9 Aralık 2009 Çarşamba

Kaybedilenlere bir yenisi daha

"Ben bulamiyorum diye bir baskasinin da sevgiyi bulma hayallerini yok etmek istemiyorum. Evet, ben bulamiyorum ve su andan itibaren de hicbir sevgi sozcugu, aska dair hicbir sey benim ilgi alanimla uzaktan yakindan alakali degildir. Bunlarin icine dostluk ve turevindeki iliskilerde gecerli olan sevgi-saygi belirten kelimeler de dahil. Bu gece anladim bu kavramlarin benim icin artik "bombos" oldugunu...


Inanmiyorum kimsenin o tatli, hos, ic yumusatici laflarina. Hicbirine hem de. Hepsi bana yapmacik, yalan ve bir o kadarda gereksiz geliyor. Soyle bir dusunun, aileniz disinda diger insanlara kullandiginiz o guzel sozleri acaba cidden icinizden gelerek mi diyorsunuz? Seni seviyorum, cumlesini ilk kullandiginizdan sonraki kullanislarinizda, gercekten ayni etkiyle mi soyluyorsunuz sevdiginiz insana? Ask ölüyor da geriye sevgi mi kaliyor bir koca omur boyunca? Nedir bu insanlari 40-50 sene ayni yastiga bas koyduran sebep? Zorunluluk? Aman evlendik bir kere gitsin bakalim, herkes birbirine muhtac zaten? Bunlar mi acaba aci gercekler? Yoksa  65'inde bile ayni isiltiyla mi bakiyor ciftler gozlerinin icine?..


Hicbirine inanmiyorum artik. Zerre kadar inanc kalmadi bunlara karsi bende. Ha gittim ha gidecegim diyordum; simdi tam her seyden yoksun haldeyim. Kendi kendime almadim bu karari ben. Ya da 3-5 insandan kotu seyler gorup; genele vurmadim her seyi. Bunlari ben yasiyorum! Cevrem yasiyor! Herkesin icinde var bir seyleri somurme arzusu! Herkes ac! Her seye ac! Ve kimse doymak bilmez bir halde etrafta hayatini yasiyor.


Gelene "hosgeldin" diyorum, giden olursa aglamiyorum eskisi gibi... Merhaba diyene "nasilsin" demiyorum artik, "sana da merhaba" diyorum. Kimseye eskisi gibi umit vermemeye calisiyorum; cunku kimse icin umitlenmek istemiyorum. Sevmek istemiyorum artik kimseyi. Ailem ve akrabalarim yeterli benim icin. Birgun gelir onlar da gider elbet. Kalan yine kim olur, bellidir.


Budur benim hayatim be blog! Her seyi paylastim neredeyse seninle. Yazdim, yazdim; usanmadim, kirildim, kustum, gittim; ama yine geldim, yine yazdim. Yine buradayim... Yine bir seylere buyuk isyanim var! Yine agliyorum keskelerime, gerceklesmeyen hayallerime, beni hic yalniz birakmayan yalnizligima! Baska derdim yok, degil mi benim? Parasiz kalmadim, degil mi ben? Ac-acik kalmadim, degil mi bir suru fakir insan gibi? Benim derdim ne kadar onemsiz aslinda, degil mi?


Allah kimini parasiz koyuyor, onunla sinava sokuyor; kimine para veriyor, gereksiz sorunlarla sinava sokuyor; kimini de ikisinin ortasinda birakiyor ki icten bir sekilde sukredebilmeyi ogrensin...


Sanki raziyim artik bos kagit vermeye ben bu sinavda... Bildiklerimi de yapmak istemiyorum yine hirsima, sinirime yenik dusup; yine insanlarin, benim yapabildigimin ufacik bir parcasini bile yapamayan insanlarin eline birakip her seyi!.. Tabi, evet, kesinlikle haklisin, cok cabuk pes ediyorum degil mi? Ah! Bilmem mi ben kendimi. Daha ne gordum hayata karsi degil mi? Daha bir hele dur, parani kazanmaya basla, bir devlet dairesinde burnun surtunsun, bir anani aglatsinlar guzelce, degil mi? Sonra hayatinda daha onemli seyleri kaybet degil mi? A-a! Yoksa gercek hayat kurallarindan mi bahsediyoruz? Yoksa sinav yerine guzel bir oyunda miyiz? Neyiz? Kimiz? Neyim ben? Insan mi? Ben insan olamam... Insan olmak icin cok seyi kafama takiyorum, cok seye deger veriyorum, cok iyimserim... Ben insan olmayi beceremem... O kadar kotu olamam.

"

Der bu genc, hayattan bezmis bir vaziyette... Ve etrafina bakar soyle bir, gordugu sey her zamanki sessizlik ve yalnizlik...


Aslinda ben bir avuc suda yuzmeyi ogreniyorum. Ogrenmesem de olur nasilsa, degil mi? Ya da bogulup gitmek o suda en iyisi...

29 Kasım 2009 Pazar

Yol yorgunu

Boyle haftalik bulten niyetinde oldu durum; ama ozellikle denk getirmeye calismiyorum bu blog yazma islemini. Gercekten ele avuca gelir seyler yasayip; oyle yazmak istiyorum... Ve yazmam gerektigini hissettigim anda yaziyorum. Simdiki gibi...

Farkli bir haftaya girdim, biliyorum bu da ayri sacma bir cumle. Oysaki butun haftalar gayet birbirinin aynisi geciyor. Guzel, ilginc bir bayram gecirdim. Gecirmekteyim diyemiyorum; cunku ben Ramazan Bayrami'ni Amerika'da yasamadigimdan oturu, bayramlarin ruhunu kaybetmis oldugum icin, bayram sadece 1. gundu benim icin. Yarin da guzel(!) Isparta'ma donuyorum. Kaciyorum yani Ankara'dan da. Burasi beni yoruyor, Istanbul da beni yoruyor. Beni yormayan, olmayan kalabalikligi, bes parmak sayisi kadar guzel yeri olan, diger bir sehir, universitemin bulundugu sehir, Isparta'dir sadece. Bu bir haftanin baslangici benim icin bayramla birlikte basladi; ve yarin da dondugum icin, bitiyor fiilen...

Ilginc olan tarafi ise, kalbimi zorluyor olmakta oldugum bir hafta. Ugrasiyorum, tekrar su kalbimi zamaninda attigi hizlilik ile atmasi icin ugrasiyorum; ama o kadar kopmusum ki bazi seylerden, artik 40 yilin planini kuran "ben" gitmis yerine, yarin aksam yemegi icin nereye gitsem dusuncesine giren "ben" gelmis. O yuzden korkularim var bazi seylere karsi; tereddutlerim var, yorgunlugum var bundan sonraki kalp atislarim icin, cabaliyorum; ama olmuyor. Kimseyi yormak ve uzmek istemeyisim agir basiyor her seyden once. O yuzden besmele cekip baslayamiyorum hicbir kalp yuku tasima isine...

Amerika'da kilo vermistim degil mi ben? Guzel, hepsini geri almisim! Verdigim 4-5 kiloyu bir guzeeel geri almisim! Neden mi? Cunku Burger King'i zengin etme cabalarim gayet basarili olmus durumda maddi - manevi anlamda.

Geri donuyorum yarin okuluma. Bu vizelerde yaptigim felaketi finaller icin yapmayacagim kesin! Gider gitmez ders calisiyorum! Ve uzgunum anasini aglatmak tek hedefim tum notlarin. Elimden gelenin en iyisi olacaktir elbette! Insallah! :P

Bu hafta icinde Mustafa Ceceli'nin albumu gecti bilgisayarima. Ben ki 5-6 ay olmustur sanirim, Turkce sarki dinlemiyordum. Sebep olarak da Ingilizce icin kulagimi alisik tutmak olarak gosteriyordum. Bunu Mustafa Ceceli ile bozduk, tabi bir Pink bir Mustafa Ceceli dinleyince, aradaki muzik turu farki boyle arabesk dinlemis etkisi yaratacak boyutta olabiliyor... Butun sarkilari guzel bu albumunde; ama su sarkisi fena gelmedi bana sozleriyle birlikte paylasip; bu yazimi da sonlandirmak istiyorum. Ha bir de ben mutlu olmak icin ne yapmaliyim? Artik sacma sapan yollara basvurmaya basladim. Mutluluk nedir, bilmiyorum ve sonumu da hic hayirli gormuyorum. Hepsinden once su guzel kafami bir guzel toplamam lazim! Yarin Isparta'ya farkli bir gencin inmesini temenni ediyorum, dusunce bazinda...

Mustafa Ceceli - Ben o degilim

Ne kadar kırık gözlerimiz
Ne çok hüzünlü sözlerimiz
Nasıl bir yoldan geldiniz
Ağır olmalı yükünüz.

Sevgiliyimi, sevgiyimi kaybettiniz
Nasıl biriydi lütfen tarif ediniz
Kim gibiydi hatırlayıp 

Benim gibiydi dediniz.

Hayır Ben o değilim
Sizi bu hallere koyan
Ben o değilim
Bunlara neden olan o adam
Ben olamam

Ama beni çok şaşırttınız
Durun ne olur ağlamayınız
Hava soğuk aylardan Şubat
Lütfen içeri giriniz

22 Kasım 2009 Pazar

Derinden gelen ses!

Guncellemeler:

* "En son izledigim filmler" bolumu kaldirildi.

* "Kitap: Beynin Gidasi" bolumu kitaba verilmeyen onemden dolayi kaldirildi.

* "Izleyiciler" bolumu kaldirildi. Edit: Geri eklendi. Ekleniyor n'apalim? :)

*"Dinlediklerim" bolumunu de kaldirdim, ellerim titredi; ama kaldirdim.

* "Bakarim; okurum..." bir sonraki duzenlemeye kadar kaldirildi, takip ettigim kisilerin bloglari profil sayfamdan hala  ulasalabilir durumdadir.

* "Twitter" paletini de kaldirdim.

* Yazilarimi daha seyrek yazacagimi dusunuyorum bundan sonra; cunku yazmanin her zaman bana cozum oldugu inancini kaybetttim sinav haftasi boyunca...

* Kendime yeni bir Turkcell hatti aldim. Yakinda, su anda kullandigim Avea'dan tamamiyle kurtulacagim.

* Vizelerim, ders calismadigim icin gayet kotu gectiler. Ders calismamamin tek nedeni Amerika ruyasini fazla uzattigim ve ondan bana gelen rahatliktan dolayi, pek bir seyi takmama durumumdan dolayidir. Yeni kararlar alma asamasindayim bu geceden itibaren.

* Erasmus evraklarimi hazirlama zamanim geldiginden oturu, artik Erasmus havasina girme zamanim gelmis bulunmakta. Bilete odeyecegim 150 euro civarindaki para ve onun disindaki maddi problemleri asmaya calismaktayim su siralar.

* Israrla beni temsilci yapmak isteyen Work and Travel firmamla ilgili de ayri bir psikopat dusuncem var.

* Fastfood tuketiminde ust seviyeye gectigim icin; yemeklerle ilgili acil kararlar almaliyim.

* Haddinden fazla duygusal olma yolunda ilerliyorum; oyle ki sadece 2 sn lik sarilmalara muhtac durumdayim.

* Makine muhendisligi okumayin, okutmayin!

* Radyo programlarina kafayi takmis durumdayim. Radyo Viva, Show Radyo ve Power Turk uclusunde geziniyorum. Bunun ustune dusmeyi de ayri bir karar olarak aldim.

* Bir de gecen bir arkadasima derken farkettim, artik ileriye donuk sekilde yasamaktan ziyade gunumu en iyi sekilde degerlendirme moduna girmeye basladim. Eskiden bilmem kac yil sonrasinin kararlarini alarak kendimi strese soktugumu farkettim.

* Kendimi sevme yolunda emin adimlarla ilerliyorum.

* Ingilizcemdeki degisimi her dinledigim yabanci sarkida farkina varmam da beni ayrica memnun ediyor. Amerika'da zaman gecirmek kesinlikle faydali bu konuda. O yuzden ileri seviye ingilizce calisma moduma sinavdan onceki kaldigim yerden devam etmeliyim.

* 2012 filmini sinemada izleme karari aldim. Bu aldigim su siralar en ilginc karar.

* Herkesin Kurban Bayrami mubarek, kutlu, mesut, mutlu, hayirli olsun.