Aynı duaları etmekten yoruldum. Elimi kaldırıp aynı sözleri söylemeye utanıyorum artık. Hak etmediğimi düşünmeye başladım bir çok şeyi. Senelerdir değişen bir şey olmadığı için belki de. Sevilmediğimi, o güzel yere layık olmadığımı düşünüyorum artık. Diğerleri dediklerimle aynı muameleyi göreceğimi düşünüyorum.
Yaz gelince böyle oluyorum. Çünkü yaz gelince artık mutlu olduğum şeyler de elimden alınmış oluyor. Nefret ediyorum yazdan. Hayatımda en nefret ettiğim şey belki de. Merak ediyorum senelerce bu şekilde yaşadım ve ölene kadar da bu şekilde olacak her şey. Gerçekten merak ediyorum, cehennem için ne kaldı geriye?
Dertlerimi anlattığım arkadaşlarım bana Allah'ın beni sevdiğinden böyle olduğunu söylüyor. Eskiden buna inanırdım da artık 25 yaşındayım. Ne o kadar iyimserim ne de hayal kurabiliyorum o şekilde.
Artık beni 1-2 saatliğine mutlu eden antidepresanım da bir işe yaramıyor. Eskiden ağlamak için zorlardım kendimi. Ama şu an bile ağlamamı durduramıyorum. Elimde açılmamış iki kutu var. Hepsini içsem ölür müyüm sence Blog? Belki mutlu şekilde ölürüm.
Dertleşmek son 1 yıldır hiç de öyle rahatlatmıyor beni. Daha da çoğalıyor öfkem hayata ve insanlara karşı. İnsanları uzaklaştırıyorum artık. Geriye 1-2 kişi kaldı. Onlarla da numaramı yenileyince kopacak bağım. Belki küsecekler belki umursamayacaklar ama onları da yorduğumu düşünüyorum artık. Herkesi yorduğumu düşünüyorum. Çünkü sorunlarımı anlamaya çalışıyorlar. Çekmeden bilemeyecekler halbuki. Umarım çekmezler. Kimse çekmez inşallah.
Şimdi bilgisayarımı tekrar masamın üstüne koyup ağlamaktan kızarmış gözlerimi yıkayıp ders çalışmaya zorlayacağım kendimi. Hani KPSS'ye hazırlanıyorum ya, hani memur olma ihtimalimin %15 olduğu bir hayal çizgisi var önümde, ona işte. Kasım'da askere gitmek zorundayım Blog. Ona da ayrıca gün sayıyorum. Ama sabırsızlığımdan değil, iplerin kopacağı düşüncesinden dolayı.
Bunları yazarken de şu şarkıyı dinledim, galiba 4-5 kere. Daha rahat ağlamamı sağladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder