6 Ağustos 2010 Cuma

Smile! It's Friday! - Ho?

Cuma gunlerini seviyorum. Hemen nedenlerini sayayim, sizin de en sevdiginiz gun olsun:

  • Bircok kisinin son calisma gunudur. Yani haftasonu tatiline girmeye saatler vardir sadece.
  • Ogrenciler de ayni sekilde haftasonu tatili / memlekete gitmeler / en yakin sehri arkadaslarla gezmeler vs nedenlerle guzel planlari gerceklestirmek icin saatleri sayabilirler bugun.
  • TV sevenler icin cuma gunleri guzel programlar, hatta gecesi icin guzel eglence programlari olabiliyor.
Daha bir cok neden sayabilirdim aslinda; ama ne yazik ki cogu cumartesi gununu calisarak gecirenler icin uygun olmayan sebepler. Benim icin olanlara gelince:
  •  Oncelikle, cumartesi gunu pek isim olmadigi icin, cuma gecesini istedigim kadar uykusuz gecirebiliyorum.
  • 3 yillik universite hayatimda, cuma gunlerim genelde bos geciyor. Ya dersim hic olmuyor ya da yarim gun oluyor. O yuzden bu gun benim icin yari-tatil gibi oluyor.
  • Cuma gunu mubarek bir gun, bildiginiz uzere. Erkeklere farz olan bir adet Cuma namazi kavrami mevcut normal vakit namazlarina ek olarak. Ve ben, vakit namazlarini kilamayan insan, cuma gunu namaza gitmeye calisiyorum. Ve gittigim zamanda gunum normalden daha da huzulu geciyor.
O yuzden dunku ruh halimden su anda eser yok. Positif bir haldeyim. Mutluyum. Icimdeki, oglenden beri duran o guzel huzur yatana kadar devam ediyor... Allah bozmasin diyorum; ama kime diyorum...

Bugun Amerikan Kultur Dernegi Dil Okullari adi altinda Isparta subesine gittim bir bayan arkadasimla. Ikimizde Toefl'a yapismis durumdayiz. 3-4 saatlik bir seviye tespit sinavi ve pesine bir hocayla yaptigimiz speaking olayindan sonra, seviyelerimizi ogrendik. En az B1 seviyesinde olmamizi istediler bizden. Bayan hoca bana "C1 gibisin aslinda; ama B2 seviyesi oldugun kesin" dedi. Ben de sevineyim mi uzuleyim mi bilemedim. Simdi telefon bekliyoruz, fiyat ve zaman konusunda bizi bilgilendirmeleri icin. Iki kisi oldugumuz icin pahali gibi olacak; ama ne yapsam bilmiyorum. Yurt disi icin Toefl sart...

Yazimi bitirmeden, muslumanlarin ibadet yeri olan, camiideki meleklerden bahsetmek istiyorum. Bu cuma degil de, gecen cuma, muftunun dedigine gore, camiye ibadete gelen kimselerle ilgilenen melekler varmis, yani sanirim camideki melekler oluyor bunlar. Bu melekler, camiye girdiginizde sizdeki butun kotu dusunceleri, sikintilarinizi, sorunlarinizi sizden alip uzaklastiriyormus. Boylece bir huzur doluyormus icinize, diye vaaz vermisti muftu bey. Dogruluguna inaniyorum tabii ben de. Oyle cok cok dinime bagli biri degilim, ne yazik ki; ama inaniyorum Allah'a ve buyurduklarini yapmaya calisiyorum elimden geldigince. Ki ben gibi dengesiz biri bile yapabiliyorsa, bircok kisi yapabilir. Ilk dini yogunluga sahip yazimi da burada bitirir, cuma aksamimin keyfini cikarmaya devam ederim...

5 Ağustos 2010 Perşembe

Ne icindir bu isyanim...

Cok geliyor bana dunya. Cok geliyor iste. Hani fazla enerji harciyormus gibime geliyorum. Ya da surekli bir enerji kaynagi ariyormusum gibime geliyor. Yoruluyorum her seyden hemen. Bikiyorum belki de, bilmiyorum. Bu aksam farkettim ki bir suredir icimdeki ruhu kafese sokmusum ben. Zor geldi biraz onunla konusmasi. Utandim, ona eskisi gibi ilgi gostermedigim icin. Oysaki ben ruhumla birdim her zaman. Nasil boyle oldum...

Cok degil aslinda 1 yil onceki sozlerimi hatirliyorum bu gece. Degismek icin cok caba harcamistim. Ve basarmistim da. Mutluydum bu degisimden. Ama simdi durduramiyorum sanki. Rahatsiz degilim aslinda; ama dedim ya iste... Daha fazla enerji harcamama neden oluyor sanki. Daha fazla yoruyor beni her hareketim. Sanki daha fazla sorumluluga giriyorum her gun; ama bir o kadar da isteksiz yaklasiyorum her seye. Kendimle celisiyorum gunlerdir.

En buyuk hatami demistim gecenlerde... Bunlardan biri de surekli birini bekliyor olusum. Kendi kendime adim atamayacak gibi hissediyorum sanki. Isteksik, umutsuz, yorgun, bikkin, enerjisiz... Farkindayim bu gece bir enerji lafina takmis gidiyorum. Oyle ki bazen kendimi buyuk bir enerji kaynagi gibi hissediyorum, surekli etrafa positif bir seyler saciyorum ve kendimi tuketiyorum resmen. Ayni seyi cevremden de bekliyorum; ama alamiyorum. Bu aslinda demek istedigim.

Sikmaya basladi her sey uzunca bir suredir. Yaklasik bir yildir. Zor tutuyorum nefesimi bile. Zoruma gidiyor her sey. Her hareket, her bir olusum. Insanlarin dengesizliklerinden ve tum kotu ozelliklerinden nefret eder oldum. Cok umursamaya basladim bu tip seyleri. O kadar ki, bir cok kisinin suratina bakip, kufredesim var. Hic yapmadigim sey; ama o sekilde rahatlarim diye dusunuyorum artik.

Kendimi severdim ben; kendimden bile nefret eder oldum. Aynaya baktigimda gordugum yansima istedigim Arif degil adeta. Ve ben o yansimadan da nefret ediyorum. Bugun disari cikayim dedim ev arkadaslarimla. Aksam uykumu almis, hatta sapitmis bir sekilde disari ciktim onlarla. Koca bir milkshake ictim pesine de bir dondurma yedim ve ikisi de cikolataliydi. Insanlari seyrettim bir sure. Kosusturmalarini, birbirini kandiran sevgili ciftlerini, sacma salak canli muzik calan ve icinde eglendigini sanan insanlari izledim. Kendimi dinledim biraz. Biraz ruhuma kulak verdim. Nefretim artti her seye karsi. Resmen daha da sinirlerim gerildi. Daha cok hissettim yoruldugumu...

Elimden hicbir sey gelmiyor su halimi duzeltmem icin. Hicbir sey... Olanlarla yetinmedigimi dusunurdum bir ara; ama sonra dedim ki en ufak seylerle mutlu olabilmeyi biliyorum ben. Nedir peki bu halde olmamin nedeni? Yetmiyor bile artik hicbir sey. Ve elimden gelen sadece sinirlenmek, kendi moralimi bozmak, insanlarin dengesizlikleriyle ugrasmak... Ozetle kendi kendimi tuketmek. Baska bir enerji kaynagi bulamiyorum artik.

Ve kendimi tuketmeye basladim. Maddi anlamda cok sukur her seyim tam. Ruhsal cokuntuye girmis bulunmanin verdigi gerginlikle yasamaya calisiyorum kendi kendime. Ve bu halimde birilerinin gelip gitmesi bile beni adeta sarhosum ve birinin bana carparak yuruyup gecmesi gibi bir his etkisinde bulunuyor.

Ah aklima gelmisken, bugun bir resim gordum, bir adamin kolu yoktu ve tek koluyla yasamini surduruyordu, altinda yazilanlara gore. Kendimi o resimdeki yere koydum. Kafamda direkt bir senaryo olustu, kolumu kaybettim ve 2-3 gun sonra da intihar ettim. Cunku bu halimle bile kaldiramayacagim bir yuk olurdu oyle bir sey. Ve ailemin benim uzuntumu gorerek her gun kahrolmasina dayanamazdim. Intihar ederdim, diye dusundum. Ve gozlerim doldu sonra bir an. Simdi oldugu gibi...

Yoruldum. Ve kendimi o resimdeki adam gibi hissetmeye basladim. Dayanamiyorum artik...

1 Ağustos 2010 Pazar

Ozledim



 Ozledim iste...

Cok fazla cumle kurmami bekleme benden. Orada oturmus, sana karsi ne kadar cok ozlem icinde oldugumu gormekten zevk aliyorsan hele; hic bekleme...

 

3 gramlik hayallerimi sende heba ettikten sonra ustelik, sakin bekleme gunesin dogmasini benim icin... Alistim ben yalniz, karanlik ve sessiz dunyada yasamaya. Bekleme... Bekleme tekrar bir baskasi icin yol gozlememi.

Ozledim iste...

Hani biraz olsun, daha aydinlik bir gune baslayayim diyeydi tum umutlarim. Hani elinden tuttugumda, hayatta yasadigimin daha cok farkinda olurum dedim. Daha fazla nefes cekerdi cigerlerim diye umut etmistim.

Sen de ozledin mi? Az biraz olsun, keske ile baslayan cumleler kurdun mu benim icin? Gozlerin doldu mu hic? Yoksa, bosver bu da gecer mi dedin, arkamdan?

Dur desem doner miydin gittigin yerden? Yeter miydi bir kelimem benimle kalmana? Cok mu gec kaldik durmak icin?

Kal desem?..
Kalmazsin degil mi...