1 Kasım 2009 Pazar

Hissedemiyorum.

Zamanim cok kisitli. Nefes alamiyorum sanki. Isiklari kim sondurdu?.. 

Goremedigim, ustumde buyuk bir agirlik olusturan yuk var sanki. Nefes alamiyorum. Neden bir sey duyamiyorum ben?..

Buyuk bir bosluga duser gibiyim sanki. Sesim mi kisildi benim? Neden kimse cigliklarimi duymuyor?..

~~~~~~~~*~~~~~~~~~~~~~~*~~~~~~~~~

Duzenim asiri sekilde bozuldu. Kendimi toparlayamiyorum. Hem zamanim cok hizli geciyor hem de elimde kendime kattigim artilarim yok gibi... Sebebini biliyorum, sebeplerini aslinda... Hala daha atamadim ustumden gecirdigim bu yazin etkisini. Boyle yeter artik diye bagirmak istiyorum. Nerelerden dusmem lazim ki atayim ustumdeki bu buyuk engeli? Neyle korkutmam gerekiyor ki kurtulup normal eski bene doneyim. Ve bunlari basarabilmem, yeni "ben"e asik olmusken, ne derece mumkun olabilir ki?..


Birinin beni cekip duzeltmesine cok ihtiyacim var. Bahane yaratmiyorum. Sadece ogut dinlemekten otesini istiyorum. Yasamak istiyorum...

Yorulmadan, nefes alarak, insanlara sesimi duyurarak ve cevreme karsi duyularim acik sekilde...

29 Ekim 2009 Perşembe

Duygusal gercekcilik

Nasil basariyorum bilmiyorum; ama bana nasil davraniliyorsa aynisini, davranan insana karsi gosterebiliyorum artik. Hem de hicbir uyarida bulunmadan. Bakiyorum, ben bunu haketmiyorum, ben bu kisiye boyle davranmiyordum ya da ne bileyim su kisiden bunu beklemezdim, yazik zamanimi harcamisim su anlamda vs deyip; kendi icimde sessiz sadesiz, kimseye kotu bir soz soylemeden, laf sokmadan -ki bunu cok super yapardim eskiden-, kirmadan-dokmeden bitiriyorum bitmesi gereken duyguyu, ani, konusmayi vs seyleri... Eskiden bu tarz seylere cok takilirdim, inanilmayacak sekilde hem de. Simdi degistigimi farkettim. Ve ne var biliyor musunuz, bu yeni halime asik oluyorum sanki! Hayir tabiki narsistlik boyutunda degilim!

Diger bir durumsa, bu gece farkettigim, haddinden fazla duygusal bir donem yasadigimdir... Ben basit bir dizide bile, ki yabanci bir dizi bu, bu kadar cok duygulandigimi bilmem daha once. Her seye aglar biri oldum son 2 aydir. Belki yurt disinda yasadigim bazi seylerden dolayi bu sekilde olabilirim, dogaldir; ama simdiye coktan eski moduma donmus olmam gerekiyordu benim, sanirim. Bu sekilde mi kalacagim ben? Yani boyle bir korku filminde bile mutlu yasayan bir cifte olmasini istemedigim kotulukten dolayi filmi yarida mi birakacagim ben?

Bu arada nihilizme dogru gidiyorum, beni kurtarin lutfen.

27 Ekim 2009 Salı

Denedim, deniyorum.

Bir onceki yazimdaki seylerden bahsetmek istedim blogumda. Burada bahsetmek istedim cunku yazili olarak tuttugum gunlugumde bu tarz seylere yer vermiyorum, daha farkli bir dunya mevcut orada bana ait.

Alttaki yazimda bahsettigim ve tam anlamiyla baslayamadigim kararlarimlarimdan bahsedeyim, gordugun uzere "artik blog yazmama" kararima uyamadim. Aslinda buna en cok uymak istiyordum; ama kirkinci kez de olsa yazmadan duramadigimi gordum. O yuzden bu maddeyi uzun bir sureligine askiya alip; digerlerinden bahsedeyim. Aldigim kararlari soyle bir deneme surecine aldim oncelikle, mesela ingilizce kitap okuma konusuna bugun el attim ve James Patterson'in Lifeguard isimli kitabina basladim. Biraz boyle baslarda kasti gibi ingilizcesi ama sonra 'tamam iste budur ya' dedim ve okumaya devam ettim. Bundan sonra da yatarken okumayi dusunuyorum 5 gun boyunca. Onun disinda tam anlamiyla yapmaya baslayacaklarim var. Bu birkac gunluk surecte sadece yapabilir miyim diye kendimi sinadiklarim oldu. Bunlardan bir tanesi "messenger kullanmamak" idi. Kullandigim adresteki normal cevrimici olma suremi %80 asagiya indirdim 2 gun icerisinde. Bundan sonra 3 gun boyunca cevrimici olmama karari aliyorum. Normalde mesaj atmam gereken durumlardaki zamanlari %60 asagiya cektim. Bundan sonra 2 gun boyunca mesaj yazmamayi dusunuyorum. Uzgunum, arama yapmak ve telefondaki aramalara cevap vermek zorunda kaliyorum. Annem daha bugun "oglum ingilizceyi boslama sakin!" dedi. O yuzden "telefonda konusmama" durumu da uzun sureli askiya alinmistir. Biriyle hatta birileriyle bulustum bu sure zarfinda. Ne yapayim, 3 gun evden cikmayinca 4. de tum gun sokaklarda surtebiliyorum. "Biriyle bulusmama" durumunu da askiya aliyorum. Yazmak kadar muzik dinlemek de vazgecilmezim. "Muzik dinlememeyi" de askiya aliyorum. Epeyce bir sureligine hem de. Kimseye selam vermedim diyemem ama %70 azalttim. Hocalarima da selam vermedim. Bu ikisini basardim sayiyorum cunku basardim. Bundan sonra da olmasi gereken seviyede selamlasacagim. Sabahlari kahve icemedim; cunku sabahlari derse bile gec kaliyorum. Bundan sonra 4 gun boyunca sabahlari kahve icecegim. Ders calisma durumu, en az 100 sayfa Turkce roman okuma durumu, Ingilizce calisma durumlari bu onumuzdeki 5 gun icerisinde yogunlasmis olacaktir. Ki bunlari bu sure zarfinda basaramadim. Kenara para koyayim dedim ama hangi kenara koyacagimi bulamadim deyip de kaytarabilir miyim? Olmaz degil mi? Tabi. Himm o zaman soyle deyim, bunu "kendim para kazandigim zamana kadar" erteliyorum, ertelemek zorunda kaliyorum aslinda.

En onemlisi, bu sure zarfinda kendimi sevemedim. Yordum, yiprattim, gereksiz bir kac insanla muhattap oldum, birilerine icimden geldigi sekilde, samimi bir oneride bulundum ters bir cevap aldim, baska birinin dertlerini dinleyeyim derken zamanimi harcadigimi gordum... Ve benzeri birkac seyle kendimi uzdum. Kendimi hic sevemedim. Bundan sonraki 3 gun icinde kendimi oldullendirmeyi dusunuyorum her konuda. Ask haric, o kalsin, mumkun degil gibi gozukuyor uzun bir sure zarfinda; ama kendimi bu konuda hic bu kadar acik hissetmemistim. O yuzden kendimi de sevmeyi istiyorum artik.

Boyle iste blog. Seni cok seviyorum; cunku bu kadar nazimi cekmene ragmen bir gun olsun yeter demedin. Ya da en azindan ima etmedin bircoklari gibi...