15 Ekim benim için, tam 2 yıl once nerede kaldıysam oraya dönüş tarihim olacak; ama daha tecrübeli her konuda. En önemlisi de bu benim için. Tam 2 senedir, kendimi bir türlü toplayamıyordum. Hep bir şeyleri eksik görüp, birine/birilerine bahane buluyordum.
Dibe batmışlığın en güzel yanı, çözümün sadece bir tek şey oluşu: Tekrar yukarı çıkmak.
Amerika'ya gitmeden önce yaptığım bir şey vardı. Alakasız insanları hayatımdan çıkarmak en iyi karardı mesela; ama sonra baktım ki geri eklemişim hayatıma her birini. Yo-yo üsülü yaşamışım tam 2 senemi. Her attığım iyi/kötü bütün adımlar bana aynı şekilde geri dönmüş. Hayatın görevi bu aslında; ama bendeki attığım her adım, bu iki sene içinde, benden fazlasıyla geri aldı tüm verdiklerini. Hayat bunu yapmıyor normalde. Fazlasına neden olan ben oldum her defa. Ta ki şimdiye kadar. Şimdi 2 senemi doldurmuş durumdayım. Ve o ülkeye gitmeden önce yaptığım doğru şeyleri, bu sefer daha çok sahiplenerek, arkasında duracağım.
2 sene içinde gördüğüm şeylerin haddi hesabı yok. Aslında 3 sene diyebilirim. Gördüğüm ülkeler, tanıştığım insanlar, yaptığım hatalar, edindiğim güzel şeyler... özetle tecrübelerim, benim en değerli varlıklarım. Ve şu anda, bu halimi görenlere üzülerek belirtiyorum ki, bütün hepsini pekiştirip, çoktan yerin dibinden çıkmış sürekli de yükselmeye devam ediyorum. 15 Ekim de resmi tarihimdir. Bu yazıyı okuyup; 15 Ekim'den nasibini almış/alacak kişilere de söyleyebilirim ki gelip "neden" diye sorun. Sizi belki yanlış anlamış olabilirim. Ya da sizin görmediğiniz bir şey vardır bende...
Düzenleme: (8-Ekim-2011) Facebook listemi 15 Ekim'den önce temizledim ve şu anda ekstra açıklamaya girmeye gerek bile duymuyorum. Bir de Turkcell'e geçerek hattımı değiştirme fikrinden vazgeçtim. Numarımı seviyorum.
Bu şarkı da yazımı okuyup anlamaya çalışanlara gelsin:
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder