Bilmiyorum sebebini. Yani ozlem diyeyim, belki Litvanya'dan ayrildigimi yeni farkettim, kim bilir ya da baska nedenleri var, hic bilmiyorum... Ama oyle ilgincti ki birden aglamaya baslamam; ucagin icinde, tam Istanbul'a indigimiz anda... Yanimdakilerden gozyaslarimi saklamaya calisiyordum bir yandan ustelik... Neden agladim acaba? Cok ozlemistim her seyi Litvanya'da ben. Son zamanlara dogru boyle hocalardan notlarimi almak icin kosusturuyordum etrafta, bir yandan da boyle icimde "cingene gibi gezdim koca bir yil" gibi bir his vardi. Arkada bir sey birakmadim bu sefer. Alacagimi aldim; dondum ulkeme. Yuregim nerelerde kim bilir, aklim ben de olmus neye yarar...
Cumartesi sinav oldugundan olacak, Cuma gunu, beni almaya gelen; ama trafikte 3 saat kalmis, ailemi bekledim 1 saat havalimaninin dis hatlarinda. Nasil bir bekleyisti, hatirlamak istemiyorum. Garip bakislarimla sanirim bir cok insani urkuttum. Onlar garipti aslinda. Kultur soku, dedim gectim. Oysaki onlari ozlemistim ben biraz da...
Cumartesi gunum ailemle hasret gidermekle gecti. Tabi biraz da alisverisle. Yarin kucuk ablamin nisani var ve ben ona kendimi hazirlarken diger bir yandan da Istanbul'un sicak-nemli havasiyla sevisiyorum adeta. Litvanya'nin ozleyecegim iki seyi var bu yuzden: Serin havasi ve lezzetli patatesleri...
Icimde bir ufak da mutluluk var ki tadindan yenmez: Bir kez daha, yurt disi tecrubesi edindim. Ve bu seferki egitim hayatima etkili oldu. Mutluyum bu yuzden.
Simdi onume bakiyorum, gecmisimi sadece onemsiyorum ve sahipleniyorum. Ilerisi icin engel olusturmasina izin vermiyorum artik. 2 gune Ankara'ya, sonra da Isparta'ya gecmek zorundayim. Ah! Yaz okulu! Bundan sonraki hayatim icin planlar yapmaya coktan basladim bile. Hadi bakalim diyoruz toplucana!
20 Haziran 2010 Pazar
13 Haziran 2010 Pazar
Sadece sessiz kaliyorum
Ellerimi uzatiyorum klavyeye dogru, sonra geri ceker gibi oluyorum. Dusunuyorum, ne yazmaliyim diye. Garip bir his var icimde; hem boyle yazacak cok seyim var, hem de bom bos hissediyorum kendimi. Ama yazmak istemedigim seyler var, boyle icimdeki tum nefreti kusmak istemiyorum buraya, bu sayfayi kirletmek istemiyorum. Bana ait ve sevgiyle, ilgiyle baktigim bir seye bu sekilde zarar vermek istemiyorum; diger bir yandan da farkindayim ki bu sayfa beni mutlu etmek icin duruyor, biliyor ki tum nefretimi kelimelere doksem rahatlarim bu sayfada. Nazimi cekmeye dunden hazir oysaki... Ben neyi bekliyorum? Nedir bu kadar hazirligin olmasina ragmen beni, boyle bir seyi yapmaktan uzak tutan? Bilmiyorum.
Bazi seylerin erkenden beynime gelmesinden rahatsizlik duyuyorum bazen. Cogu zaman mutlu olsam da bu halimden, bazen o kadar fazla baski yapiyor ki her sey kalbime, nefes almami engelliyor adeta bu durum. Dusunmemeye calisiyorum uzun bir zamandir. Basariyorum da cogu zaman; ama nereye kadar yapabilirim bunu? Nereye kadar devam edebilirim, kendimi ve cevremdeki bazi seyleri yoksaymayi?.. Bu da ayri bir dusunmeye iten konu beni zaten.
Cok farkli Arif ve Arif'ler var icimde. Yani, bazen bakmissiniz, asiri mutlu, gulen bir Arif var etrafta dolanan, bazen guzel isler basaran Arif var, boyle imrenilesi seyler yapan, bazen Karadeniz'de koca bir ordusu batmis bir Arif var, bir kosede sessizce duran... Belki bu sekilde ifade edince normal gibi geliyor olabilir. Sonucta herkesin her anlamda, hayatta inisli-cikisli zamanlari olabilir; ama genelde bunlara neden olan faktorler bellidir ve dis ortamdan gelen seyler olur genelde. Bendekiler tamamiyle kendi kendime alip-verdigim kararlarin, davranislarin; elde ettigim ya da kaybettigim hislerin sonucu olarak meydana geliyor. Bu beni yoran kismi zaten hayatin. Beni kimse uzemiyor, ya da mutlu edemiyor aslinda. Ben kendi kendime bu hallere giriyorum. Ve istedigim zaman mutlu olabiliyorum. Neden peki uzuldugum durumlar? Uzulmeyi mi ozluyorum acaba ben? Surekli ust noktalarda olmak bazen bana fazla mi geliyor. Cok narsist oldu yine. Neyse...
Tum yasadigim hallere ek olarak, gecenler bir arkadasim bana sunu demisti: Arif, sen insanlardan mukemmel olmasini bekliyorsun hep. Ben soyle bir sessiz kaldim sanirim 20 saniye kadar. Icimde bunu tersleyecek yiginla sey olmasina ragmen, hicbir sey diyemedim; cunku hakliydi sanirim, tamamen olmasa bile hakliydi o arkadasim. Bazen insanlarin bir konuyu anlamadigi zaman 40 kere tekrar ettigimde, boyle icimde ufak bir sinir olusuyor ve buna engel olmadigimi farkettim ben, o arkadasim boyle deyince... Simdi daha iyiyim bu konuda. Daha sabirliyim en azindan insanlara karsi. Yine de kafamda yeni tartismalara neden oldu bu sozler...
Turkiye'ye donuyorum. Artik zamani gelmisti ve ben valizimi hazirlayip, mubarek bir cuma gununde, kismetse, Turkiye topraklarina ayak basiyorum. Amerika'dan donerkenki ruh halim yok. Hatta buyuk bir sevincle gidiyorum bu sefer. Icimde patlamaya hazir bir bomba var adeta ve sonucunun iyi olacagini dusunuyorum. O yuzden de bir an once kendime gelip; gercek beni insanlara gostermek istiyorum. Bu yaz donemi icin, okuluma bagli olarak olusturdum guzel planlar var. Onlari gerceklestirmek istiyorum. Ve yeni amaclar edinmeye basladim gelecegime dair. Bir de en kisa zamanda basarili bir CV nasil olusturulur, gibisinden konulara yonelmeyi dusunuyorum. Erasmus hayatimla birlikte, yazacagim 2 guzel sey var CV'im icin.Hos, ne ise yarayacaksa CV...
Bazi dunyalardan da soyle 1-2 yil boyunca uzaklasmayi istiyorum. Kendi hallerinde kalsinlar. Benim once kendi hayatimi kurtarmam lazim. Gorunen o ki, herkoyun kuzu kendi bacagindan asiliyor...
Bazi seylerin erkenden beynime gelmesinden rahatsizlik duyuyorum bazen. Cogu zaman mutlu olsam da bu halimden, bazen o kadar fazla baski yapiyor ki her sey kalbime, nefes almami engelliyor adeta bu durum. Dusunmemeye calisiyorum uzun bir zamandir. Basariyorum da cogu zaman; ama nereye kadar yapabilirim bunu? Nereye kadar devam edebilirim, kendimi ve cevremdeki bazi seyleri yoksaymayi?.. Bu da ayri bir dusunmeye iten konu beni zaten.
Cok farkli Arif ve Arif'ler var icimde. Yani, bazen bakmissiniz, asiri mutlu, gulen bir Arif var etrafta dolanan, bazen guzel isler basaran Arif var, boyle imrenilesi seyler yapan, bazen Karadeniz'de koca bir ordusu batmis bir Arif var, bir kosede sessizce duran... Belki bu sekilde ifade edince normal gibi geliyor olabilir. Sonucta herkesin her anlamda, hayatta inisli-cikisli zamanlari olabilir; ama genelde bunlara neden olan faktorler bellidir ve dis ortamdan gelen seyler olur genelde. Bendekiler tamamiyle kendi kendime alip-verdigim kararlarin, davranislarin; elde ettigim ya da kaybettigim hislerin sonucu olarak meydana geliyor. Bu beni yoran kismi zaten hayatin. Beni kimse uzemiyor, ya da mutlu edemiyor aslinda. Ben kendi kendime bu hallere giriyorum. Ve istedigim zaman mutlu olabiliyorum. Neden peki uzuldugum durumlar? Uzulmeyi mi ozluyorum acaba ben? Surekli ust noktalarda olmak bazen bana fazla mi geliyor. Cok narsist oldu yine. Neyse...
Tum yasadigim hallere ek olarak, gecenler bir arkadasim bana sunu demisti: Arif, sen insanlardan mukemmel olmasini bekliyorsun hep. Ben soyle bir sessiz kaldim sanirim 20 saniye kadar. Icimde bunu tersleyecek yiginla sey olmasina ragmen, hicbir sey diyemedim; cunku hakliydi sanirim, tamamen olmasa bile hakliydi o arkadasim. Bazen insanlarin bir konuyu anlamadigi zaman 40 kere tekrar ettigimde, boyle icimde ufak bir sinir olusuyor ve buna engel olmadigimi farkettim ben, o arkadasim boyle deyince... Simdi daha iyiyim bu konuda. Daha sabirliyim en azindan insanlara karsi. Yine de kafamda yeni tartismalara neden oldu bu sozler...
Turkiye'ye donuyorum. Artik zamani gelmisti ve ben valizimi hazirlayip, mubarek bir cuma gununde, kismetse, Turkiye topraklarina ayak basiyorum. Amerika'dan donerkenki ruh halim yok. Hatta buyuk bir sevincle gidiyorum bu sefer. Icimde patlamaya hazir bir bomba var adeta ve sonucunun iyi olacagini dusunuyorum. O yuzden de bir an once kendime gelip; gercek beni insanlara gostermek istiyorum. Bu yaz donemi icin, okuluma bagli olarak olusturdum guzel planlar var. Onlari gerceklestirmek istiyorum. Ve yeni amaclar edinmeye basladim gelecegime dair. Bir de en kisa zamanda basarili bir CV nasil olusturulur, gibisinden konulara yonelmeyi dusunuyorum. Erasmus hayatimla birlikte, yazacagim 2 guzel sey var CV'im icin.
Bazi dunyalardan da soyle 1-2 yil boyunca uzaklasmayi istiyorum. Kendi hallerinde kalsinlar. Benim once kendi hayatimi kurtarmam lazim. Gorunen o ki, her
8 Haziran 2010 Salı
"Remember Me" Filmi ve Ben
Uzun zamandir film izlemiyordum. Hatta uzun zamandir drama turunde bir film izlemiyordum; cunku biliyorum kendimi. Artik eskisi gibi sadece filmi izleyip; anlik uzulmeler gecirip, daha sonra da normal hayatima hizli bir sekilde devam edemiyorum. Filmi izlerken, kendimi karakterlerden birinin yerine koyuyorum ve filme farkli bir sekilde baglaniyorum. En sonunda ise, mutlu sonla bitmeyen bir karaktere baglandiysam eger, kendimi aglar bir sekilde buluyorum. Yani, uzun bir zamandir drama turundeki, ozellikle ask konulu, filmlerden cok etkileniyorum. Oyle bir iliskim olsun mu istiyorum her sefer yoksa cok mu uzuluyorum filmde yasananlara, emin degilim. Tek farkinda oldugum sey, zamanin bir sekilde akip gectigi ve ben, beni disarda bekleyen kisiye dogru gitmektense, sanki kaciyormusum gibi hissediyorum. Ya da beni bekleyen kisilerin yanlis kisiler olmasini onemsemeyip; gereksiz kosusturmalara kapiliyorum....
Remember Me... Bu filme bir sarki ararken denk gelmistim. Aslinda elim gitmedi indirmeye; cunku biliyorum izleyince ne olacagini. Dayanamadim, izledim filmi...Filmi tavsiye etmek gibi bir seyde bulunmak istemiyorum; cunku begenemeyebilir herkes. Sonucta ben izledigim belli kalitedeki her ask filminden yuksek oranda etkileniyorum artik. Yine de filmden biraz olsun bahsetmek istiyorum.
Film, daha cok, 11 Eylul'de, Ikiz Kuleler icin yapilan saldiriya dikkat cekilmis sanirim, eger dramatik kismini geri plana atarsak. Ve bir sekilde tanisan 2 genc insanin aralarinda kurduklari bag ve onun uzerine gelisen diger olaylar konu alinmis filmde. Film muziklerini begendim. Ki piyanonun kullanilmasi bu tip filmlerde, yaratilmak istenen etkinin dozajini artiriyor. Bilmiyorum Youtube videolarini izleyebilir misiniz; ama film muziklerinden birini paylasmak istiyorum:
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Su siralar ne alemlerdeyim tam olarak bilmiyorum ben de. Amacim su cuma gunune kadar alnim ak cikayim. Daha sonra da Allah buyuktur diyorum; cunku bir yandan bu Erasmus derslerini halletmem, bir yandan kendime gelme islemlerini tamamlamam, diger bir yandan da su yaz okulu mevzusunu halletmem gerekiyor. Gelince hepsi geliyor sanirim. Ya da ben cekiyorum bilmiyorum. Yine de icimi rahat tutmaya calisiyorum; cunku gecen gunlerde aldigim kararla birlikte bu konuya cok ozen gostermeye basladim. Kendimi sikmamaya calisiyorum hicbir konuda. Basarabildigim kadariyla iste...
Not: Bu filmler beni ufak tefek hayaller kurmaya itiyor, sanirim bu yuzden izlemekten kaciyorum hep. Ve ne yazikki insanlar sahip olduklarini cok kolay kaybedebiliyorlar, hicbir seyin kiymetini anlamadan ustelik...
Remember Me... Bu filme bir sarki ararken denk gelmistim. Aslinda elim gitmedi indirmeye; cunku biliyorum izleyince ne olacagini. Dayanamadim, izledim filmi...Filmi tavsiye etmek gibi bir seyde bulunmak istemiyorum; cunku begenemeyebilir herkes. Sonucta ben izledigim belli kalitedeki her ask filminden yuksek oranda etkileniyorum artik. Yine de filmden biraz olsun bahsetmek istiyorum.
Film, daha cok, 11 Eylul'de, Ikiz Kuleler icin yapilan saldiriya dikkat cekilmis sanirim, eger dramatik kismini geri plana atarsak. Ve bir sekilde tanisan 2 genc insanin aralarinda kurduklari bag ve onun uzerine gelisen diger olaylar konu alinmis filmde. Film muziklerini begendim. Ki piyanonun kullanilmasi bu tip filmlerde, yaratilmak istenen etkinin dozajini artiriyor. Bilmiyorum Youtube videolarini izleyebilir misiniz; ama film muziklerinden birini paylasmak istiyorum:
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Su siralar ne alemlerdeyim tam olarak bilmiyorum ben de. Amacim su cuma gunune kadar alnim ak cikayim. Daha sonra da Allah buyuktur diyorum; cunku bir yandan bu Erasmus derslerini halletmem, bir yandan kendime gelme islemlerini tamamlamam, diger bir yandan da su yaz okulu mevzusunu halletmem gerekiyor. Gelince hepsi geliyor sanirim. Ya da ben cekiyorum bilmiyorum. Yine de icimi rahat tutmaya calisiyorum; cunku gecen gunlerde aldigim kararla birlikte bu konuya cok ozen gostermeye basladim. Kendimi sikmamaya calisiyorum hicbir konuda. Basarabildigim kadariyla iste...
Not: Bu filmler beni ufak tefek hayaller kurmaya itiyor, sanirim bu yuzden izlemekten kaciyorum hep. Ve ne yazikki insanlar sahip olduklarini cok kolay kaybedebiliyorlar, hicbir seyin kiymetini anlamadan ustelik...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)