Aslında hala tartışırım, "orjinal" olarak yazanları mı haklı bulmalı yoksa TDK ile savaş veren kelime olan "orijinal"li benimseyenleri mi taraf tutmalı? Ben mümkün olduğunca orijinal kelimesini kullanıyorum. Kullandırmaya çalışanlardan biriyim ayrıca...
Sahte kelimesi de acaba orijinalin yandan kayıp vermiş hali midir? Ne diyebilirim bu kelime hakkında ben? Hımm, şu sıralar gündemimin güzide kelimelerinden biri, diyebilirim.
Sorgulamıyorum. Sormuyorum. Aramıyorum. Kafamı kurcalayan tek tük konular var; ama yine de içim rahat. Nedir bunlar?
Etrafımdaki insanların sahte gülüşlerinden, sahte "ince" sözlerinden sıkılmış durumdayım. Biri sizin yüzünüze bakıp; kendi içinde değiştirdiği yığınla düşünceye rağmen, birilerine "o insanları kullanıyor" tarzı atıflarda bulunmasına rağmen, rica ettiğiniz şeyleri duymazlıktan gelmesine rağmen, nasıl olur da yüzünüze bakıp; hiç bir şey olmamış dercesine, gülümser; anlayamıyorum. Ben buna iki isim veririm: Biri çocukluktur, diğeri de kullanmaktır...
Şahsen kendimi biliyorum. Bir zamanların susmayan, konuşan, gülen insanı idim. Şimdi pek öyle olduğum söylenemez; çünkü bir zamanlar herkese iyi niyetle yaklaşırdım. Herkese ayrı ayrı değer verirdim. Herkesle ayrı bir muhabbete girerdim...
Girmemek lazımmış efendim. 2-3 kişiyle sıkı muhabbete girmeliymiş insan. O, arkadaşım dediği, kişilerle yiyip içip; afedersiniz sıçmalıymışsınız ki adam yerine koyulasınız. İyi niyetli değil; çıkarcı insan olmalıymışsınız. Kıskandığınız dostlukları bozmak için, elinizden geleni yapmalıymışsınız. İnsanların aklıma bir "şeytan" misali düşünceler yerleştirmeliymişsiniz. Daha çok sayarım aslında, zaman kaybı...
En yakın çevrem şu anda ev arkadaşlarım ve okul arkadaşlarım haliyle. Diğer çevrem Ankara ve İstanbul'da bulunmakta. Tabi yurt dışında olanlar da var. Fakat nedense ben okul ile ilgili durumları abartıyorum biraz. Zamanımın çoğu orda geçiyor diye olacak...
Hala çocuk gibi "not" delisi olan, karı-kız / rakı-balık delisi olan insanlarmış meğer arkadaş diye tabir ettiklerim. İki çift laf edebildiğim, bir elin beş parmağı kadar insan var okulumda. Neden? Çok düşündüm. Benim kimseye zararım yok, onun farkındayım.
Çok mu konuşuyorum? Sus dersin.
Küser miyim?
Kırılırım belki; ama haklıysan üstüne gitmem.
Notları mı yükseltiyorum?
Çalış senin de olsun.
Hatta gel beraber çalışalım. Ne dersin?
Bundan başkası olamaz benim insanlara zararım. Çoğusunun istediği gibi faydam da olmaz; ama...
İçelim mi?
Yok ben içmiyorum.
Kız ayarla bana?
Buyur? Pez*v*nk miyim ben?
O zaman bi' s*kt*r git!
...
Böyle midir arkadaşlık? Ya cidden bahsettiğim seviyede insan yok. Ya da ben fazla ciddiye aldım, dost-arkadaş-üniversite ortamı olaylarını... Almamam mı gerekiyor acaba? Yani liseden mezun olduğum gibi üniversiteden de mezun olayım diyorsunuz? "Ot" gibi boş ve kuru...
Yine de çok şükür hala insanlığını koruyabilmek bir kaç arkadaşım var. Aklı başı yerinde, konuşmasını bilen, beni ben olduğum için seven ve hatalarımı, benim gibi, yüzüme söyleyebilen...
Teşekkür ediyorum Sdü!
* Yaşımdan büyük insanlarla arkadaşlık kurmamı öğrettiğin için.
* Her ne olursa olsun, iyi niyetimden vazgeçmemem gerektiğini gösterdiğin için.
* Her samimi olduğumla dost kalmak zorunda olmadığımı gösterdiğin için.
Teşekkür ederim sahte arkadaşlarım!
* Vaktimi daha kıymetli kullanmam gerektiğini öğrettiğiniz için.
* Dinimle, konuşmamla, görüntümle, bulunduğum konumla benim kişiliğimi karıştırıp; beni kafanızda farklı noktalara getirdiğiniz için.
* Esas arkadaşlarımın kim olduğunu gösterdiğiniz için...
Bunlar çok tanıdık geldi bana biliyor musun? Benim bu "arkadaş" dedikleri kişilerden yana pek şansım olmadı, belki de istediğim "kalıp"ta olanlarla tanışmadım bilemiyorum. Son günlerde kalıbında olanlarla tanıştığım zaman elimden kaçırmamak için her şeyi yapsam da, olmuyor. Belki de diyorum, yanlış benim. Benim arkadaşlığımda problem var. Her neyse, yalnızlık güzel şu sıra...
YanıtlaSil*Lisede analitik hocamız "orijin" yazardı o sıfırın olduğu yere(+), çok taktir ederdim kadını. Çoğu öğretmen pek dikkat etmezdi buna zira. Orijinal takıntım var benim. \_/
Teşekkür ediyorum Sdü!
YanıtlaSil* Yaşımdan büyük insanlarla arkadaşlık kurmamı öğrettiğin için.
* Her ne olursa olsun, iyi niyetimden vazgeçmemem gerektiğini gösterdiğin için.
* Her samimi olduğumla dost kalmak zorunda olmadığımı gösterdiğin için.
Teşekkür ederim sahte arkadaşlarım!
* Vaktimi daha kıymetli kullanmam gerektiğini öğrettiğiniz için.
* Dinimle, konuşmamla, görüntümle, bulunduğum konumla benim kişiliğimi karıştırıp; beni kafanızda farklı noktalara getirdiğiniz için.
* Esas arkadaşlarımın kim olduğunu gösterdiğiniz için...
insan her gün bir şeyler ögrenıyor...uzaktada olsa iyi birileri nefes alıyor..
aynı şeyleri savunan birilerivar güneşin altında...
sayıları bi kaçta olsa umur veriyor insana...
insanlar vardır kenidini toprak edersin ona seni bi kalemde içten içe hesaplar yapar..
seni yalnız bırakır..
sadece seni kullanıyormuş...
ihtıyacı oldugu için senin yanındadır....ve bu yetmez sana iftiralar atar...seni harap eder...seni meze yapar...utanmazdır.yüzsüzdür...ama hep sabredersin....kendini düşünür.egosu tavan yapmıştır.
ve iki yüzlüdür...insanlara rehberlik eder...başına bi dert gelince aklına gelirsin rahatlayınca seni satar hemen....hatta iftira atar...seninde yapacagın hiç bir şey yoktur.sadece Allaha havale edersin...
yazdıklarını paylaşıyorum...herşeye ragmen iyiler var sayıları azda olsa...selam ile...
@Agül;
YanıtlaSilBen de bir ara düşündüm, acaba arkadaşlık anlayışımda mı sorun var diye; ama sanmıyorum. Sonra bu teorimi çürüten yığınla şey gördüm. Hatta bugün bir arkadaşımla uzun bir yolda uzun bir konuşma yaptık insanlık ve arkadaşlık üzerine. Çok güzel ve kesin/faydalı kararlar aldım. O yüzden dediğin gibi böyle iyi, sakin yalnız. :) Her şeyin tadını alıyorsun.
@kim gölgesinden kaçabilir ki;
Çok güzel ifade etmişsin durumumu. Ne yazık ki sonradan farkettim. Meğer ben onları değil, onlar beni kullanıyorlarmış. Şimdi işlerine yarar pek özelliğim kalmadığı için olsa gerek, iftira ya da aynı beyinli insanların oluşturduğu düşüncelerle dolanıyorlar. Teşekkürler ince düşüncen için. İyiler az da olsa var, dediğin gibi...