11 Mayıs 2010 Salı

Ah yeter!

Soyle bir ozet geceyim mevcut degisikliklerle ilgili olarak:

* Eski blog adresim olan, http://rfcht.blogspot.com; artik yerini http://www.arifcihat.com adresine birakmistir. Hayirli olsun bana ve tum blog alemine.

* Boyle cok degerli (!) yazilarimi daha rahat paylasasiniz diye "Paylas cogalsin!" bolumu koydum sayfamin sag ust koselerine dogru bir yere.

* "Nerelerden gelmissiniz!" diye bir bolum de koydum ki bloguma ulasan sahsin nereden tesrif ettigini gorebileyim diye. Ve diger gormek isteyenler icin de tabiki. Ohom.


       Bazen boyle yoruldugunuzu hissedersiniz ya hani, boyle bir nefes almaya calisirsiniz. Sebebini sadece kotu durumlar icin dusunmeyin; iyi durumlar icin de gecerli olabiliyor bu durum. Hani icinizden 'yeter!' diye bir ses yukselir; ama o kadar havasiz kalmissinizdir ya da gercek anlamiyla, sessizce icinize atmissinizdir ki her seyi, parmaginizi bile kimildatmak istemezsiniz; cunku yorgun hissedersiniz kendinizi. Alacaklarinizi almissinizdir; mutlu durumlar icin. Ya da vereceklerinizi tuketmissinizdir, kotu durumlar icin. Mutluysaniz yuzunuzde aptal bir gulumseme; uzgunseniz ise sanki beton haline gelmis gibi olur yuzunuz. Bir de bunlari ayni anda yasadiginizi ve etkilerini ayni anda hissettiginizi farzedin, eger yasamadiysaniz. Ben su anda ayni bu ruh hali icindeyim...

Adimimi yurtdisina dogru atmamaliydim. O gun, o arkadasimi dinlememeliydim, Amerika'ya gitme konusunda. Hatta o ders, hocami o kadar ciddiye almamaliydim Erasmus konusunda. Fazla geldiler bana. Hala daha fazla geliyorlar. Bazen haddinden fazla kullaniyorum enerjimi hayata dogru. Aslinda benim guzelce evimde oturup; derslerime calisip; benligimi iste %30 civarinda kullanan bir insan olmam gerekiyordu. Daha mutlu olan, daha cok kitap okuyan, daha dinine duskun, haberleri takip eden, orada burada siyaset ve futbol konusan biri olmaliydim... Tamam, bu sonuncusu cok ucuk oldu, geri aliyorum.

Ne kaybederdim %30 kapasitede calisan bir Arif olsam acaba?.. En azindan dengesiz olmazdim. Yani su anki gibi %80 calisan, bazen %20'lere dusen bir Arif olmaktansa, sanirim surekli %30'da calisan bir Arif olmak daha mantikli olurdu. Hem kendi acimdan hem de cevrem acisindan. Bu Amerika ve Erasmus benim %80'lik zamanlarima denk geldiler hep. Eh surekli %80 kapasitede calisan bir insan olmak zor. En azindan benim gibi biri icin... Uzunca bir sure %80 yasayip; %30 olup; daha sonra tekrar %80'e cikmak; insanin once 5 metre ustunden betona, daha sonra da su uzerine 1km yukardan dusmek gibi bir etki yaratiyor. Hele bir de yasiniz boyle 20'lerde ise...

Tekrar %30'lara dusucegiz de bakalim nasil bir dusus olacak bu seferki. Eminim atomlarima ayrilirim bu sefer. Ama! Simdiden hazirliklarimi yapiyorum! Etkileri azaltip; hatta tem tersine donusturmek icin guzel planlarim var. Ya da kendimi kandiriyorum yine, bosver.


        Yukarida bahsettiklerim cevremde meydana gelen ve bana uzunca bir suredir etki eden dis etkenlerdir. Icimde hala kara delikler bulunmakta.Bir Allah'in kulu da karsima cikmaz ki kara delikleri yok etmek icin! UFO'lar saldi icimde dort bir yanimi.... Saka bir yana, yeter. Cidden yeter! Hayatimdaki bos insanlardan da, bos laflardan da, bos hislerden de her bir gereksiz ve beni uzen, sinir eden seyden de bikmis durumdayim. Yeter!
Hepiniz icin:

F*CK YOU!

Oh! Rahatladim. Neyse. Durum boyle. Bogazima kadar dolmus durumdayim. Yani ben tinlamasam baskasi tinlar, ben tinlasam baskasi tinlamaz. Oyle geciyor hayat su 1 yildir. Ben de tinlak bir sey oldum iyice. Ipin ucunu da kacirdim. Yani o sekildeyim.

"ah oldum bittim, vah vah, kacirdim her seyi" Seni lanet! Bu cumleyi kurmuyorum iste! Kurmam da zaten artik!

Vardir elbet bir kiymet bilen. Aramiyorum artik. Bul beni!

8 Mayıs 2010 Cumartesi

2020 yilina bir not...

Hani diyorum bazen, boyle sabah kalktigimizda dua etsek, gece yatarken de dua etsek.
Sukran dolu olsak, bize iyi ve kotu her seyi sunan yaratana karsi.
Gostersek icimizdeki, belki biraz belki cok olan, sevgimizi, insanlara.
Farketsek cevremizdeki kucuk seylerin ne kadar buyuk ve degerli olduklarini aslinda.
Sevsek kendimizi...
Mutlu olsak yasadigimiz her andan.
Uzulsek bazen; ama dunya basimiza yikilmis gibi davranmasak.
Sabretsek... Ah keske sabredebilsek! Bilsek sabredince neler elde edebilecegimizi...
Kirmasak etrafimizdaki insanlari.
Yalan soylesek keske az biraz; ama oyle sonu kotuye gidenlerden olmasa keske yalanlarimiz.
Guldursek cevremizdekileri. Bir masum gulumsemeye, dunyalari kazanmisiz gibi sevinsek keske.
Asik olsak. Asik olabilsek. Ne olurdu kara sevdalari yasasak, yasatsak...
Gunesin batisini izleyebilsek keske yaz aylarinda.
Hani diyorum bazen, insan olabilsek, diger canlilardan farkimizi belli edebilsek.
Agzimizda gereksiz sozcukler yerine, guzellige dair fisiltilar olsa keske.
Keske bakislarimiz insanlari utandirsa, korkutmak yerine.
Aglayabilsek keske. Sebepsiz yere aglayabilsek. Mutluluk olsa nedenimiz...
Paylasabilsek elimizdekileri tum dunyayla, ilerisini gerisini dusunmeden.

Yapabilir miyiz sence birbirimizin elini tutsak?
Mutlu olmak yerine huzurlu olabilmeyi basarabilir miyiz?..

Arif.
Yil: 2010

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Green Card - RezilVezir Kart?

Yok kazanmadim. Yani henuz zarf felan almadim... Internet sonuclanmasina da daha var. Sadece su siralar zarflarin dagilmaya baslanmasi gerektigini soyleyenlerin bulundugu bir forumu takip ediyorum ve etkilendigimi bloguma not dusmek istedim...

Amerika'dan dondugumdeki en buyuk hayalim ve neredeyse tek umudumdu, Green Card. Bir hevesle olmasi gerektigi hale getirmeye calisiyordum, form icin olmasi gereken resmimi. Dikkatli ve duzenli bir sekilde formu doldurup; bir tiklamamla hayatimi degisterebilecegimi dusunuyordum. Simdi nasil hissediyorsun diye sorabilirsin bana blog... O heyecanim yok artik; ama boyle muhabbeti acildiginda, bu green card olayinin, kendime diyorum ki: "Eger cikarsa bana, o an iki sey dusunurum sanirim, ya buradan her seyimi toplar giderim ya da hic umursamam, almaya calisirim belki..."

Green Card konusunda ne kadar istekli oldugum konusunda, Amerika'daki son gunumde yazdigim su yazimi okuyarak bir yargiya sahip olabilirsiniz, merak edenler icin:

Amerika'da Son Gun!

Simdi sakinim. Bahsettigim, adeta Green Card icin olusturulmus, forumda bir cok insan aciklanmasina son 1-2 ay kalmasinin heyecanini ve abartisini yasiyor. Uzucu aslinda bu biraz; ama yine de onlari anlayabiliyorum; cunku ben de boyle hissediyordum, umutlarim bitmeden once. Simdi icimde hala ufak kipirtilar var. Acaba diyorum, acaba kazanir miyim? Acaba Turkiye'ye gonderilen 3000'e yakin zarftan biri bana da gelir mi? Acaba kazanirsam eger bu ise yetecek kadar imkan ve inanc saglayabilir miyim kendimde? Ve acaba cikmazsa, cok uzulur muyum?..

Simdi bunlari dusunmuyorum pek. Ciksa da olur; cikmasa da... O heyecanli eski ben yokum be blog! Sanki gerceklerin tuzunu basmisim yaralarima, gozum hayallerimin 'h'sini bile goremez olmus. Ama farkindayim ki icimde hala su soru var: Ya cikarsa?