16 Haziran 2014 Pazartesi

Sahipsiz-lik

Bu günlerimi unutmuyorum Blog. Özellikle bu günlerimi unutmuyorum. Yani kimsenin desteğini görmediğim/hissetmediğim, sahipsiz olduğum ya da sahipsiz bırakıldığım günleri... Bir arkadaşım bana "kin tutuyorsun" demişti. Keşke beni tanıyabilen bir arkadaşım olarak tanımlayabilseydim onu; çünkü ben kin tutmuyorum. Kin tutmak için duygusuz olmak lazım, kalpsiz belki biraz da. Benim en başta yapım böyle bir şeye izin vermiyor. Yoksa, inan Blog, ben de geçmişimi hemen unutabilen biri olmak isterdim.

Yakın zamanda, sayılır yani, bir ilişkinin daha sonuna gelmiştim. Sonra da o da diğerleri gibi; bendeki tüm inancı, tüm umudu ve hayalleri alıp geçmişte yerini edinmiş oldu. Şu anki halimi düşünüyorum. Özellikle son 2 yıldır hayatımın en fazla manevi desteği görme ihtiyacını yaşarken ben, birilerinin değişik yollarla hayatımdan çıkması hiç de yardımcı olmuyor. O yüzden unutmuyorum Blog, bu günlerimi unutamıyorum; unutmayacağım da.

Bazen bir sahip arama duygusuyla hareket ediyor insan. Bazen de sahip olma duygusuyla... Hangisi daha masum sence Blog?

İşte bunlar yüzünden unutmuyorum. Herkesin bana yaptığı en küçük iyilikten en önemsiz kötülüğe kadar her şeyi aklımda tutuyorum. Bazen geçmişimin kayıtlarındaki derinlik beni bile şaşırtıyor, ama keyfimden değil bu durum Blog. Elimde değil. Birinin yüzüne bakınca önce kötülükleri geliyor aklıma, eğer ılımlı konuşmaya başlarsa yavaş yavaş iyilikleri çıkıyor ortaya geçmişte yaptığı. Ama artık bunu da yapmak istemiyorum. Madem silemiyorum insanların bende bıraktıkları iyi-kötü şeyleri, o zaman en acı vermeyeni, o kişilerin hep kötülüklerini hatırlamalıyım diyorum.

Yine de içimde büyük bir eksiklik var Blog. Geçici şeylerle dolduramadığım bir eksiklik. Ve son zamanlarımda sahipsiz durumum daha da koyuyor bana. Bu yüzden unutmuyorum. Böyle bırakıldığım için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder