Bir onceki yazimi silerek basladim her seye. Bu aksam basladim, tarih 04-Ocak-2010 idi. Cok dengesiz, bazen agresif bazen obsesif oldugumu gordum Amerika'dan donup de hayatin aci gercegiyle yuzlesince... Uzun bir sure de bu sekilde davranmaya devam ettim; cunku kendi icimde savasiyordum, boyle olmamali diye... Olmasi gerekenleri hep arka plana attim ve kendimi yipratmaktan, zamanimi bos gecirmekten, derslerimi ziyan etmekten, ailemi ruhsal yapimla meraklar icinde birakmaktan ve benzeri butun kisiligimi cokertme durumlarindan oteye gidemedim.
Begenmedim sinif arkadaslarimi, cevremi, yasadigim sehri... Kotuledim her seyi, yeri geldi cok bencil oldum yeri geldi olaylara cok sessiz kaldim... Ben, "ben" olmaktan cok oteye gittim, kotu anlamda... Sebepleri belliydi oysaki, Turkiye'nin Amerika gibi olmadigi gercegi, benim Amerika hayalleri icin cok fazla efor sarfetmem, Amerika'dan donmeden once yasadigim duygusal durumlar, yasim itibariyle haddinden fazla ve duygu yuklu seyler yasamam, ozetle "Amerika"nin bana kattigi kotu ozelliklerinden dolayi 3-4 aydir olmasi gereken "ben" olmadim, olamadim... Bunda Amerika'da bulunmamin payi yok aslinda, her sey, her zamanki gibi, ben de basliyor ve ben de bitiyor. Ben epeyce fazla abartili ve duygulu yasadigim icin her seyi, en sonunda en cok uzulen, yipranan ve ne hikmetse en cok sevinen de ben oluyorum yine.
Pisman degilim, yaptigim seylerden, hissettiklerimden, bulundugum mekanlardan. Arkaya donup baktigimda bir donemimi ziyan etmis gibi hissediyorum; ama yine de, hala keske demeyecek kadar rahat hissediyorum. Belki cok ilerde dedirtir bunlar keskeleri bana... Bilemem, dusunmek de istemiyorum acikcasi.
Amerika, istedigim kadar guzel ve olmasi gerektigi kadar da kotu bir etkileyle, hayatim boyunca unutamayacagim bir donum noktasi oldu bende. Son 6 ay icerisinde tek diyebilecegim sey bu. Ve bunu derken de icim gercek anlamda bir huzurla doluyor.
Yazmayi birakmak ya da birakmamak... Bu sanirim benim ruh halimle kendimi kandirmam arasindaki bir iliski. O yuzden derinlerine dalmak istemem bu konuda.
Benden son gelismeler su sekilde:
* Litvanya'daki universiteden kabul belgem gelmis, yarin gidip aliyorum ve finallerden sonra da vize basvurusunda bulunacagim. Kismetse 2. donem orada egitim alacagim. Evet, ucak biletimi de aldim. Ve gercek anlamda tum kisiligimin oturmasi icin en altin donemi Erasmus olarak goruyorum. Insallah her konuda basarili olurum orada.
* Vizelerim bekledigim gibi, ne yazik ki kotu geldi cogu... Final haftasina girdim ve finallerimle toplamaya calisiyorum elimden geldigince. Gecmis olsun bana...
* Cok degerli bir insandan burs almama ragmen, tutumlu bir insan olmama ragmen, nasil beceriyorum da parasiz kaliyorum hic anlamiyorum. Ucak biletine 255 tl gibi bir ucret yatirdim; oysaki cok da yuklu bir para degildi. Bu sene sanirim kitap ve yemek masrafim cok oldu. Burcumda okudum zaten, su 1-2 ay icinde para sorunu cekecekmisim.
* Su 6 ay icinde ogrendim ki, insan gulmeli, aglamali, sevmeli, stres de yapmali, yemeli, icmeli, dua etmeli... Ama hep bir dozda olmali bunlar. Birinde ufak bir artma ya da azalma, ruh halinde cok farkli degisimlere neden olabiliyor. Fayda sagladigi gorulmemistir. En azindan bende.
* Astrolojiye cok takildim bir suredir. Evet, kesinlikle tipik bir Yengec burcu insaniyim. Ona gore davran bana blog!
"Yengeç burcunun olumlu özellikleri: Duygusal, hafızası güçlü, koruyucu ve şefkatli, uyumlu, evine ve ailesine düşkün, geleneksel değerlere önem veren, sezgileri güçlü, becerikli, direnme gücüne sahip...
Yengeç burcunun olumsuz özellikleri: Karamsar, aşırı önlemci, eskiye bağlı, tembel, alıngan, çabuk sinirlenen, bencil, kinci, kuşkucu ve kıskanç..."
Aklima gelmisken, 2010 yilinin, kendime ve benimle ilgilenen herkese huzur getirmesini diliyorum Allah'tan!
4 Ocak 2010 Pazartesi
19 Aralık 2009 Cumartesi
Kacislar
"Hicbir seyin beni uzmesine izin vermemeliyim. Basarmaliyim bunu. Surekli mutsuz olmamin tek nedeni bu. Silip atmaliyim, hayatimda olmamasi gereken seyleri. Basarmaliyim bunu mutlu olmak adina! Bir seyleri hayatimin disina atarken; durup bakmamaliyim oylece. Yerlerine ya da diger iyi seylerin yanlarina yeni, guzel, anlamli, faydali seyleri koymaliyim."
Hayatim bu paragraftan ibaret olmali uzunca bir sure bence...
Rf (+) Cht
Umutsuz, mutsuz, suz, uz, z...
13 Aralık 2009 Pazar
Pazar gunleri
Pazar gunumden bahsetmeden once bir kac kucuk not dusmek istiyorum kendime dair:
* Program yapmayi cok seviyorum; ama onlara uyamadigimi gorunce uzulmuyorum ayni zamanda. Uzulmemem gerektigini ogrendim sanirim; ama inatla programli olmaya calisiyorum.
* Vizelerden sonra ders calismam gerektigini gercek haline getirmem gerekirken neden hala ders calismiyorum ben, bilemiyorum, bilmiyorum, bilmeyi de cok istiyorum.
* Kendimi cok yalniz hissediyorum blog. Bugune kadar yasadigim yari bucuk iliskiler beni cok yordu. Artik hayatima giren ya da cikan kimseyle ilgili dert yapmamaya calisiyorum. Basariyorum da galiba...
Pazar gunleri yatagimdan gec kalkiyorum. Normalde kahvalti yapabilmek icin en guzel firsatlarimdan biri olan haftasonunu yatagimda geciriyorum. Dun yine kahvaltisiz bir cumartesi gecirdim, oglen yemegi de yoktu. Arada yedigim, gecen gun pazardan aldigim, mandalina ve nar ile idare ettim aksama kadar. Aksam da cikip yine Burger King'i zengin ettim. Daha sonra markete ugrayip; kahvaltilik seyler alsam da, bu sabah yiyemedim. Bugun artik kendime gelsem iyi olacak.
7 Kocali Hurmuz filmine gitmek istiyorum. Testere filmine de gitmek istiyorum bir de. Ne zaman gideyim? Himm. Benle gelen olur mu ki? Gecen ne guzel samimi bir arkadasimi bulmustum 2012 filmi icin; ama o 2012 idi ve 'gelebilitesi' yuksek olan arkadasim gelmisti. Turk yapimlarini izlemiyorum demistim onceki yazilarimda da; cunku Turk yapimi filmler komedi disinda pek basarili olmuyor bana gore. Ki bundan once de Turk yapimi olarak en son Recep Ivedik 1-2'ye gitmistim. Yine bir komedi filmi ve ben yine izlemek istiyorum!
Efendim pazar gunleri neler yapilir; bir guzel ev temizlenir, tabiki once kahvalti yapilir guzelce, daha sonra kendi bakiminizla ilgilenirsiniz daha mutlu hissetmek icin, sonra bilgisayarinizin basina gecer soyle bir mail kontrolu yapilir ve bilgisayardaki onemli isler halledilir. Daha sonra odev vs gibi ogrencilik isleri halledilir, sonra 5 cayina dogru kitap okunmalidir elbette. Daha sonra ise aksam yemegi mevzusu gelir akla. O da halledildikten sonra yarinki hizli hafta baslangici icin hazirliklar yapilir ve sessizce ders calisilir. En son yatarken disler fircalanir ve kitabinizla yataginiza gecersiniz. Ah pardon! son olarak da Farmville'deki tarlanin hasatini yapmayi unutmamak lazim...
Onumuzdeki haftanin bence cok guzel gececegine inaniyorum ben! Allah bozmasin diyelim ve Pazar gunumuze baslayalim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)