13 Aralık 2009 Pazar

Pazar gunleri


Pazar gunumden bahsetmeden once bir kac kucuk not dusmek istiyorum kendime dair:

* Program yapmayi cok seviyorum; ama onlara uyamadigimi gorunce uzulmuyorum ayni zamanda. Uzulmemem gerektigini ogrendim sanirim; ama inatla programli olmaya calisiyorum.

* Vizelerden sonra ders calismam gerektigini gercek haline getirmem gerekirken neden hala ders calismiyorum ben, bilemiyorum, bilmiyorum, bilmeyi de cok istiyorum.

* Kendimi cok yalniz hissediyorum blog. Bugune kadar yasadigim yari bucuk iliskiler beni cok yordu. Artik hayatima giren ya da cikan kimseyle ilgili dert yapmamaya calisiyorum. Basariyorum da galiba...


Pazar gunleri yatagimdan gec kalkiyorum. Normalde kahvalti yapabilmek icin en guzel firsatlarimdan biri olan haftasonunu yatagimda geciriyorum. Dun yine kahvaltisiz bir cumartesi gecirdim, oglen yemegi de yoktu. Arada yedigim, gecen gun pazardan aldigim, mandalina ve nar ile idare ettim aksama kadar. Aksam da cikip yine Burger King'i zengin ettim. Daha sonra markete ugrayip; kahvaltilik seyler alsam da, bu sabah yiyemedim. Bugun artik kendime gelsem iyi olacak.

7 Kocali Hurmuz filmine gitmek istiyorum. Testere filmine de gitmek istiyorum bir de. Ne zaman gideyim? Himm. Benle gelen olur mu ki? Gecen ne guzel samimi bir arkadasimi bulmustum 2012 filmi icin; ama o 2012 idi ve 'gelebilitesi' yuksek olan arkadasim gelmisti. Turk yapimlarini izlemiyorum demistim onceki yazilarimda da; cunku Turk yapimi filmler komedi disinda pek basarili olmuyor bana gore. Ki bundan once de Turk yapimi olarak en son Recep Ivedik 1-2'ye gitmistim. Yine bir komedi filmi ve ben yine izlemek istiyorum!

Efendim pazar gunleri neler yapilir; bir guzel ev temizlenir, tabiki once kahvalti yapilir guzelce, daha sonra kendi bakiminizla ilgilenirsiniz daha mutlu hissetmek icin, sonra bilgisayarinizin basina gecer soyle bir mail kontrolu yapilir ve bilgisayardaki onemli isler halledilir. Daha sonra odev vs gibi ogrencilik isleri halledilir, sonra 5 cayina dogru kitap okunmalidir elbette. Daha sonra ise aksam yemegi mevzusu gelir akla. O da halledildikten sonra yarinki hizli hafta baslangici icin hazirliklar yapilir ve sessizce ders calisilir. En son yatarken disler fircalanir ve kitabinizla yataginiza gecersiniz. Ah pardon! son olarak da Farmville'deki tarlanin hasatini yapmayi unutmamak lazim...

Onumuzdeki haftanin bence cok guzel gececegine inaniyorum ben! Allah bozmasin diyelim ve Pazar gunumuze baslayalim.

9 Aralık 2009 Çarşamba

Kaybedilenlere bir yenisi daha

"Ben bulamiyorum diye bir baskasinin da sevgiyi bulma hayallerini yok etmek istemiyorum. Evet, ben bulamiyorum ve su andan itibaren de hicbir sevgi sozcugu, aska dair hicbir sey benim ilgi alanimla uzaktan yakindan alakali degildir. Bunlarin icine dostluk ve turevindeki iliskilerde gecerli olan sevgi-saygi belirten kelimeler de dahil. Bu gece anladim bu kavramlarin benim icin artik "bombos" oldugunu...


Inanmiyorum kimsenin o tatli, hos, ic yumusatici laflarina. Hicbirine hem de. Hepsi bana yapmacik, yalan ve bir o kadarda gereksiz geliyor. Soyle bir dusunun, aileniz disinda diger insanlara kullandiginiz o guzel sozleri acaba cidden icinizden gelerek mi diyorsunuz? Seni seviyorum, cumlesini ilk kullandiginizdan sonraki kullanislarinizda, gercekten ayni etkiyle mi soyluyorsunuz sevdiginiz insana? Ask ölüyor da geriye sevgi mi kaliyor bir koca omur boyunca? Nedir bu insanlari 40-50 sene ayni yastiga bas koyduran sebep? Zorunluluk? Aman evlendik bir kere gitsin bakalim, herkes birbirine muhtac zaten? Bunlar mi acaba aci gercekler? Yoksa  65'inde bile ayni isiltiyla mi bakiyor ciftler gozlerinin icine?..


Hicbirine inanmiyorum artik. Zerre kadar inanc kalmadi bunlara karsi bende. Ha gittim ha gidecegim diyordum; simdi tam her seyden yoksun haldeyim. Kendi kendime almadim bu karari ben. Ya da 3-5 insandan kotu seyler gorup; genele vurmadim her seyi. Bunlari ben yasiyorum! Cevrem yasiyor! Herkesin icinde var bir seyleri somurme arzusu! Herkes ac! Her seye ac! Ve kimse doymak bilmez bir halde etrafta hayatini yasiyor.


Gelene "hosgeldin" diyorum, giden olursa aglamiyorum eskisi gibi... Merhaba diyene "nasilsin" demiyorum artik, "sana da merhaba" diyorum. Kimseye eskisi gibi umit vermemeye calisiyorum; cunku kimse icin umitlenmek istemiyorum. Sevmek istemiyorum artik kimseyi. Ailem ve akrabalarim yeterli benim icin. Birgun gelir onlar da gider elbet. Kalan yine kim olur, bellidir.


Budur benim hayatim be blog! Her seyi paylastim neredeyse seninle. Yazdim, yazdim; usanmadim, kirildim, kustum, gittim; ama yine geldim, yine yazdim. Yine buradayim... Yine bir seylere buyuk isyanim var! Yine agliyorum keskelerime, gerceklesmeyen hayallerime, beni hic yalniz birakmayan yalnizligima! Baska derdim yok, degil mi benim? Parasiz kalmadim, degil mi ben? Ac-acik kalmadim, degil mi bir suru fakir insan gibi? Benim derdim ne kadar onemsiz aslinda, degil mi?


Allah kimini parasiz koyuyor, onunla sinava sokuyor; kimine para veriyor, gereksiz sorunlarla sinava sokuyor; kimini de ikisinin ortasinda birakiyor ki icten bir sekilde sukredebilmeyi ogrensin...


Sanki raziyim artik bos kagit vermeye ben bu sinavda... Bildiklerimi de yapmak istemiyorum yine hirsima, sinirime yenik dusup; yine insanlarin, benim yapabildigimin ufacik bir parcasini bile yapamayan insanlarin eline birakip her seyi!.. Tabi, evet, kesinlikle haklisin, cok cabuk pes ediyorum degil mi? Ah! Bilmem mi ben kendimi. Daha ne gordum hayata karsi degil mi? Daha bir hele dur, parani kazanmaya basla, bir devlet dairesinde burnun surtunsun, bir anani aglatsinlar guzelce, degil mi? Sonra hayatinda daha onemli seyleri kaybet degil mi? A-a! Yoksa gercek hayat kurallarindan mi bahsediyoruz? Yoksa sinav yerine guzel bir oyunda miyiz? Neyiz? Kimiz? Neyim ben? Insan mi? Ben insan olamam... Insan olmak icin cok seyi kafama takiyorum, cok seye deger veriyorum, cok iyimserim... Ben insan olmayi beceremem... O kadar kotu olamam.

"

Der bu genc, hayattan bezmis bir vaziyette... Ve etrafina bakar soyle bir, gordugu sey her zamanki sessizlik ve yalnizlik...


Aslinda ben bir avuc suda yuzmeyi ogreniyorum. Ogrenmesem de olur nasilsa, degil mi? Ya da bogulup gitmek o suda en iyisi...

29 Kasım 2009 Pazar

Yol yorgunu

Boyle haftalik bulten niyetinde oldu durum; ama ozellikle denk getirmeye calismiyorum bu blog yazma islemini. Gercekten ele avuca gelir seyler yasayip; oyle yazmak istiyorum... Ve yazmam gerektigini hissettigim anda yaziyorum. Simdiki gibi...

Farkli bir haftaya girdim, biliyorum bu da ayri sacma bir cumle. Oysaki butun haftalar gayet birbirinin aynisi geciyor. Guzel, ilginc bir bayram gecirdim. Gecirmekteyim diyemiyorum; cunku ben Ramazan Bayrami'ni Amerika'da yasamadigimdan oturu, bayramlarin ruhunu kaybetmis oldugum icin, bayram sadece 1. gundu benim icin. Yarin da guzel(!) Isparta'ma donuyorum. Kaciyorum yani Ankara'dan da. Burasi beni yoruyor, Istanbul da beni yoruyor. Beni yormayan, olmayan kalabalikligi, bes parmak sayisi kadar guzel yeri olan, diger bir sehir, universitemin bulundugu sehir, Isparta'dir sadece. Bu bir haftanin baslangici benim icin bayramla birlikte basladi; ve yarin da dondugum icin, bitiyor fiilen...

Ilginc olan tarafi ise, kalbimi zorluyor olmakta oldugum bir hafta. Ugrasiyorum, tekrar su kalbimi zamaninda attigi hizlilik ile atmasi icin ugrasiyorum; ama o kadar kopmusum ki bazi seylerden, artik 40 yilin planini kuran "ben" gitmis yerine, yarin aksam yemegi icin nereye gitsem dusuncesine giren "ben" gelmis. O yuzden korkularim var bazi seylere karsi; tereddutlerim var, yorgunlugum var bundan sonraki kalp atislarim icin, cabaliyorum; ama olmuyor. Kimseyi yormak ve uzmek istemeyisim agir basiyor her seyden once. O yuzden besmele cekip baslayamiyorum hicbir kalp yuku tasima isine...

Amerika'da kilo vermistim degil mi ben? Guzel, hepsini geri almisim! Verdigim 4-5 kiloyu bir guzeeel geri almisim! Neden mi? Cunku Burger King'i zengin etme cabalarim gayet basarili olmus durumda maddi - manevi anlamda.

Geri donuyorum yarin okuluma. Bu vizelerde yaptigim felaketi finaller icin yapmayacagim kesin! Gider gitmez ders calisiyorum! Ve uzgunum anasini aglatmak tek hedefim tum notlarin. Elimden gelenin en iyisi olacaktir elbette! Insallah! :P

Bu hafta icinde Mustafa Ceceli'nin albumu gecti bilgisayarima. Ben ki 5-6 ay olmustur sanirim, Turkce sarki dinlemiyordum. Sebep olarak da Ingilizce icin kulagimi alisik tutmak olarak gosteriyordum. Bunu Mustafa Ceceli ile bozduk, tabi bir Pink bir Mustafa Ceceli dinleyince, aradaki muzik turu farki boyle arabesk dinlemis etkisi yaratacak boyutta olabiliyor... Butun sarkilari guzel bu albumunde; ama su sarkisi fena gelmedi bana sozleriyle birlikte paylasip; bu yazimi da sonlandirmak istiyorum. Ha bir de ben mutlu olmak icin ne yapmaliyim? Artik sacma sapan yollara basvurmaya basladim. Mutluluk nedir, bilmiyorum ve sonumu da hic hayirli gormuyorum. Hepsinden once su guzel kafami bir guzel toplamam lazim! Yarin Isparta'ya farkli bir gencin inmesini temenni ediyorum, dusunce bazinda...

Mustafa Ceceli - Ben o degilim

Ne kadar kırık gözlerimiz
Ne çok hüzünlü sözlerimiz
Nasıl bir yoldan geldiniz
Ağır olmalı yükünüz.

Sevgiliyimi, sevgiyimi kaybettiniz
Nasıl biriydi lütfen tarif ediniz
Kim gibiydi hatırlayıp 

Benim gibiydi dediniz.

Hayır Ben o değilim
Sizi bu hallere koyan
Ben o değilim
Bunlara neden olan o adam
Ben olamam

Ama beni çok şaşırttınız
Durun ne olur ağlamayınız
Hava soğuk aylardan Şubat
Lütfen içeri giriniz