20 Ağustos 2010 Cuma

Pozitif gun: Cuma!

Ve yine Cuma! Cumalari ne yapiyoruz? Cumalari kendimizi daha da mutlu hissediyoruz. Pozitif oluyoruz, etrafa nese saciyoruz. Gulumsuyoruz. Kotu konusmuyoruz. Cuma gunune hakkini veriyoruz. Kim icin? Tabiki bastan sona kendimiz icin, ruh sagligimiz icin, kalbimiz ve bedenimiz icin...

Bilgisayarda duramiyorum artik. Nazar degmesin, massallah, tutututu, gibi terimleri kullandiginizi umuyorum. Allah bozmaz insallah. Bilgisayar ve internet bagimlisi herkese oneriyorum, tum internetteki zimpirtilarinizi kapatin ve rahatlayin. Unutmayin ki gunde 4-5 saat ve fazlasi bilgisayar kullananlar 'bagimli' konumuna gecmektedir. Ben 4-5 saati 2'ye hatta cogu zaman 3'e katliyordum. Simdi ise kitap bagimlisi olma yolunda mutlu ve emin adimlarla ilerliyorum.


Dun gece Alacakaranlik serisinin 2. kitabini da bitirmenin verdigi mutlulukla, 3. kitaba baslayacagimi ve birazdan 2. kitaba cekilen filmi izleyecegimi buraya not dusmek istiyorum. Cok mutluyum, isteyince oluyormus gercekten diyebiliyorum. Bunu yasayarak gormek daha da bir guzel... Film 2009 sonuna dogru cikmis. 3. kitabin filmi su anda vizyonda 1-2 aydir; ama sinemada izleyemem sanirim. Eger firsatim olursa ya da Isparta'ya dondugumde hala sinemalardaysa, izlerim. Pek sanmiyorum aslinda duracagini. Ne diyelim, kismet.

Yine Allah bozmasin diyorum; cunku hayatimda neredeyse ilk kez birden fazla karar alip; bunlari uygulayabildigimi goruyorum. Normalde, eski yazilarima da bakarsaniz, surekli karar alir, bozar, ya da bir sekilde moralimi bozar; vazgecerdim her seyden. Bu sefer oyle olmadi. "Proje" diye bir isim koydum ve su anda gayet uygulayabiliyorum. Uyguladigim ve basariya ulastigim seyler, benim icin kolay olmayan seylerdi ustelik. "Internet'i elimin tersiyle itecem!? Hadi be ordan!" Cumlesini cok zamaninda kuran biriydim ben. Basarilar insani mutlu ediyor, kesinlikle.

dipnot: her seyden elimi ayagimi cekerken yine ayagimi surtmus olmaliyim ki birini de pesimden surekluyorum galiba kendime dogru. Hayirlisi diyorum kendi kendime. Fazla da bahsetmek istemiyorum bununla ilgili.

dipnot: yaz okulu finallerinin sonuclarini aliyorum internetten. Eh fena degil gibi, cok sukur bazi dersleri vermisim, biri henuz aciklanmadi. 5 (bes) ders almis olmak aslinda bir bakima kotu oldu; ama mecburdum. Kalmasi gereken dersler de varmis demek ki diyoruz. Ve onumuzdeki maclara bakiyoruz.

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Gunde 2 saate dustu internet kullanimim: OHA!

Cok sey yok. Cidden yok. Yani yillardir bu sehirdeyim, bu kucuk kasabada, ilcede ya da nasil bir tanimlamaya sahipse, memleketim bile olmayan yerdeyim. Ama burada universite yuzunden cok zaman gecirememis olsam da, liseyi burada okumus; ama yine de nasil gectigini anlamamis olsam da, anladigim sudur ki sadece internet + bilgisayar nedeniyle/sayesinde burada zamanimin gectigidir.

Ben ne Ankara'nin merkezine gecmisimdir bu dar zamanda cok surekli olarak ne de birileri gelmistir... Cok ilginctir ki farkli bir dunyanin insani olmama ragmen 18-19 yasima kadar burada bu sehirde gecmistir en gelismeye acik yillarim. Belki ilkogretim 4. sinifa kadar Akcaabat gibi guzel bir yerde hayatimdan memnun bir cocukluk yasamis olabilirim. Oldum da. Ama bu sehre gelerek sanirim gelecegim icin bir tehdit olusturmus oldum su anda. Hos, mecburdum buraya gelmekle 12 yil once felan.

Bunlari aciklamamin sebebi, uyguladigim projedeki 2. ve 3. maddelere de adim atmis ve emin adimlarla gidiyor olmamla birlikte, yaklasik 8 gundur Internet'e actigim savasta da emin bir sekilde devam etmekteyim. Ve gordum ki bu sehirde ya da baska bir yerde, ben Internet yerine, kendimi kitaba ve Ingilizce calismak gibi bir faaliyete yonlendirmis olsam bile, zaman gecmemektedir. Benim guzel arkadasliklara ihtiyacim vardir ki soyle aksamlari vakit gecireyim arada bir ya da daha farkli bir ugras edinmeliyim ki aklima hicbir sey gelmemekte bu geri kalmis sehirde... Bu farkindaligin iyi tarafi, ben 2-3 gundur bilgisayar basinda neredeyse sadece 2 saat gecirip; sikilan bir insan oldugumu gormus olmamdir.

Ben bu sehirden 18 yasimdan sonra universite sayesinde ayrildim. 2 guzel sene gecirdim kendimi sadece universiteyle birlikte asiri bir sekilde gelistirdim. Ustune Amerika'ya gittim, ustune Avrupa'ya gittim, Erasmus programiyla daha da farkli bir pencere actim kendime... Ozetle 3 yil icersinde, 22 yillik hayatimdaki en fazla hareketliligi ve degisimi yasadim. Bazen kendime sasiriyorum, bu sehirden cikmamla birlikte resmen dunyanin bir ucuna kadar gittim. Cikmami bekliyormusum. Ve bu kadar degisimi nasil kaldirabildigime hayret ediyorum halen. Ustune kendi kendimle yasadigim streslik mevzularimin da ustune yasiyorum her seyi.

Farkli her sey... Hani diyorum ki "Arif, ne zaman bir dur diyeceksin bu yorgun bedenine? Ne zaman 'yeter' diye bagiracaksin en kuvvetli sesinle?"

Hayat mumkun oldugunca benden uzak tutsa kendini. Hani su "inisleri de oluyor cikislari da oluyor... Hayat bu iste. Sabirli olmak lazim. Pozitif olmak lazim. Bilmem soyle yapmak lazim." vs. sacmaliklardan bezmis oldugumu gorse de su hayat; az biraz, lutfen, biraz uzak dursa? Kendimi hayatla butunlesip daha da yoruyorum belki de farkinda olmadan. Cok dusunuyorum. Cok uzuluyorum. Cok mutlu oluyorum. Ben bu sekildeyim ve cevrem, belki bazen ailem, bunu kaldiramiyor sanirim. O yuzden hayat da dahil olmak uzere, cekilmeye calisiyorum her seyden... Yalniz kalirsam kendime zarar veririm sadece sanirim diye dusunuyorum. Belki de sacmaliyorum.

Bugun gordum ki internette sahip oldugum, Msn'den diger en alakasiz bir profile kadar her sey, benim koca bir vaktimi calmis, oradan tanistiklarim duygularimi calmis. Tecrube kismindan bahsetmek istemiyorum. Varsin onlar da benden uzak dursun...

Projemi guzel bir sekilde devam ettiriyorum yine de. Bu kara dusunceler beni yildiramaz. Sevgi alanina da gecince, daha rahat ve gercekci dusunecegimden eminim. Simdilik birakiyorum gecmiste kalan duygularim beni bogsun. Yuzdukleri sularin buharlasmasina az kaldi.

dipnot: Ramazan'da gerceklestiriyor olmamda fayda var bence. Bence var. Eminim. Evet, evet!

15 Ağustos 2010 Pazar

Ankara, proje ve Arif

Ankara'da hava guzel bence. Isparta'dan serin gibi, en azindan evin ici bu sekilde. Ya da icimdeki sessizlik ve tarif edemedigim garip huzur beni bu sekilde hissettiriyor...

Oruclu iken kesinlikle yapmaniz gereken sey: Dua etmek. Hele bir de diger zamanlara gore daha da basiniz dertteyse, oruclu zamaninizi dua ederek gecirin. Sinavlarimin cuma gunu bitmesiyle ben de ev bulma konusunda strese girdikce dua ettim. Allah yardim etti de, ilk aramamda en cok istedigim yeri tutmus oldum. Mutluyum; cunku konumu bakimindan en istedigim yerlerden birinde bulunmakta, seneye kalacagim daire. Mutluyum, cunku zamaninda birine bu ev ve ders konusunda guvenerek hata ettigimi sonuna kadar farkettim.

Canim aciyor bir yandan da. Sessiz kaldim, cok hem de. Hani duygularima acilabilecek her ihtimalin oldugu seylerden uzak yasiyorum su anda. Normalden de uzak yasiyorum. Sen bilirsin beni blog, fazla detaya girmemeli...

Simdi kendime vakit ayiriyorum iste. Eski resimlerime bakiyorum. Bilgisayardan hemen bikiyorum; cunku saatlerce bos ve gereksiz baktigim, sosyal iletisim (!) platformlarindan hem de en populerlerinden uzak kaldim, uzak duruyorum. Kendimleyim, dinledigim muzikler daha da cok isliyor beynime.

Projemdeki ilk ve en onemli gelismeyi tamamlamanin verdigi mutlulukla, onumuzdeki gunlerde diger basamaklarina gecmeye baslayabilirim. Sirada 2 ay oncesindeki kitap okuma huyuma tekrar kavusmak ve bir yandan da TOEFL icin ufak ufak Ingilizce calismaya baslamak var. Sanirim yarindan itibaren guzel bir adim atabilirim bu iki guzel proje basamagina. Sevgiyle ilgili degisim konusunu en sona almaya karar verdim. Belli mi olur karsima biri cikar bu evrede. Ya da ben oncekilerinin verdigi gazla, son basamaga daha istikrarli bir sekilde baslarim. O zaman sevmek duygusu yeniden tanimlanir benligimde...

dipnot: Dun gece sen saati kur sahur icin, son bes dakika kala kak, ustune ezan acaba okunmus mudur diye stres yaparken diger bir yandan da agzina olabildigince yemek ve su tepistir. Sonra da ezanin okunmasiyla bir rahatlama ve acaba tutmasam mi dusuncesiyle niyet et. Ve Ankara'ya dogru yola cik. Su anda da aksam ezanini hasretle bekle. Ah ben! Ah beeeen!