30 Mayıs 2010 Pazar

Eurovision 2010 ve ben...

Damn! I feel like "boy! you shoud have done something better, more useful today"! Ya da soyle diyeyim, koca bir gun gereksiz gecmekle beraber, Eurovision'u izleyecegim diye, 3-4 hatta 5 saatimi bilgisayarda salak bir sitenin, kalitesiz vidyo akisina bakarak gecirdim. Ve 19. olan Izlanda'mla uzulurken, 7. olan Ermenistan'in ve 14. olan Israil'in sacma salak puanlarina gulerken, 2. olan ulkeme sevindim...

Ilginc bir Eurovision idi aslinda. Ben ilk 5'de oluruz diyordum. Ama 2. olmayi beklemiyordum. Iyi oldu. Almanya icin, Merkel'in parasina Avrupa'nin ihtiyaci var diye oy topladigi, gibi yorumlari okudugum icin, uzulmuyorum tabiki de. Inaniyorum bu teoriye cunku. Sonuc olarak biz 2. olduk, onlar birinci...

Su siralar kafam nerede bilmiyorum. Neyi dusundugumu bilmiyorum. Ne yaptigimi bilmiyorum. Her zamanki gibiyim biraz. Ama bu aralar farkliyim. Neyi dusunmeliyim, ne yapmaliyim, nerede olmaliyim? Bir deniz fenerine ihtiyacim var benim uzunca bir zamandan beridir...



Boyle bir sey mi aradigim? Hayir ya-hu! Insan olani lazim bana bunun... Bulamam biliyorum. Bulsam da begenmez miyim yoksa? Eskisi gibi degilim ki ben... En ufak bir yardima bile kocaman bir gulumseme verebilirim.






Boyle bir gulumseme vermem; ama sanmiyorum yani. Beni bu kadar piskin hale getirebilecek biri var midir ki bu dunyada? Sanmiyorum pek, ama belli de olmaz.






Her sey cok garip geciyor uzunca bir zamandir. Duzeltemedim hicbir seyi ben. Cok yoruldum. Kendimi boyle Ajda Pekkan'la duet yapan Sezen Aksu gibi hissediyorum. Iyiyiz; ama kotu gibiyiz bir yandan da... Ogk! Daha da garip hissettim resme bakinca...




Ucak biletimi almam lazim. Yaz okulunu ayarlamam lazim. Ayni anda buradaki derslerimi gecmem lazim! Bana yardim et Allah'im! :(

27 Mayıs 2010 Perşembe

Hera Björk - Je Ne Sais Quoi (Eurovision 2010 - Iceland)

Sertab Erener'in birincilik getirmesiyle, populerligi tam anlamiyla %200'e firlamis, Avrupa ulkeleri arasinda, amaci kultur tanitimi olarak benimsenen, soz ve muzik yarismasi, Eurovision Song Contest'in bu seneki isimleri arasinda benim dikkatimi en cok Izlanda'dan katilan Hera Bjork isimli bayan sanatcinin Je Ne Sais Quoi isimli sarkisi oldu. Fransizca olan sarki ismine aldanmayin, sarki tamamiyle Ingilizce'dir. Su siralar Paris'in etkisi olacak hala, Fransizca'ya yogun bir ilgiyle yaklasmaktayim. O yuzden sarki normalden de fazla dikkatimi cekti. Ve ben gayet birincilige yakistigini dusunuyorum bu sarkinin. Bu arada sarkinin adi: I don't know what, olarak Ingilizce'ye cevriliyor. Ama ozel bir anlaminin oldugunu dusunuyorum ben Fransizca olarak. O yuzden hic Turkce'ye cevirmeye kiyamiyorum, dermisim. Simdi Hera Bjork'u taniyalim:

 Kendisi 29 Mart 1972 dogumlu ve su anki yasi 38. Daha yasli gosteriyor sanki? Neyse. Temsil ettigi ulke olan, Izlanda'dandir tombul ve yasindan fazla gosteren sanatcimiz. Yarisma icin hazirladigi sarkiya cektigi klibi izleyince, kendisini cok sempatik buldum. Hatta klipte "sen misin dikkatimi cekmeyen, al sana" der gibi bir ifade hissettim. Ama cok duygusal bir sekilde tabiki... O yuzden de yine etkilendim klipten, kendimce... Oyumu bu sanatciya vermeyi isterdim; ama final gecesi eger bir aksilik cikmaz da takipte kalabilirsem, Turkiye' icin kullanmayi dusunuyorum. Eh malum, Turkiye'deyken oy vermek imkansiz oluyor kismen. O yuzden yurt disindayken ulkemi destekleme hissiyatina burunuyorum. Sanatcimiz pop agirlikli sarkilar soyluyor kariyer hayatinda. Eminim guzel bir noktaya gelecektir yarisma sonucunda, umariz. Izlanda'ya sevgiler diyor sarkinin o bahsettigim klibiyle sizleri basbasa birakiyorum...


dipnot: Su Erasmus sinavlari olmasaydi, su anda Norvec'de yarismayi izliyor olurdum! Baska bir sefere nasip olur insallah diyelim...

25 Mayıs 2010 Salı

Sayfami ziyaret edenler - Diger mevzular

         Bugunlerdeki ruh halime deginmeden soyle bir sey var dikkatimi ceken: Blog sayfamda "Nerelerden gelmissiniz!" diye bir bolum var ve ben orada insanlarin sayfama nasil ve nereden ulastigini gorebiliyorum. Haliyle bazen oyle insanlar ulasiyor ki sayfama, cok ilginc. Biri arama sayfasinda "bence insan dengeli olmalı" diye aratip benim sayfama ulasmis. Kimsin sen? Aklini mi kaybettin? Boyle bir aramayi nasil bir insan yapar? Ve ulastigi sayfa, yani blogum, nasil yardimci olabilir sana? Boyle diyorum; cunku internetteki "insan nasil dengeli olur" sorusunun en son yaniti benim blogumda bulunmaktadir sanirim. Ben basta dengesizim ki yazilarim, benden birer yansima, daha dengesizdir. Yuzumde soyle bir gulumseme birakti bu durum. Tesekkur ediyorum sayfami bu sekilde ziyaret edenlere! Yine gelin, ozletmeyin kendinizi...

           Su siralar kafam feci derecede karisik. Bu son gezimle birlikte, hayalimi gerceklestirmenin verdigi mutlulugu yasiyorum bir yandan, diger yandan derslerim, bir yandan da kalbimle beynimi cozmeye calisiyorum. Birak gitsin hepsini dedim zamaninda, gordum sonuclarini... Simdi ayagimi yere basmanin zamani diye dusunuyorum. Insanlara eskisinden daha az guveniyorum. Fazla konusmuyorum. Yalniz gezmeyi, tek basima kahvemi alip, parka gidip oturmayi, resim cekmeyi, muzik dinlemeyi, insanlari incelemeyi ve benzeri bir cok seyi yapmayi cok seviyorum su siralar. Hani kafami rahatlatmaya calisiyorum kendimce. Daha once denemedigim seyler bunlar, en azindan hepsini ayni anda denememistim. Iyi hissediyorum yapinca...

Sistemden nefret ediyorum. Turkiye'deki sistemden ayrica nefret ediyorum ki Avrupa ve Amerika felan hava kalir yaninda. Dunyadan nefret ediyorum aslinda ben. Cok geldi bana 2 yilda insanlar. Yasamaktan bezdirdi, ikiyuzlu, yalanci, sorumsuz, seviyesiz, salak sacma davranislari... Bos insanlarla dolu cevrem. Ne yazik ki ben cekiyorum galiba hepsini kendime. Cok mu cabuk deger veriyorum herkese nedir? Univesiteye gelmeden once derdim ki universitede degisir durum; ama yok! Zaten siyrilmaya calistigim insanlar universiteleri dolduruyor. Mantikli insan gruplari kuramadim zamaninda, cekingenligim yuzunden. Simdi ise cezasini cekiyorum bir nebze bu durumumun, sanki isteyerek yapmisim gibi... En azindan benim universitemde oyle fazla mevcut grup yok, etraftaki degisimleri farkedebilen. Sadece kurulu duzeni kendi iclerinde yorumlayan kimseler ya da yorumlamayi israrla reddeden kimseler mevcut... Okudugum universite ve sehirden kopali cok oldu ki geriye donme niyetim de yok.

Tek istedigim artik huzur. Bir damla olur, kovayla basimdan asagi olur... hic farketmez. Nasil geldigi de onemli degil. Gelsin; ama hic gitmesin. Lutfen.

Dipnot: Resimlerimi yuklemek icin bir resim blogu olusturmaya karar verdim. Mevcut yogunlugumdan siyrilinca bu is uzerine yogunlasacagim.

Sevgiler.
Arif.