Ya da gecen gunlerde aldigim baska bir ask romanini da okuyarak Alacakaranlik serisine ara verebilirim kendimde. Henuz karar vermedim. Bu gece belli olur...
Kitapla yogunlasmis bu Arif'i daha cok sever oldum ben. Internetten olabildigince uzak duran, biraz muzigi ve epeyce romani hayatina sokmus Arif daha mutlu ve huzurlu bence. Bozulmamasi icin dua ediyorum. Ramazan ayinin da etkisi olduguna inaniyorum bir nebze.
Projeden pek bahsetmek istemesem de bu sefer, internet ve kitap konusunda 'tamamim' diyebilirim. Ingilizce konusunda adimlari atmis olsam da, yarin ya da bu aksamdan itibaren onu da digerlerinin seviyesine getirmeyi dusunuyorum. Sevgi konusu hala en sona sakli.
Allah bozmasin diyerek bu sefer gercekten kendimi sevdigimi dusundugumu buraya not etmek istiyorum. Bu arada ikinci ve ucuncu proje icin aklimda simdiden yer edinmis guzel planlar mevcut. Ramazan ayi sonunda, ilk projemi tamamlayip; digerlerine gececegime eminim.
20 Ağustos 2010 Cuma
Pozitif gun: Cuma!
Ve yine Cuma! Cumalari ne yapiyoruz? Cumalari kendimizi daha da mutlu hissediyoruz. Pozitif oluyoruz, etrafa nese saciyoruz. Gulumsuyoruz. Kotu konusmuyoruz. Cuma gunune hakkini veriyoruz. Kim icin? Tabiki bastan sona kendimiz icin, ruh sagligimiz icin, kalbimiz ve bedenimiz icin...
Bilgisayarda duramiyorum artik. Nazar degmesin, massallah, tutututu, gibi terimleri kullandiginizi umuyorum. Allah bozmaz insallah. Bilgisayar ve internet bagimlisi herkese oneriyorum, tum internetteki zimpirtilarinizi kapatin ve rahatlayin. Unutmayin ki gunde 4-5 saat ve fazlasi bilgisayar kullananlar 'bagimli' konumuna gecmektedir. Ben 4-5 saati 2'ye hatta cogu zaman 3'e katliyordum. Simdi ise kitap bagimlisi olma yolunda mutlu ve emin adimlarla ilerliyorum.
Dun gece Alacakaranlik serisinin 2. kitabini da bitirmenin verdigi mutlulukla, 3. kitaba baslayacagimi ve birazdan 2. kitaba cekilen filmi izleyecegimi buraya not dusmek istiyorum. Cok mutluyum, isteyince oluyormus gercekten diyebiliyorum. Bunu yasayarak gormek daha da bir guzel... Film 2009 sonuna dogru cikmis. 3. kitabin filmi su anda vizyonda 1-2 aydir; ama sinemada izleyemem sanirim. Eger firsatim olursa ya da Isparta'ya dondugumde hala sinemalardaysa, izlerim. Pek sanmiyorum aslinda duracagini. Ne diyelim, kismet.
Yine Allah bozmasin diyorum; cunku hayatimda neredeyse ilk kez birden fazla karar alip; bunlari uygulayabildigimi goruyorum. Normalde, eski yazilarima da bakarsaniz, surekli karar alir, bozar, ya da bir sekilde moralimi bozar; vazgecerdim her seyden. Bu sefer oyle olmadi. "Proje" diye bir isim koydum ve su anda gayet uygulayabiliyorum. Uyguladigim ve basariya ulastigim seyler, benim icin kolay olmayan seylerdi ustelik. "Internet'i elimin tersiyle itecem!? Hadi be ordan!" Cumlesini cok zamaninda kuran biriydim ben. Basarilar insani mutlu ediyor, kesinlikle.
dipnot: her seyden elimi ayagimi cekerken yine ayagimi surtmus olmaliyim ki birini de pesimden surekluyorum galiba kendime dogru. Hayirlisi diyorum kendi kendime. Fazla da bahsetmek istemiyorum bununla ilgili.
dipnot: yaz okulu finallerinin sonuclarini aliyorum internetten. Eh fena degil gibi, cok sukur bazi dersleri vermisim, biri henuz aciklanmadi. 5 (bes) ders almis olmak aslinda bir bakima kotu oldu; ama mecburdum. Kalmasi gereken dersler de varmis demek ki diyoruz. Ve onumuzdeki maclara bakiyoruz.
Bilgisayarda duramiyorum artik. Nazar degmesin, massallah, tutututu, gibi terimleri kullandiginizi umuyorum. Allah bozmaz insallah. Bilgisayar ve internet bagimlisi herkese oneriyorum, tum internetteki zimpirtilarinizi kapatin ve rahatlayin. Unutmayin ki gunde 4-5 saat ve fazlasi bilgisayar kullananlar 'bagimli' konumuna gecmektedir. Ben 4-5 saati 2'ye hatta cogu zaman 3'e katliyordum. Simdi ise kitap bagimlisi olma yolunda mutlu ve emin adimlarla ilerliyorum.

Yine Allah bozmasin diyorum; cunku hayatimda neredeyse ilk kez birden fazla karar alip; bunlari uygulayabildigimi goruyorum. Normalde, eski yazilarima da bakarsaniz, surekli karar alir, bozar, ya da bir sekilde moralimi bozar; vazgecerdim her seyden. Bu sefer oyle olmadi. "Proje" diye bir isim koydum ve su anda gayet uygulayabiliyorum. Uyguladigim ve basariya ulastigim seyler, benim icin kolay olmayan seylerdi ustelik. "Internet'i elimin tersiyle itecem!? Hadi be ordan!" Cumlesini cok zamaninda kuran biriydim ben. Basarilar insani mutlu ediyor, kesinlikle.
dipnot: her seyden elimi ayagimi cekerken yine ayagimi surtmus olmaliyim ki birini de pesimden surekluyorum galiba kendime dogru. Hayirlisi diyorum kendi kendime. Fazla da bahsetmek istemiyorum bununla ilgili.
dipnot: yaz okulu finallerinin sonuclarini aliyorum internetten. Eh fena degil gibi, cok sukur bazi dersleri vermisim, biri henuz aciklanmadi. 5 (bes) ders almis olmak aslinda bir bakima kotu oldu; ama mecburdum. Kalmasi gereken dersler de varmis demek ki diyoruz. Ve onumuzdeki maclara bakiyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)