Geçtiğimiz Salı gününün sabahı oldu. Ben, eniştem ve ablamın anlattığı üzerine, epilepsi kriziyle uyandırmışım onları. Eniştem müdahale etmeye çalışmış. Ağzıma kalem falan koymuş, dilimi daha kötü ısırmayayım diye. O arada onun parmağını da ısırmışım. Dilimden bahsetmiyorum bile, zira hala doğru düzgün yemek yiyemiyorum. Kriz geçirmişim Blog.
O sabahtan önceki geceyi hatırlıyorum az çok. Duygusal anlamda yoğun geçirdiğim bir günün gecesiydi. Hatta, bunu söylediğim için utanıyorum şu anda ama, o gece Allah'tan ümidimi kesmiştim birçok konuda. Malum havalar aşırı sıcak, benim hiperhidrozisim her yazdan daha da rahatsız eder oldu beni. Sınav stresi bir yandan, hayatımdakilerin çıkıp gidişleri diğer bir yandan... Bir de o gece, akıllı ben, uzun zamandır bıraktığım bir ilacı tekrar içmiştim, psikolojik olarak biraz toparlanayım diye. İşte, hepsi birleşti ve o gecenin sabahında ben kriz geçirdim, geçirmişim daha doğrusu. Hatırlamıyorum. Tek hatırladığım, birinin parmağımı bir ara çektiği idi. Çeken kişi de, ablamgilin 112 Acil'i aramasıyla gelen hemşireymiş. Gelip 1-2 tetkikte bulunmuşlar, ben normale dönünce gitmişler. Bir de en az 2 saat yatağımda bir o yana bir bu yana döndüğümü ve her yerimin ağrıdığını hatırlıyorum Blog. Zaten kendime gelince ablam ve eniştemle doktorları gezdik o gün. Özel hastanede birçok tetkik, sonrasında ise muayene ücreti 100 lira olan üniversitedeki bir profesöre muayene oldum en son. Dedikleri aynen şu: "Bu epilepsi krizi kesin. Bence ilaca başlayalım. Ama diğer yandan geçici de olabilir. Sonuçta bu hayatta herkesin böyle bir krizi bir kere geçirme hakkı var" Çok verimli değildi yani benim açımdan. Zaten ilaca falan da başlama niyetinde değildim. Hele ki şu dönemde... Ben aksine kullanmakta olduğum ilacın dozunu yarıya düşürdüm o gün. Sonra daha sonraya bırakmak üzere ayrıldık oradan. Sabah 9-10 gibi başlayan koşuşturma, sanırım saat akşam 7-8 gibiydi, bitmişti. Benim başım hafif de olsa hala ağrıyordu. Sabahki baş ağrım kadar olmasa da...
Ben hala olayın ciddiyetinde değilim sanırım Blog. Ablamgil epey korkmuşlar, belli etmeseler de fazla. Annemgile söylemedik bir şey. Ve benim kendi görüşüm şu yönde, ben salak gibi epeydir bırakmış olduğum o ilacı, ki o ilaç normalde ağır bir ilaç, içmeseydim, böyle bir şey olmayacaktı. Tetikleyen en büyük etken o ilaç. Onun dışında psikolojik anlamda hiç iyi değildim. Tek tutuntuğum dini inançlarımı bile kenara bırakıvermişim, daha ne olsun ki...
Şimdi kendime dönmeye çalışıyorum. Kendi kendime çıkardığım 2-3 tane büyük ve anlamlı dersler var. Yani bana epey iyi bir ders oldu bu kriz muhabbeti.
Bunun dışındaki her şeyin de canı cehenneme Blog.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder