Bahsettigim ilk Green Card yazim dan sonra, sonucu ile de ilgili bilgi vermek istiyorum. Kazanamadim...
Cok umitliydim kazanirim diye. Hele ki Amerika'dan donerken ve dondugumdeki yazilarimi okursaniz daha iyi anlarsiniz o zamanlar ne kadar umitle baktigima bu olaya... Zamanla istegim kacti; cunku hayallerimi kaybettim. Ve zarflarin dagitildigi zaman boyunca da bir zarf gecmeyince elime, umidimi kesmistim. Ki 1 Temmuz itibariyle sonucu netten ogrenmekle, dogru tahmin ettigimi da anlamis oldum.
Kazanamadim. Kazansam zaten sanirim masrafindan kalkamazdim. Masrafindan kalksam, vizemi alip ne yapacaktim, cidden gidecek miydim basimi alip Amerika'ya?.. Litvanya'dan dondugumden beri cok farkli oldugumu hissediyorum. Artik daha farkli bakiyorum olaylara. Daha positif daha olmasi gereken sekilde...
Onay kodumu sayfaya girerken, icimde nedense yine de cok kucuk bir umit vardi. Tabi su resimdeki durumla karsilasana kadar:
"the Entry HAS NOT BEEN SELECTED..."
Benden daha iyisini mi bulacakti Amerika? Tabi ki hayir. Su anda icimde biraz burukluk var; Amerika'dan ayrilirkenki yasadiklarim geliyor aklima. Mutluyum yine de. Ya da mutlu olmaya calisiyorum.
Not: Bir daha basvurur muyum bilmiyorum, bilemiyorum...
2 Temmuz 2010 Cuma
29 Haziran 2010 Salı
Bendeki Facebook cilginligi.
Yaptigim mantiksal arastirmalarim sonucu, Turkiye'de her 3 evden, 1'inde, Facebook hesabi olan en az 1 kisi mevcut. Bu gayet mantikli bir arastirma oldu benim icin. Isterseniz, Isvicreli bilim adamlarina da sorun... Arif hakli, derler. Ahanda buraya yaziyorum!
Kudurmus gibi Facebook kullaniyoruz. Cogu kullanici, ayakustu gordugu herkesi arkadas listesine ekliyor, bir kismi flash oyunlari yuzunden arkadas oluyor tanimadiklariyla, bir kisminin 3-5 arkadasi var ki bu tip kisilerin hic ilgisi olmadigi halde bir profili vardir mutlaka, bir kismi ise ciddiye aliyor -ben gibi-..
Siliyorum. Bana bir anlam ifade etmeyen, ufak da olsa bir tebessumunu gostermeyen ya da gosteremeyen, ya da ne bileyim, uzun bir suredir bana karsi ilgisiz oldugunu hissettigim bircok kisiyi siliyorum Facebook arkadas listemden. Yapiyorum bunu evet. Ve arkadas listemi mumkun oldugunca olmasi gereken kisilerle dolduruyorum. Blog sayfama biraktiysam Facebook linkimi, bu demektir ki siz sayfami ziyaret etmissiniz, benimle ya da bana ait bir seyle ilgilenmissiniz, demektir. Eklerim listeme genelde bu sekilde gelen davetleri. Bir sure sonra dikkat ederim; ama ne kadar ilgilendiginizle. Ha baktim, belli bir yerde kaliyor bu arkadaslik durumu, silerim. Hic de acimam, vallahi de acimam, billahi de acimam. AMA! Sildikten sonra, sildigim kisi gelir de hesabini sorarsa, guzelce durumu aciklarim. Mantigina uyar ise o kisinin, acikgoruslulugu de elverirse, yine arkadas olabilirim, arti toleranslariyla ustelik...
Ben ciddiye aliyorum arkadas! Her bir halti ciddiye aliyorum. Ve cok mutluyum ben bu durumdan. Cevremdeki insanlar da mutlu. Mutsuz olanlar sadece, gercekleri yuzlerine vurduklarimdir! Onlar da zaten hatalarini kabul etmeyenlerdir ya da ilgisizliklerini... Twitter icin ayni sey gecerli DEGIL. Facebook icin, hicbir kuralimi bozmuyorum; cunku orasi bana ait, bu blogun oldugu gibi... Ben resimlerimi paylasiyorum, kisisel bilgilerimi paylasiyorum, telefon numarama kadar. Ki arkadas listemin yarisi en az, yurt disinda tanistigim insanlardir. Bu sekilde mutluyum ben.
Verdigim degeri bulamayinca, cikartirim hayatimdan. Yaparim bunu evet; cunku ben bu kadar dikkatliysem, o kisiler de beni taniyorsa, bana benim onlara davrandigim sekilde davranmalilar. Budur "deger verme" kavrami. Oyle arada bir, bir yerlerde "cevrimici/online" olup da cikip gitmekle olmuyor. Ha bu arada bu prensiplerimde sadece son 5 yilda tanistigim insanlar icin gecerlidir. Daha oncesi ve ailem/akrabalarim icin degil. Haksizsam buyrun gelin haksizsin deyin:arifcihat @ live . com
Kudurmus gibi Facebook kullaniyoruz. Cogu kullanici, ayakustu gordugu herkesi arkadas listesine ekliyor, bir kismi flash oyunlari yuzunden arkadas oluyor tanimadiklariyla, bir kisminin 3-5 arkadasi var ki bu tip kisilerin hic ilgisi olmadigi halde bir profili vardir mutlaka, bir kismi ise ciddiye aliyor -ben gibi-..
Siliyorum. Bana bir anlam ifade etmeyen, ufak da olsa bir tebessumunu gostermeyen ya da gosteremeyen, ya da ne bileyim, uzun bir suredir bana karsi ilgisiz oldugunu hissettigim bircok kisiyi siliyorum Facebook arkadas listemden. Yapiyorum bunu evet. Ve arkadas listemi mumkun oldugunca olmasi gereken kisilerle dolduruyorum. Blog sayfama biraktiysam Facebook linkimi, bu demektir ki siz sayfami ziyaret etmissiniz, benimle ya da bana ait bir seyle ilgilenmissiniz, demektir. Eklerim listeme genelde bu sekilde gelen davetleri. Bir sure sonra dikkat ederim; ama ne kadar ilgilendiginizle. Ha baktim, belli bir yerde kaliyor bu arkadaslik durumu, silerim. Hic de acimam, vallahi de acimam, billahi de acimam. AMA! Sildikten sonra, sildigim kisi gelir de hesabini sorarsa, guzelce durumu aciklarim. Mantigina uyar ise o kisinin, acikgoruslulugu de elverirse, yine arkadas olabilirim, arti toleranslariyla ustelik...
Ben ciddiye aliyorum arkadas! Her bir halti ciddiye aliyorum. Ve cok mutluyum ben bu durumdan. Cevremdeki insanlar da mutlu. Mutsuz olanlar sadece, gercekleri yuzlerine vurduklarimdir! Onlar da zaten hatalarini kabul etmeyenlerdir ya da ilgisizliklerini... Twitter icin ayni sey gecerli DEGIL. Facebook icin, hicbir kuralimi bozmuyorum; cunku orasi bana ait, bu blogun oldugu gibi... Ben resimlerimi paylasiyorum, kisisel bilgilerimi paylasiyorum, telefon numarama kadar. Ki arkadas listemin yarisi en az, yurt disinda tanistigim insanlardir. Bu sekilde mutluyum ben.
Verdigim degeri bulamayinca, cikartirim hayatimdan. Yaparim bunu evet; cunku ben bu kadar dikkatliysem, o kisiler de beni taniyorsa, bana benim onlara davrandigim sekilde davranmalilar. Budur "deger verme" kavrami. Oyle arada bir, bir yerlerde "cevrimici/online" olup da cikip gitmekle olmuyor. Ha bu arada bu prensiplerimde sadece son 5 yilda tanistigim insanlar icin gecerlidir. Daha oncesi ve ailem/akrabalarim icin degil. Haksizsam buyrun gelin haksizsin deyin:
28 Haziran 2010 Pazartesi
Yaz okulu!
Yaz okulu! Kulaga asiri derecede eglenceli geliyor! Aslinda moralimi bozar boyle durumlar; ama nedense icimde boyle degisik bir duygu var. Bu yaz'im evde oturarak gecmeyecek ya da zamanimi bos sekilde gecirmeyecegim bir dagin basinda. Mutluyum; cunku sanki 1 yildir tatil yapiyormusum gibi hissediyordum. Isparta'ya geldim, ve gecici evimdeki odama yerlestim. Gayet guzel her sey. Mutluyum ben. Allah bozmasin...
Google'dan domain satin aldim. Arada blog sayfama girmeye calisip da, hata alarak donenler oluyorsa, onlara ne yazik ki bu durumun tamamiyle domain sirketinden kaynaklandigini soyleyebilirim. Google'a mail atmayi dusundum; ama o da "zaten sizin hukumetiniz her seyimizi engelledi" der de utanirim diye korkuyorum. O yuzden kafam sakinlesince icabina bakmayi dusunuyorum.
Normalde takip ettigim bloglara uzun bir suredir ziyarette bulunamadim; cunku Litvanya'dan donuyor olmam, ablamin nisani, Isparta'ya donuyor olmam vs. nedenlerle buraya bile kisaca yazip cikiyorum. Kimseden haberim yok. Kendimden haberim var! Bu yuzden mutluyum. Genelde kendimden bile habersiz yasiyorum...
Google'dan domain satin aldim. Arada blog sayfama girmeye calisip da, hata alarak donenler oluyorsa, onlara ne yazik ki bu durumun tamamiyle domain sirketinden kaynaklandigini soyleyebilirim. Google'a mail atmayi dusundum; ama o da "zaten sizin hukumetiniz her seyimizi engelledi" der de utanirim diye korkuyorum. O yuzden kafam sakinlesince icabina bakmayi dusunuyorum.
Normalde takip ettigim bloglara uzun bir suredir ziyarette bulunamadim; cunku Litvanya'dan donuyor olmam, ablamin nisani, Isparta'ya donuyor olmam vs. nedenlerle buraya bile kisaca yazip cikiyorum. Kimseden haberim yok. Kendimden haberim var! Bu yuzden mutluyum. Genelde kendimden bile habersiz yasiyorum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)