28 Haziran 2010 Pazartesi

Yaz okulu!

Yaz okulu! Kulaga asiri derecede eglenceli geliyor! Aslinda moralimi bozar boyle durumlar; ama nedense icimde boyle degisik bir duygu var. Bu yaz'im evde oturarak gecmeyecek ya da zamanimi bos sekilde gecirmeyecegim bir dagin basinda. Mutluyum; cunku sanki 1 yildir tatil yapiyormusum gibi hissediyordum. Isparta'ya geldim, ve gecici evimdeki odama yerlestim. Gayet guzel her sey. Mutluyum ben. Allah bozmasin...

Google'dan domain satin aldim. Arada blog sayfama girmeye calisip da, hata alarak donenler oluyorsa, onlara ne yazik ki bu durumun tamamiyle domain sirketinden kaynaklandigini soyleyebilirim. Google'a mail atmayi dusundum; ama o da "zaten sizin hukumetiniz her seyimizi engelledi" der de utanirim diye korkuyorum. O yuzden kafam sakinlesince icabina bakmayi dusunuyorum.

Normalde takip ettigim bloglara uzun bir suredir ziyarette bulunamadim; cunku Litvanya'dan donuyor olmam, ablamin nisani, Isparta'ya donuyor olmam vs. nedenlerle buraya bile kisaca yazip cikiyorum. Kimseden haberim yok. Kendimden haberim var! Bu yuzden mutluyum. Genelde kendimden bile habersiz yasiyorum...

24 Haziran 2010 Perşembe

Gun Batimi

Tam su anda hissettiklerimi yazmak istiyorum. Ilerisini degil, geride kalanlari da degil. Su ani yaziyorum. Onumde cilekli bir gazoz var. Bilgisayarimdan Enrique Iglesias'in Ingilizce sarkilari caliyor. Boyle bilgisayarimin sistemini tekrar yukledim. Her sey yeni. Dus almak istiyorum su anda. Boyle daha da temiz olmak istiyorum. Icimde kipirtilar var boyle. Asik felan olmadim. Farkli bir kipirti var. Emekli olmus da, ekvatordaki adalarda tatil yapan biri gibi hissediyorum kendimi. Her seyi yapmis, kafasi yerinde, yapacak isleri olmayan, huzurlu, sakin, gulumseyen... boyle positif bir haldeyim su anda. Icim rahat en azindan su anda. "Hayat, ne guzelsin sen!" modundayim tam su anda!
Boyle zor tutuyorum kendimi birazda diger konulari dusunmemek icin. Yapmam gereken seyleri vs. dusunmemek icin zor tutuyorum kendimi. Neyse, uzakta kalsin su 4-5 dakikamdan!

Ispanyol havamdayim su anda. Biraz boyle cingene, eglenceyi seven, tutkulu... Biliyorum kaybedecegim bu ruh halimi, belki 5 dk sonra belki de 1 saat sonra. Tutmayi cok isterdim. Cok rahatim su anda! Istesem olur degil mi hep boyle? Belki... Bilmiyorum. Denemeye deger ama!

Kendime not: Cilekli gazozun bitmek uzere Arif. Iyi ki varsin Arif. Seni seviyorum kendim! <3

21 Haziran 2010 Pazartesi

Yor(ul)dum....

Bazen yoruyor beni bazi seyler. Ve hepsi ustuste geliyor. Bir anda. Ben mi abartiyorum? Eger abartiyorsam, biri beni durdurabilir mi artik? Lutfen...

Ailem yoruyor bazen. Baskalari icin yasiyormusum gibi hissediyorum, ozellikle annemin yanindayken. Ablamin nisanina giderken bugun, kulagimdaki kupeyi cikarmamin sebebini anlamaya calisiyorum. Anneannem icin cikarildi o kupe. Ki kendisi profesor niteliginde bir bayandir, anneannem, dikkatlidir felan... Ama ne gerek vardi ki ufacik bir kupe. Ve bugun nisanda epeyce bir kosusturdum. Gitmeden once tartistim, sonra isleri ben yaptim, sonra geldim tartistim... Hicbir sey yapmamis gibi muamele goruyorum bazen. Hatta bazen bana 30 yasindayim gibi davraniyor evdekiler; bazen de 18... Yoruldum bu durumdan ben. Cok hem de...

Insanlar zaten hep yoruyordu beni. Sacma sapan insanlarin, garip istekleri... Hatta dogru duzgun birinin yuzune baktiginizda gordugunuz samimiyetin aslinda hic olmadigini farkettiginizde, acaba ben kime guvenmeliyim, kime yaslamaliyim basimi, diyor insan... Boyle insanlardan yoruldum. Hic tanimiyor olsam da, sadece bir resim gorsem de, boyle insanlarin varligi bile beni yoruyor hayata karsi.

Insanlara fazla deger veriyorum sanirim. Mesela deger verdigim bir insanin, benim blog yazdigimi bildigi halde, bir gun olsun su sayfayi acip, bu cocuk ne yaziyor, dememesi, benim o kisiye karsi verdigim degeri boyle sifirliyor gibi oluyor. Ustelik bu kisilerden bazilari, hayatimin sanki her karesini biliyormus gibiler. Degismedigimi dusunuyorlar direkt, 2 yillik konusmalara bakip. E bi oku bakalim bu cocuk 1 yil icinde neler yasadi, neleri degistirdi... Ben bu tip ince seylere dikkat ediyorum, belki takiliyorum bu tip seylere... Ama bu benim, burasi bana ait ve ben bana deger veren birine de bu sekilde yaklasiyorum. "Herkes bir degil, herkes sen gibi dusunmek zorunda degil." Pardon da bu salak cumlenin arkasina siginmak istemiyorum ben artik cidden. Ben gibi dusunen adamlar konussun karsimda o zaman. Mukemmeli ariyormusum ben. Hadi be ordan. Ben gibisini ariyorum, ben mukemmelim o zaman. Hadi buyur burdan yak!

Inanin hic umrumda degil artik. Elbette bir gun ben, kendim gibi bir cevreye sahip olacagim ve o zaman, istedigim seyleri elde edecegim, sosyal anlamda. Sadece su anda fazla ilerden dusunuyorum her seyi, ya da fazla ilerden bakiyorum. Umrumda degil ozetle...

Pasaport harc bedelleri dusmus sanirsam ki. Oyle haberler dolaniyor ortalikta. Sevinemiyorum nedense... Bir daha ne zaman cikarim yurt disina kim bilir... Su muhendislik diplomami alayim da bir elime hayirlisiyla. Gerisi de pek umrumda degil. Bu aksam boyle umrum kendiyle sevisiyor. Hicbir seyle alakasi yok umrumun...

Ozetle yoruldum ben bu aksam. Bogazima kadar geldi artik her sey. Patlamak uzereyim. Izlanda'nin volkanik daglari gibiyim adeta. Patlarsam ortaligi karistiririm.Yarin Ankara'ya doner bu blogcu. Biraz da Ankara havasi koklayalim. Sonra Isparta yollari beni bekler. Dersler beni bekler. Yeni masraflar beni bekler. Bir of cekip; ileri bolgede bulanan daglara karsi yikim etkisi olusturmak istiyorum.