7 Haziran 2010 Pazartesi

~ Seyir Defteri ~


Ne ola ki bu? Gezdigimiz sehirler... Seyir kelimesinin anlami ne? Bkz: eksisozluk. Ingilizce isimleri ile yazsam ne olur ki? -Bazi sehirlerin Turkce halleri cok garip oluyor.- Ne zamandir gezmekteyiz? 2009 yilindan itibaren. Ne zamana kadar? "Artiz bazara gelene kadar la..."

  1. United States of America:
  • Virginia States
           - Virginia Beach
           - Chesapeake 
           - Williamsburg
           - Norfolk
  • New Jersey
           - Jersey City
  • New York
          - New York City
  • Washington D.C
     2.  Lithuania
  • Vilnius
  • Kaunas
  • Trakai
     3. France
  • Paris
     4. Spain
  • Madrid
  • Barcelona
     5. Italy
  • Milan
  • Rome
  • Venice
  • Florance
  • Pisa
     6. Vatican
  • Vatican City
     7. Poland
  • Wroclaw
     8. Turkey
  • Istanbul
  • Ankara
  • Erzurum
  • Antalya
  • Izmir
  • Burdur
  • Isparta
  • Bolu
  • Eskisehir
  • Trabzon
  • Erzincan
  • Izmit
  • Konya

6 Haziran 2010 Pazar

Hobilerimiz!

Yapmaktan hoslandigimiz seyler, yapmayi sevdigimiz seyler, bayilirim yapmaya dedigimiz seyler... Neler?

> Muzik dinlemek cok hosuma gider mesela. Ustelik o anki ruh halima gore bir muzik dinlersem, kendimi tam anlamiyla her seyle butunlesmis gibi hissederim ki budur beni mutlu hissettiren tarafi.

> Blog yazmak, yapmaktan hoslandigim seyler arasinda 2. siraya yerlesmis durumda. Birilerinin okuyup okumamasi beni cok ilgilendirmiyor. Eskiden umursardim; ama blogumu gelistirmeye baslamamla birlikte, ozellikle su domain yeniliginden sonra, artik hic umursamiyorum. Cunku birileri icin yazmiyorum yazilarimi. Sadece yazmak bana mutluluk veriyor. Arti olarak geriye biraktigim, gunluk turunde bir seylerin olmasi da diger bir arti etkisi bu isin.

> Yazismak ve mesajlasmak da hosuma giden seyler arasinda. Eger yazismaktan hoslandigim biriyle yazisiyorsam ya da mesajlasiyorsam, bunu cok rahat bir sekilde saatlerce yapabilirim.

> Gunesin batisina dogru yurumek, bir de elimde icecegim olursa ki bu sudan beyaz(!) saraba kadar gidebilir, cok hosuma gider. Ozellikle o bahar ve yaz aylari arasindaki, bunaltmayan hafif sicak havaya denk gelirse; daha da guzel olur. Tek basima yapmayi istemedigim seylerden biri olsa da, yalnizken de mutlu olabiliyorum.

> Farkli sehirleri, mekanlari gormek ve farkli kulturleri tanimak cok hosuma gidiyor. Bunu eskiden farketmemistim; ama 1 yildir Turkiye'de ve yurt disindaki sehirlerde gezip gordugum yerlerden sonra, bunu yapmaktan buyuk bir mutluluk duydugumu farkettim. Elimde oldukca gezmeye ve yeni yerleri kesfetmeye calisiyorum.

> Film izlemek de yapmaktan hoslandigim seyler arasinda. Komedi, drama ve korku turlerindeki filmleri izlemekten buyuk keyif aliyorum. Ozellikle korku-gerilim turundeki filmleri buyuk bir zevkle izlerim. Inandiricilik payi yuksek olmali yalniz. Ek olarak, Beetle Juice'da bu 3 film turu de mevcuttur.

> Resim cekmeye de bayildigimi soylemeliyim artik. O kadar sehir ve ulke gezip; epeyce bir resim cekip, ustune bir binadan nasil guzel bir poz elde edilebilir gibi kendi icimde tartismalara da girebiliyorsam; sanirim artik resim cekmekten hoslandigimi soyleyebilirim. Tabiki once kendime guzel bir fotograf makinesi almaliyim. Nasil becerebilirim bilmiyorum; ama simdiden para biriktirsem iyi ederim. Turkiye'ye donunce bu isin ustune gitmeliyim. Guzel bir hobi olacak gibime geliyor.

Baska yapmaktan hoslandigim ufak tefek seyler de var; ama bende yer edinen ve hayatimin %10-20-30 gibi bir kismini olusturan hobilerim bunlar. Keske aralarinda kitap okumak da olsaydi dedim birden. Kitap okuyorum... calisiyorum... okumuyorum, peki, sustum. Buna da Turkiye'ye donunce bakmayi dusunuyorum.

Turkiye icin guzel planlarim var. Bu seferkiler, Amerika'dan donerken planladigim seyler gibi degiller. O yuzden meydana gelmesi icin herhangi bir ego tatminine ya da ona benzer bir seye gerek yok. Amerika ile afallamis ben, Avrupa ile normale daha yeni bir sekilde donmenin verdigi mutlulugu yasiyorum su anda. Turkiye'ye dondugumdeki ilk 1 ay, biraz skntili gibi gececek olsa da, her sey sonunda duzene girecek. Inaniyorum buna ben!

3 Haziran 2010 Perşembe

Arif geri donuyor!

15 gun kaldi donmeme Turkiye'ye. Litvanya benim icin tamamdir artik. Eskiye bakamayacak kadar ilerledim bu ulkede. Istediklerimi tam olarak elde edememis olsam da buradan, alabileceklerimin cogunu almama vesile oldu en azindan.

Sunu biliyorum ben, eger ki Turkiye'de olsaydim bu donem, eger ki Isparta'da en azindan bir donemim daha gecseydi o ruh haliyle, ilk donem biraktigim ders sayisi kadar dersten kalirdim galiba. Burada en azindan koca donem boyunca, yedim, ictim, gezdim, yeni insanlar tanidim, baska ulkeleri gordum; ustune Turkiye'de gecmesi zor olan derslerin bazilarini, sadece 1-2 derse girip, bir de sinav olarak gectim. Bu bakimdan bakinca, Erasmus yasami benim hayatima, fazladan artilarla girmis bulunmakta. Bu bakimdan mutluyum. (1)

Insan uzaktayken ne kadar deger verilir bir insan oldugunu anliyormus. Arkadaslarinin, ailenin sana ne kadar deger verdigini gosteriyormus bu tip durumlar insana. Ben Amerika'dayken de ailemin destegini cok iyi goruyordum. Ailem sonucta. Kuzenlerime kadar haberlesiyorum burada da. Ya arkadaslarim? Ya dostum dedigim insanlar? Herkes kendi hayatiyla mesgul, bir sey demem buna. Yalniz, hayatindaki rutin hizi artan, onlar degil ki, benim. Benim surekli mesgul olup; cogu seye zaman bulamayan kisi mantiken; ama ben arkadaslarimla Turkiye'deki kadar haberlesmeye calistim burada. Ozellikle de deger verdigim insanlara. %10'undan cevap alabildigimi soylebilirim ne yazik ki. Birileriyle buraya gelmeden yaptigim planlarin, tamamen unutulmus olmasi ayrica bir uzdu. Yine de mutluyum; cunku bana yine tecrube olarak kaldi bu tip seyler. Ve bazi arkadaslarimin yuzune direkt diyebildim bu mevzuyla ilgili seyleri. Cevap vermeye bile yuz bulamadilar. Sonuc olarak uzucu olsa da bu durum, mutluyum ben. (2)

Hayalini kurdugum sehre gittim. Paris'e. Ve bir gun tekrar gidecegim dedigim bir sehir artik orasi. Ki bunu ben Amerika'nin hicbir yeri icin bile demedim, o kadar hayran olmama ragmen. Ispanya'nin nasil bir ulke oldugunu gordum. Italya'yinin bircok sehrini gordum. Ve bunlar benim, buraya gelmeden once gormeyi hedefledigim yerlerdi. Bu gezilerimden sonra da diyebiliyorum ki dunyanin bircok ilginc noktasinda bulunmus biriyim artik. Bircok milletten insanla konustum. Ve bu benim normalde dikkate almadigim; ama onemli bir ozellik. Insan yapinca sanirim dogal geliyor; ya da soyle diyeyim, elde edene kadar her seyin buyusu var olur. O yuzden "interneysinil" oldugum icin cok mutluyum. Hayatimi her ne kadar hep yurt disinda gecirmek istesem de, eger sansim olmaz da cikamazsam, bu yasadiklarima bile bakip mutlu olabilirim. (3)

Amerika'da ve Avrupa'da gecen hayatimin sonunda, Ingilizce seviyemin, gunluk konusma bazinda, gayet guzel olmasi, anliyor ve anlasiliyor olmam, benim bu ulkelerden elde etmeyi istedigim ve elde ettigim en ozel, guzel, harika sey olmasi beni cok mutlu ediyor. Ozetle bu ulkelerden almam gereken tek sey bu idi. Ve elde ettim. (4)

Sevmenin ve sevilmenin nasil, ne derece ozel ve kimlerle olacagini ogrenmis olmam ise, bana daha farkli bir tecrube oldu bu ulkelerde gecen hayatim boyunca. Mutluyum; cunku karsima cikacak insan icin sakladigim ozel bir Arif var artik. Ve bu sefer hepsini bir anda vermek istemiyorum; ama buradayim ve bekliyorum. (5)

Hayatimin en ilginc yilini yasiyorum. En ust seviyede, her konuda yasadigim seyler. En kucuk seyinden en onemli seyine kadar, her konuda cok ilginc tecrubeler edindim. Mutluyum ozetle. Bu da olmasi gereken zaten. Nedense ben hep bardagin bos tarafindan baktim bu koca 1 yil boyunca. Kendime yazik etmisim meger. Uzuldugum zamanlara uzuluyorum su anda. Bundan sonra yok! Bu geceden sonra yok. Bu gece onemli hedefler ve kararlar aliyorum. Bu gece geri donuyorum artik, daha tecrubeli ve bilgili bir Arif olarak...