10 Ocak 2025 Cuma

Ve Yeni Yıl

2025 yılı da geldi. Yengeç burçları için süper bir yıl olacakmış. Bakalım dedim...

Bir gün eve gelen bir postayla başladı sanırım bu "süper" yıl olayı. iPhone 15 kazanmışım Akbank'ın yaptığı bir çekiliş sonucunda. Ben katılırım öyle fırsat buldukça çekilişlere. Takip de ederim ciddi şekilde. Bu güne kısmetmiş dedim. Telefonun vergisiydi, noter tasdiği vs. derken yaklaşık 7500₺ harcadım çoktan. İnşallah tez zamanda elime geçer.

Peki bendeki heyecan? Sadece öğrendiğimdeki yüksek bir heyecan yaşadım. Sonra tuhaf bir boşluk, korku, hissizlik... bilemiyorum. Başkası olsa deliye dönerdi belki de. iPhone marka olmasaydı telefonum belki... Telefonumu alırkenki heyecanımı hatırlıyorum. Arkadaşımla bekliyorduk açıklanmasını özelliklerini ve fiyatını: iPhone 13 Pro! Ön siparişle 16 bin liraya almıştım sanırım.

Sağlığımla ilgili de süper bir yıl olmasını diliyorum Blog. Vermeye çalıştıkça aldığım kilolar, düşürmeye çalıştıkça çıkan şekerim... n'olacak böyle? Benim elimde, diyor birileri. Uyku düzenim de var bozuk olan.

Her şey güzel olacak inşallah.

Hoş geldin 2025! 🎊

27 Ekim 2024 Pazar

Bir Süredir


Düşünemiyorum, hissedemiyorum. Sadece nefes aldığımı, yiyip içtiğimi, ekrana ya da kağıda baktığımı söyleyebilirim. Vakit geçirmek ya da ömrümü tüketmek için yaptığım bilinçsizce etkinlikler olarak tanımlayabilirim onları da. Ölmeyi bekliyorum sanırım Blog.

Kimseye güvenim kalmadı. Güven aslında doğru tanım olmayabilir, şöyle demeliyim bence: Kimseye ihtiyacım kalmadı. O yüzden saçma sapan triplerini ya da değersiz davranışlarını gördüğüm kişileri çıkartıyorum hayatımdan. Kimse kalmasa da çevremde, hiç umrumda değil. Yalnızken daha huzurlu gibiyim. Çünkü çevremdekileri güldürmek için harcadığım enerji, herhangi bir durumda onlar için harcadığım üzüntüden çok daha fazla. İşin sonunda ben kalıyorum tükenmiş taraf olarak. O yüzden böyle güzel. Olması gerekenlerle devam...

Sağlığım konusunda yapmam gerekenleri çok iyi bilmeme rağmen, hala daha ileri adım atamamış olmam; bir süredir bazı konularda net olamayışımdan sanırım. Birilerine tembellik konusunda sürekli uyarılarda bulunurken, kendime de erteleme konusundaki yakınmalar şeklinde ilerliyor Blog. Yarın, yani şu anda, pazar günümü nasıl geçireceğimle ilgili bile aklımda net bir şey yok. Erken kalkabilsem Kartal'a giderdim. Gidebilirim aslında yine de. Evde durunca dizi/yemek/uyku şeklinde geçiyor bir süredir hayatım.

Okumam gereken yığınla güzel kitaplarım var. İzleyeceğim dizi ve filmlerim var birbirinden güzel. Geçenlerde odamı düzenlerken bilgisayarımdaki dosyalarıma da el attım. Aslında bir düzenle başlayabilirim. Yine de bir çakmak lazım sanki, ateşlenebilmek için. Sana bile yine kaç zaman sonra dönüyorum Blog...

16 Temmuz 2024 Salı

Neler Oldu/Bitti

Blogum, sanal dert ortağım, ağlama duvarım... Merhaba!

Yok cidden, ağlayamıyorum. Bazen şarkılar var tüylerimi diken diken ediyor; tam 1-2 damla düşecek gibi oluyor, bakıyorum yalnız değilim ortamda... Saklıyorum, içime atıyorum göz yaşımı.

En son ne zaman ağladım uzun uzun, hatırlamıyorum. Hani böyle dünyevi şeylere değil de, kendime, içime, duygularımın örselenişine ne zaman ağladım hatırlamıyorum. Çok istedim sakin sakin ağlayayım, hafif esen serin havada...

Neyse, geçen çarşamba yine istifa ettim. 40 gün falan çalıştığım bir başka "baristacılık" işinden. Ve yine aynı tepkiler, şaşkınlıklar: "aaa makine mühendisisin, ne işin var burada"

Müdürle ilgili yığınla eleştiride bulunurdum; ama seni kirletmeye değecek biri değil Blogcum; ama yatırım yapan patronumu seviyordum.

Hayat... bu yaz çok sıcak geçiyor ve bendeki hastalıklar "yeteeeeer!" dedirtti. Aşırı terleme ve diyabetin kombinasyonu karşısında Superman olsa yarışamaz sanırım... O derece. 

18 Temmuz tarihinde sağlık konusunda başka bir adım atacağım. İnşallah bu sefer etkili olacak... Detayına inmek istemiyorum; ama güzel olsun diyelim.

Ve söylemeden geçemeyeceğim güzel bir şey de oldu. Geçen salı günü, izin günümdü ve ilkokul 1-4 arasında birlikte okuduğum ilkokul arkadaşımla görüştüm. O Akçaabat'dan gelmişti Yunanistan gezisi için. O arada İstanbul'da görüştük. Şimdi diyorum kendime keşke görüşünce ağlasaydım. Çünkü onun yüzüne de demiştim "sana bakınca bütün masumiyetimi, saflığımı görüyorum" diye. 26-27 sene geçti üstünden. Ah ah...

22 Temmuz tarihinde 36 yaşıma giriyorum Blog. Hazır olalım. 😜

Yazımı 1 haftadır keşfedip sürekli dinlediğim bir sanatçı ile sonlandıracağım; Ece Ata. Kendisi de sesi de çok zarif. Sezen Aksu'nun Sen Ağlama şarkısını bir de kendisinden dinleyelim: