Hiç olmaz diye kalbimden geçen şeyleri yaşadım son aylarda. Hala biraz sızlar içim, değiştirdiğim ya da bitirdiğim şeyleri düşündükçe; ama zaman ilaçtır derler ya hani, bekliyorum ben de, zamanla geçer diye...
Bazı konularda silkelenip kendime gelmeyi düşünmüyorum hiç. Sonuna kadar hatırlayıp, sonuna kadar acısını yaşayıp, bir daha hiçbir şeye, hiçbir kimseye bir şans vermemek var içimde. Hiçbir şey için... Bunu bir kere daha demiştim 2012 yılı başında. Ben kaçarken o "şey" özellikle gelip beni bulmuş, düzenimi bozmuştu. Yani demem o ki, aslında ben ne kadar kaçsam da saklansam da olacak bir şey yine oluyor, her konuda. Yürüyerek geleni, koşarak kovalamak da istemiyorum; ama artık o hale geldi bazı şeyler içimde. Şimdi başka şeyler var içimde, başka duygular dönüp duruyor kafamda. Sakince izliyorum hayatımı. Kendimi akışına bıraktım bu sefer. Yapmam gerekenleri yapıp, çekiliyorum köşeme. Büyük beklentilerim yok, ne insanlardan ne de hayattan. Karnım doysun, derdim az olsun... buna razıyım.
İnsan cesaretli olmalı Blog bazı konularda. Sevgisini, öfkesini, mutluluğunu, hüznünü... gerektiğinde karşısındakine çok açık bir şekilde göstermeli. Bunlar cesaret gerektiren şeyler. Bazı konularda da gurur olmaz mesela. Olmamalı. Bilmeli insan ne istediğini. İstediğini de elde etmeye çalışmalı... Çalışmasına da, ben beceremiyorum bunu sanırım. Çok istesem de korkuyorum, kendime güvenim olmuyor o anda; ama istediğim şeyler olduğunu biliyorum.
Bunları yazarken bile kendime kızıyorum. Evimin duvarına işemiş birine duymam gereken kızgınlık neden yok bende? Neden hala savunmaya geçiyorum, "başka yer bulamamıştır, olsun" diyorum... Demesine de, susuyorum yine. Boşver'melerim moda oldu artık.
Bugün 22 Kasım. Dünya için sıradan bir gün, benim için ise yine soğumuş kahve tadında, Blogumun başında geçirdiğim bir başka gece. Başkaları için nasıl bir gün acaba... Neyse.
Zaman diyorum Blog. Neleri unutturmuyor ki insana...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder